Araba, akademinin kapısının önünde durdu. Uçları altın renkli sivri demir çubuklarla birleşmiş, kenarlarındaki mermer iki kolonun üzerindeki siyah, ürkütücü lambasıyla, üzerine 'New Bruswick Cosmic Akademi' tabelası asılmış akademinin kapısından içeriye doğru adımımızı attık. Akademi dün gece olanlardan sonra oldukça sakin görünüyordu. Bahçe gardiyanlar haricinde sessiz ve bomboştu.
"Herkes okulu terk etmiş galiba." dedi Scott alaycı bir gülüşle.
Akademinin içerisine girdik. Koridorlar boştu. Koridorlar uzun ve genişti. Duvarlarda New Bruswick savaşında hayatını kaybeden asil Kinezlerin fotoğrafları vardı. Sürekli oradan geçerken gözüme çarpan tek fotoğraf vardı.
'Sevgili Bay ve Bayan Scarlett -1986'
Kameraya içten gülümseyen, çok mutlu görünen bir çift...
Siyah saçlarıyla, kahverengi gözleriyle, kafasına taktığı kırmızı saç bandıyla, gülüşüyle büyüleyen bir kadın.
Kadına doğru yönelmiş aşk dolu bakışlarıyla, hafif beyazlamış sakalı ve asil, karizmatik duruşuyla büyüleyen bir adam.
Annem ve babam.
1986 savaşı sırasında bir grup Yukonezi tarafından öldürülmüşlerdi. 4 yaşımdayken savaş başlamıştı. Onları hiç tanıyamamıştım. Hatırlayamıyordum. Sadece amcamın anlattıklarıyla onları biliyordum. Ailenin tek çocuğu bendim. Ailem öldükten sonra amcam beni evlat edinmişti. Kendi çocuğu gibi bana bakmış, beni oldukça iyi yetiştirmişlerdi. Lunarkinezi yeteneğimi babamdan almıştım. Babam geliştirdiği bu yeteneğiyle bir çok yerde tanınırmış. Aile soyumuz asil üyelerden geliyormuş. Annem ise Pyrokinezi ustasıymış. Bir akademide birkaç yıl eğitmenlik yaptıktan sonra babamla evlenmiş. Örnek gösterilecek bir çift olmuşlar her zaman. Ailemden dökülen kanların hesabını almak için bu akademideydim. Ve bu duvarda asılı fotoğrafı her gördüğümde daha çok hırslanıyor, Lunarkinezi yeteneğime daha çok ısınıyordum.
"Çocuklar, siz odalarınıza çıkın. Ben etrafa göz atacağım. Bay Heaven sizde kızlara eşlik edin." dedi Bayan Leander.
Scott başıyla onaylayarak:
"Gidelim kızlar." dedi.
Okulun yan tarafındaki yurda doğru ilerledik.
Yurt, akademi kadar sessiz değildi. Öğrenciler odalarının önünde gruplaşmış, endişeli bir şekilde dünkü olanlar hakkında tartışıyorlardı. Odaların bazıları boşaltılmış, bazıları ise kapısının önündeki valizlerle boşaltılmayı bekliyorlardı. Anlaşılan dünkü olay Akademi'yi derinden yaralamıştı. Cass'in odasına vardık.
"Teşekkürler." dedi Cassie.
"Rica ederim. Bir şey olursa odamdayım. Akşam yemeğinde görüşürüz." dedi Scott gülümseyerek.
Kapıyı kapattı.
"Bütün gece senin yanındaydı demek." dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Hiç yanımdan ayrılmadı düşünebiliyor musun?"
"O da senden hoşlanıyor demek ki."
"Ah.. evet, evet, evet. Onu seviyorum Amy. Çok mutluyum."
"Birde bana sor." dedim sessizce mırıldanarak.
Cass, boy aynasının önünde durmuş, gardırobundan aldığı sarı bluzu üzerinde tutarak aynaya bakıyordu.
"Bu da çok sıradan." dedi bluzu yatağa fırlatarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cosmic Akademi (ASKIDA)
FantasyBir Cosmic Akademi.. Düşmanlara karşı yeteneklerini geliştiren Kinezler.. Bir yandan insanlar üzerinde deney yapan düşman Yukoneziler.. Diğer yandan tutku dolu bir aşk serüveni.. Negatif enerjileri toplayıp, saldırıya dönüştüren Lunarkinezi yete...