5

548 39 36
                                    

Hatırlatma:
"Bizim malikanemize"
Hatırlatma bitti.

Şuan neredeyse 10 dakikadır uçuyorduk. Oldukça yorulmuştum ama az kalmıştı. Çünkü ileride simsiyah bir ev gördüm ve daha hızlı uçmaya başladım. Çok şükür gelmiştik. Evin içine yavaşça girdim. Dışı gibi içi de simsiyahtı. 2-3 katlıydı ve bayağı konforlu duruyordu. 

"Vay be, cidden çok güzelmiş." dedi Se-Yeon. Ona katıldığımı belli etmek için kafamı yavaşça olumlu anlamda salladım. 

"İstediğiniz odada kalabilirsiniz kızlar." dedi Chan. Kafamızı salladık ve eşyalarımızı odaların birine koyduk. Şimdi ise Se-Yeon - Minho - Hyunjin - Felix ve ben oturuyorduk. Diğerleri ise avlanmaya çıkmıştı. Ben telefonum ile ilgilenmeye başlamıştım ki Hyunjin bana dönüp konuşmaya başladı.

"Ne o So-Min? Beomgyu'ya mı yürüyorsun?" dedi sırıtarak.

"Ha?" diye bir ses çıktı ağzımdan. Telefonuma baktığımda Beomgyu ile olan yazışmalarımızın açık olduğunu gördüm. AİSH! Özel gücünü kullanıyordu. 

"Hayır" dedim tekdüze bir sesle. 

"Yazdıkların ve onun yazdıkların hiç öyle durmuyor ama. 'OyOkO vOrSoN sOmOn'" dediğinde sabır diledim ve telefonuma bakmaya devam ettim. Hyunjin birden kalkıp dibimde bitti ve telefonumu eline kaptığı gibi havaya kaldırdı. Ah! Bu çocuğun bugünlerde nesi vardı? Aşırı gıcıktı!

"Hey ver telefonumuu" dedim sesimi yükselterek. 

"Boyun yeterse al bakalım CÜCE" dedi. 

"Bana bak yerden bitme" dedim evet bunu kendi boyumun bilinciyle söyledim. Felix, Minho ve Se-Yeon bu dediğime kahkaha attılar. Resmen bizi izliyorlardı. En sonunda dayanamadım ve elime yastık alıp Hyunjin'in kafasına geçirdim. 

"OOOOOOOOOOOOOOO" diye sesler geldi salondan. Göz devirdim ama geri yerime oturmadım. Çünkü biraz daha gerilirsem çok özür dilerim ama altıma yapacaktım. O yüzden tuvalete doğru yöneldim.

İşim bitmişti. Ellerimi yıkayıp çıktım fakat karşımda duran Hyunjin'i görünce "Of" çektim. O ise bir müddet beni izledi. Sanki bir şey yapmak istiyormuş da yaparsa bunun sonucu ne olur diye düşünüyor gibiydi.

Bir müddet sonra kafasını salladı. Elini ağzıma tutup beni bir odaya götürdü.

"Siktir napıyorsun Hyunjin?"

"Eee şey bişey yapmıyorum."

"Eeee beni neden buraya getirdin?"

"Seninle birşey konuşmalıyım."

"Ne gibi?"

"Hiç belirti aldın mı?"

"Ne belirtisi?"

"Özel güçlerle ilgili."

"Hayır, hiçbir belirti almadım."

"Hmm, anladım"

"Beni bu yüzden mi buraya getirdin?"

"Belki birgün başka nedenler için de getiririm" dedi ve sırıttı. 

Ben ise gözlerimi devirdim ve kapıya doğru gittim. Fakat Hyunjin'in eli, bileğimi tuttu ve beni duvara yasladı.

Bu sefer fırlatmadı, oldukça nazikti.

"Şimdi, sonunda çok pişman olacağım bir şeyi yapacağım." dedi sessizce.

"Yap o zaman" dedim fısıltıyla. Refleks olarak gözlerim kapanıyordu.

Dudağımda hissettiğim, Hyunjin'in dudakları ile titredim. Oldukça nazik öpüyordu. Sanki beni hayatında ilk ve son kez öpecekmiş gibi...

2 dakikadır aynı şekildeydik. Sonsuza kadar böyle bekleyebilirdim fakat kalbime giren büyük sancı ile inledim. Hyunjin de aynı şekildeydi. Resmen acıdan çığlık atıyordum!

Hemen kapımız açıldı ama ben gerisini hatırlamıyordum çünkü acıdan bayılmıştım.....

-------------------------------------------------------------

Yeni bölüm çok çok yakında gelecek. Bu bölüm biraz So-Min ve Hyunjin'e moment verdim. Ama bu okuduğunuz son etkileşim SJKDJKSHFGSDHG Şaka Şakaa.

Neyse oy ve yorum atın. Yorumlarınızı okuyunca hem motive oluyorum hem de eğleniyorumm.

YORUM ATMAZSANIZ RÜYANIZDA TOTİŞİNİZİ KITLARIM

İyi Okumalarrrr ^3^

Bu arada bu momentları  hwangkyungei  'den esinlenerek aldım. Onun kitabına da göz atabilirsinizzzz ^^

VAMPİRE // STRAY KİDSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin