gay panic

189 19 9
                                        


Haerin aldığı darbeyle üstüme doğru düşmek üzereyken onu kollarımla kaldırdım. Dengesini sağladığında hemen arkasına döndü. Uzun kumral saçlı bir kız, Haerin'e egositçe bakışlar atıyordu. Yanındaki Minji'yi fark etmem de pek uzun sürmedi. Demek ki onun arkadaşıydı. Kız Haerin'e göz devirirken Haerin de ona ölümcül bakışlarını atıyordu.

Minji "Hadi Danielle, gidelim." diyerek kızın koluna girip götürürken de hâlâ o kıza bakıyordu Haerin. Demek ki Minji'nin sabah konuşurken Dani dediği kız buymuş. Haerin hâlâ onların gittiği tarafa doğru bakarken omzuna dokundum ve "Hadi, biz de gidelim." dedim. Haerin bana dönmüş ve ölümcül bakışları yerini tatlı bakışları almıştı. Onun bu hâline gülümserken o da bir yandan söyleniyordu. Gülmesine rağmen sinirliydi.

"O kızı tanıyor musun? Minji de yanındaydı."

"Bu sabah birisiyle konuşurken bu kızdan da bahsetmişti. Arkadaşı herhalde."

"Kızın arkadaşları da kendisi gibi salak."

Dediğine güldüm. Sohbet ede ede giderken bahçeye inmiştik. Merdivenlerden inip öylesine bahçede dolanmaya başlamıştık. Bahçenin en kenarındaki duvara geldiğimizde önümüze döndüğümüzde Minji ve Danielle'in kol kola bize bakarak gezindiğini görmüştüm. "Bunlar bizi mi takip ediyor?" diye fısıldadım ona. "Bilmiyorum." diye mırıldanırken Minji'nin bakışlarını üstümde hissedince istemsizce ona baktım.

Göz göze geldiğimizde bakışlarını hiç ayırmadan bakmaya devam etti. Göz devirip önüme döndüm. Haerin "Çok sıkıldım ya. Boş boş dolanmaktan başka bir şey yapmıyoruz." diyip ofladıktan sonra onu onaylayıp sınıfa doğru ilerledik. Biz içeri girdikten birkaç dakika sonra ders başlamıştı zaten.

Hocanın bağırışlarıyla gözlerimi açtım. Kafamı gömdüğüm kollarımdan kaldırıp etrafa baktığımda hocanın sınıftakileri azarladığını gördüm. Yanımdaki Haerin'e dönüp 'ne oluyor' bakışı attığımda "Boşver ya. Hoca yine boş boş azarlıyor. Uyu sen." diyip kafamı okşadığında uyuşmuş kollarımı sessizce gerdim. Birkaç saniye kendime geldikten sonra hoca fark etmeden dediği gibi uyumaya devam ettim.

"Kanka uyan artık. Öğle arasına geldik." diye dürtülmemle uyandım. Kafamı kaldırdığımda Haerin'in eliyle beni dürterken dibime soktuğu cüzdanıyla göz göze gelmiştim. Elini eliyle çektiğimde "Öğle arasında mıyız?" dedim uykulu hâlimle. "Evet. Ben kantine ineceğim. İstiyorsan gelirsin." dedi eliyle cüzdanını sallarken. Kafamı kaldırmadan onu başımla onayladıktan sonra sınıftan ayrıldı. Bende elimi yüzümü yıkayıp ayılmak için sınıftan çıkıp tuvalete ilerlemeye başladım.

Tuvalete girdiğimde çok kalabalık değildi. 3-5 kişi vardı. En soldaki musluğa ilerleyip elimi yüzümü yıkarken kapının kapanma sesiyle oraya baktım. Herkes gitmiş koskoca tuvalette tek başıma kalmıştım. Tek başıma biraz kaldığımda tekrar kapı açıldı. Bu sefer gelen Minji'ydi. Kendi kendime sessizce ofladığımda ne olduğunu anlamadığım bir şekilde bileğimden tutulup bir kabine çekildim.

Olayın şokuyla kalbim hızlanmışken kabinin kapısı hızla kapatıldı ve kapıyı kapatan kişi önüne dönünce Minji'yle karşılaştım. Beklemediğim bir şey değildi açıkçası. Göz göze gelince direkt ilk sorduğum soru "Ne oluyor?" olmuştu. Beni umursamayıp bana doğru bir adım attığında istemsizce bir adım gerilemiştim. Şu an ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.

"Minji ne yapmaya çalışıyorsun?"

Dediğimin aksine saçma sapan bir cevap verdi.

"Eminim."

"Neye?"

"Hatırlamıyor musun?"

"Neyden bahsediyorsun?"

Beni omuzlarımdan tutup duvara yasladığında gerildiğim için hızlı atan kalbim daha çok hızlanmıştı. Bir süre bana bakıp tepkimi ölçmüştü. Anlamsızca suratına bakıyordum sadece. Birkaç adım atıp bana yaklaştığında "Hatırladın mı?" diyince şimdi hatırlamıştım. Geçen gün aynısını ben ona yaptığımda 'Emin misin?' diye sormuştum. Onun cevabını veriyordu şimdi bana.

Bana daha fazla yaklaştığında aramızda 1 cm bile anca vardı. Şu an kalbim hızlı atıyordu ama bundan dolayı değildi. Beni kabine soktuğundaki korku yüzündendi. Ama şimdi o bunu farklı anlayacaktı. Bu yüzden sinirlenmiştim. Onun kalbi ise normal atmaya devam ediyordu. Bu durumdan sinirlendiğim için omzunu tuttum kollarımla. Birazcık aptallıktan zarar gelmezdi?

O, yaptığım harekete şaşırmış ve bana ne yaptığımı anlamaya çalışıyorcasına bakıyordu. Bende yüzüme bir sırıtış geçirmiş, ona bakıyordum. Omzundan tutup sanki aramızda çok mesafe varmış gibi onu kendime daha da yaklaştırmıştım. Onun yüzünde artık şaşkın bir ifade vardı ve bana öylece bakmaya devam ediyordu. Bende bu hâline gülümsüyordum.

"Hanni ne yapıyorsun?"

Sonunda konuştuğunda kalbinin ne kadar hızlı attığını fark etmiştim. Gay panic. Amacıma ulaşmıştım.

"Emin olduğunu sanmıyorum, Minji."

"Hanni ne saçmalıyorsun?"

Onun böyle çelişmesi hoşuma gitmiş ve daha fazlasını yapmaya karar vermiştim. Onu kışkırtmak zevkliydi. Elini bacağına koyduğumda beklemediği temas yüzünden korkmuş ve afallamıştı. Onun bu hâline gülmüş bacağını okşamıştım. O da bir süre duraksamış ve eli benim bacağımı bulmuştu. Ben gülerek ona bakarken o da bacağıma bakıyordu. Bacağımı okşadığında yanlışlıkla kıkırdamıştım. Bana baktığında sırıtarak baktım ona. Şu an ne yaptığımızı asla anlamıyordum.

"Hanni ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum."

"Emin olup olmadığını kanıtlıyorum sadece."

"Neyden?"

"Lezbiyensin, değil mi?"

"Hayır, saçmalama."

"Peki, bir anlaşma yapalım."

"Ne anlaşması?"

"Anlarsın birazdan."

Ben bacağını okşamaya devam ederken birden kasıldığını fark ettim. Gerilmiş olmalıydı. Yüzümü yüzüne çıkardım. O, sessizce yere bakıyordu. Tabii kalbi sessiz sayılmaz. Birden dudağına yapıştığımda kalbinin 2 katı hızlandığını duyabiliyordum. İlk başta ne olduğunu şaşırdığından dolayı öylece durmuş sonra o da karşılık vermişti. Şu an başka bir planım vardı.

Elim tekrar bacağını bulmuş, bu sefer okşamak yerine tırnaklarımı geçirmiştim. Beklediğim gibi, acıdan dolayı inlemişti. Şimdi daha çok sinirlendirmiş olmalıydım.

hate that | bbangsazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin