the beginning of everything

360 33 5
                                    

--

Kulaklarıma gelen gürültüyle gözlerimi açtım. Etrafıma bakmaya çalışırken güneş ışığı görmemi engelliyordu. Ellerimle gözlerimi ovalarken bir yandan da gözlerimi kısarak kalktım yataktan. Dün gece güneşliği çekmeyi unuttuğum için güneş ışığı gözlerimi kamaştırmıştı. Etrafımı zar zor görerek güneşliği çektim ve kollarımı iki yana açarak esnedim.

Üst kattan gelen gürültü rahatsız ediyordu. Komşular yine kavga ediyordu. Garip bir durum değildi alışıktım kavgalarına ama sabah sabah ne oldu da kavga ediyorlar yine. Sinirle nefes verdim ve pijamamı çekip geri oturdum yatağa. Saat kaçtı hiçbir fikrim yoktu ama benim uyuyasım vardı. Esnediğim için uykum kaçmış gibiydi ama yine de yorganı iyice kendime çekerek uzandım yatağa.

Ha sikecem şimdi. Adamlar bir susmadı yarım saattir birbirlerine bağırıyorlar ne anlıyorlar bağırmaktan. Konuşarak anlaşamıyorsanız bağırmayın anasını satayım. Yorganı başımın üstüne çektim ve kafamı yastığın altına koyarak yastıkla kulaklarımı kapattım. 5 dakika geçmeden içeriden gelen yemek hazır sesiyle yataktan kalktım.

Dolaptan günlük kıyafetlerimi çıkardım ve üstümü değiştirdim. Yatağımı da topladıktan sonra telefonumu şarjdan çıkardım ve saate baktım. Saat daha 07:30'tu. Lavaboya gidip yüzümü yıkadım ve aşağı inip sofraya oturdum. Minji'nin annesi Bayan Kim, babam ve ben. Yeni aile üyeleri böyleydi. Alışmam uzun sürerdi ama amacım alışmak değildi çünkü umrumda değildi. En iyisi Minji gibi ayrı eve çıkmak.

"Günaydın" dedi Bayan Kim çayları doldururken. Ben de "Günaydın." dedim hafif tebessümle. Ardından babam geldi. Sofra sessizleşti uzun bir süre. Sessizliği Bayan Kim bozdu.

"Minji sizin okula gelmiş Hanni haberin var mıydı?"

Kaşlarım çatıldı aniden. "Yoo." diyerek anlamsızca Bayan Kim'e bakmaya başladım.

"Okulunda biriyle kavga etmiş herhalde. Naklini sizin okula aldırmış. Umarım sizin okulda da sorun çıkarmaz."

"Umarım." diye mırıldandım kendimce. Sinirlerim bozulmuştu. Bana yaptıklarından sonra onunla düşman olmuştuk. Zaten babam ve annemi ayırdı bir de yetmiyor gibi bana sataşıyordu. Onun yüzünden sevgilimle ayrılmak zorunda kalmıştım. Artık görüşmüyorduk. Özlemiştim aslında onu.

Çayımı hızlıca bitirdikten sonra "Ben doydum." diyerek kalktım sofradan. "Ne yedin de doydun?" diyen babama "Çok aç da değildim zaten. Okulda yerim." diyerek cevap verdikten sonra hızlıca odama çıktım. Okul için hazırlanmaya başladım. Beyaz okul önlüğünü üstüme geçirip altıma da çizgili okul eteğini giydikten sonra telefonumu elime aldım. Servisin gelmesine 10 dakika falan vardı. 5 dakika sonra evden çıkardım.

Banyoya girip dişlerimi fırçaladım ve saçlarımı taradım. Birbirine girmiş kahküllerimi de ayırdıktan sonra her zaman sıktığım parfümümü sıktım ve aşağı indim. Hâlâ sofrada olan bizimkilere kısaca bir "Görüşürüz." dedikten sonra ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Kısa bir süre yürüdükten sonra otobüs durağına gelmiştim. Ayakta dikilip otobüsü beklerken çantamdan kulaklığımı çıkardım ve herhangi bir şarkı açtım. O sırada Haerin'e yazmaktan başka bir şey yapmıyordum.

Otobüsün gelmesiyle telefonumu hırkamın cebine attım ve yavaş adımlarla otobüse bindim. Arka koltuklardan herhangi birine oturup camdan dışarıyı izlerken bir yandan da şarkıya odaklanıyordum. Otobüs biraz ilerledikten sonra bir durakta durmuştu. Öylesine binen öğrencilere bakarken uzun kumral saçlı ve üstünde siyah hırka olan kız dikkatimi çekmişti. O hızlıca servise binerken sinirle başımı camdan çevirdim.

Kim Minji ile aynı okulda olmamız yetmiyor bir de aynı servisdeydik. Arkalara ilerleyip boş koltuklara göz gezdirdiğinde göz göze gelmiştik. Önündeki boş koltuğa oturduğunda sinirle nefes verdim ve başımı öne eğdim. Haerin'in gelmesini bekliyordum sadece. Otobüs birkaç durakta daha durduktan sonra yanımda hissettiğim bedenle başımı kaldırdım. Haerin beni gördüğünde gülümsemişti. Telefonda çalan müziği kapattım ve kulaklığımı çantama koydum.

Çantasına takılan önlüğünü düzeltmeye çalışırken ona yaklaşmasını işaret ettim. Önlüğünü çantasından kurtardıktan sonra bana yaklaştı. "Minji öndeki koltukta." diyerek fısıldadım kulağına. O şaşırdığını belli eden yüz ifadesiyle etrafa bakınıp gözleriyle Minji'yi arıyordu. "Görünmüyor, cam kenarında." dediğimde hızlıca önüne dönmüştü.

"Minji başka okulda değil miydi?" diye fısıldadı kulağıma. "Okulunda kavga çıkarmış naklini bizim okula aldırmış." diye cevap verdim. "Düşünsene bizle aynı sınıfa düşüyormuş." dedi gülerek. "Valla sen bir şey deme Haerin sen diyince gerçek oluyor." dedim. Otobüs durunca okula geldiğimizi fark ettim. Herkes servisten inerken biz o kalabalığa girmek istemediğimiz için biraz bekliyorduk.

Serviste sadece Haerin, ben ve Minji kalınca beklemeden hemen Haerin'le beraber hızlıca servisten inmeye çalışırken Minji de koltuktan kalkmıştı. Fark ettirmeden Minji'ye çarptığımda tepkisini merak ettiğim için arkamı dönmüştüm. Bana ölümcül bakışlar atarak bozulan saçını önüne atmıştı. Gülmemeye çalışarak önüme döndüm ve servisten indim.

Haerin'le kol kola girerek okula doğru ilerliyorduk. Minji arkamızdayken hızlı adımlarıyla birden önümüze geçince Haerin'le birbirimize baktık.

"Bed görl bize sinirli herhalde."

"Hem de çok. Servisten inerken ona çarptım o yüzden kızgın ablamız."

Okula geldiğimizde sınıfa girdik ve çantalarımızı sıramıza bırakıp dışarı çıktık. Telefondan saate baktığımda dersin başlamasına çok az kalmıştı. Servis bu kez fazla geç gelmişti. Daha dışarı çıkalı 1 dakika olmadan hemen içeri girip sınıfa çıktığımızda telefonumu çantama attım ve sırama oturdum. Haerin de benimle oturuyordu. Fazla süre geçmeden tıklatılan kapıyla herkes hocanın geldiğini zannettiği için ayağa kalkmıştı. Kapının açılmasıyla gördüğüm kişi ile yerine oturan ilk ben olmuştum.

hate that | bbangsazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin