8

549 28 86
                                    

Yaklaşık yarım saat sonra eve ulaştık. Hyunjin, hâlâ So Min'i kucağında taşıyordu. Oldukça yorgun gözüküyordu. Gözleri yara bere içindeydi. So Min'i odasına çıkardı ve aşağı indi... 

SO MİN'DEN

Gözlerimi ağır ağır araladığımda hâlâ üstümdeki yorgunluğu atamamıştım. Aklıma Hyunjin ile bağlandığımız zaman geldi. Canı, benim gibi çok yanmış mıydı? Kalktım ve aşağı indim. Herkes oradaydı, Changbin hariç. Hyunjin'in yüzü yara bere içindeydi ve benden daha yorgun duruyordu. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Koşup ona sarılmak bir daha da bırakmamak istiyordum.

Tanrım! Ben bu hisleri ne zaman beslemiştim böyle. Evet, o çok yakışıklıydı ama ben onun sadece yüzüne mi aşık olmuştum? Peki o benim? O benim kalbime mi aşık olmuştu, yüzüme mi? Eğer yüzüme olduysa sıkıntı değil ama kalbime aşık olduysa kendimi suçlu hissederim. 

Hyunjin'in sesi bu düşüncelerimi böldü. "İyi misin?" kendisi benden daha kötüydü ama ona rağmen bana "İyi misin?" diyebilecek kadar kibardı. "Sen iyi misin?" dedim gözlerim dolu dolu. Onun da gözleri doluydu ve gülümseyerek cevap verdi. "Sana sarılabilsem daha iyi olacağım." dedi. "Bende" dedim fısıltıyla. Koltuklara oturacaktım ki sadece Hyunjin'in yanı boştu bende Se-Yeon'un yanında oturan Minho'ya gittim ve "Ben oturabilir miyim?" dedim. Minho önce bana sonra Se-Yeon'a baktı. 

Se-Yeon ise Minho'yu koltuktan itti. Herkes kahkaha atmaya başladı. Bende kahkaha ile Se-Yeon'un yanına oturdum. Başımı onun göğsüne yasladım ve saçlarımı okşadı. Bu zamanlar tam da buna ihtiyacım vardı. Saçlarımın okşanmasına.... Bir kaç dakika sonra içeri Changbin girdi, bana ve Hyunjin'e bir şişe kan uzattı. "Alın bakalım, solgun gözüküyorsunuz. Benden size kıyak." dedi ve gülümsedi. Bende gülümsedim ve "O zaman benden de sana kıyak. Şimdi bekle sana sandviç yapacağım." dedim. O da gülümsedi ve bir yere oturdu.

Bang Chan bana döndü ve "Laneti öldürmenin 5 etabı var ve siz iki tanesini bitirdiniz bile." dedi. Şaşırdım ve "Ne yaptık ki?" dedim. "İlk etap ikinizin de bir süre lanete rağmen birlikte kalmanızdı. İkinci etap ise sadece Hyunjin'in acı çekmesiydi. Üçüncü etap sadece senin acı çekmen olacak So Min. Dördüncü etap da sizin ellerinize birbirine kelepçeleyeceğiz ve sizi ormana salacağız. Bir insan avlayıp kanını içeceksiniz fakat bu kanı birbirinize vereceksiniz şimdi söylemeyeyim anlamışsınızdır." dedi ve ne demek istediğini anladım ve başımı salladım. Bu biraz iğrenç olacaktı...

"Beşinci etabı ben sizin için yapacağım. Bir iksir var, bu iksirin malzemelerini almam gerek bu yüzden Stray Kids size yardım edecek." dediğinde ağırca başımı salladım.

"Kolaymış" dedim ifadesizce. Hyunjin de onaylamak için başını salladı. "Ben 3. etabı şimdi yaparım, Hyunjin'i bayıltın." dedim cesur olmaya çalışarak. Fakat korkuyordum. Canım çok yanıyordu ama bunu Hyunjin için yapabilirdim. "So Min, bak istemiyorsan yapmayabilirsi-" "Yapacağım" dedim başımı dikleştirerek.  Hyunjin hâlâ kendini suçlu hissediyordu.

Bu yüzden onu evire çevire si- şey dövmek istiyordum. Sabır diledim. Chan, Hyunjin'i bir bez koklatarak bayıltmıştı. "Şimdi ne yapmalıyım?" dedim Chan'a. "Ona temas et en az 10 dakika." dedi. İç çektim ve Chan'a "Çığlık atabilir miyim? Ya ben de bayılırsam?" dedim. "Çığlık atabilirsin. Ve bayılmazsın al şunu iç." dedi ve bir şişe verdi. Aldım ve 3-4 yudumda içtim. "Acıyı azaltması için." dedi Chan. Kafamı salladım ve Hyunjin'e yaklaştım. "Onu öpebilir miyim?" diye sordum Chan'a. Chan ise sabır diledi ve başını salladı. Herkes odadan çıkmıştı ben ise Hyunjin'e yaklaştım ve yanına uzandım. Canım yanıyordu ama kendimi sıkıyordum. Ben 10 dakikanın dolmasını beklerken baygın yatan Hyunjin'in bütün yüz hatlarını ezberlemeye çalışıyordum. 

Gerçekten çok yakışıklıydı. Çekik gözleri, kalın ve dolgun dudakları, pürüzsüz teni.... O gerçekten çok yakışıklıydı. Sol gözünün altındaki beni yüzündeki bütün yakışıklılığa uymuştu. Öne doğru uzanıp yanağından öpmüştüm. Dudağım yanmaya başlamıştı ama umurumda değildi. Biraz daha yaklaştım ve o hasret kaldığım dudaklarla birleştim. Ayrıldım ve ondan teması kesmeyerek koltukta oturur pozisyona geçtim ve başını dizime koydum. Okşamaya başladım, arada öpücükler konduruyordum.

Birkaç zaman sonra Chan odaya girdi. "Süren bitti." dedi. Ben de kalktım ve içeri gittim. Giderken koridordaki asılı duran aynaya baktım. Göz altlarım morarmıştı ve solgun gözüküyordum. Umursamadım ve içeri girdim. Se-Yeon koştu ve bana sarıldı. 

---------------------------------

Merabaaaaa

Dünyanın en kısa bölümüne hoş geldiniiiizzz

Nassınızzzz

Ben eyuyummm

Siz de ey olun

Bir sonraki bölümde görüşmek üzreeeee

(Dünyanın en yazım yanlışlı açıklaması)

🖤


VAMPİRE // STRAY KİDSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin