boyfriend

238 20 22
                                        


"Of kanka çatladım meraktan. Anlat artık."

Şu an Haerin'le servise binmiş ve servisin kalkmasını bekliyorduk. Ona çıkışta olayları anlatacağımı söylemiştim ve gerçekten de kaç saattir çıkış saatini beklemişti. Onu böyle meraktan çıldırtmak hoşuma gidiyordu.

"Tamam anlatacağım." dediğimde hızla kafasını salladığında devam ettim.

"Öğle arasında sen kantine gittiğinde ben de tuvalete gitmiştim. Sonra Minji geldi ve beni birden kolumdan çekip kabine soktu. Bana lezbiyen olmadığından emin olduğunu falan söyledi. Ben de sürekli çeliştiği için sinirlenip biraz yakın temas ettim. Sonucunda öpüştük."

Haerin'in tepkisi aniden değişince bu hâline güldüm. O abartı tepki vermeden hemen "Ama o da karşılık verdi." diye ekledim. Bir süre şaşkınlıktan cevap veremmişti.

"Ne demek öpüştüm? Düşman değil miydiniz siz?"

"Öyleyiz ama biraz eğlenmek istedim. Sinir oldum çünkü."

"En azından sadece öpüşmüşsünüz."

"Aslında sadece öpüşmedik."

"Ne!?"

Haerin şoktan yeni çıkmışken tekrar şoka girince bu sefer kahkaha attım sessizce. Gerçekten tepkisinin birden değişmesi komikti.

"Devamı vardı yani?"

"Öpüşme biraz daha derinleşti işte. Sonra "burada daha fazlasını yapamayız." diyip çıktı gitti."

"Başka yerde olsa daha fazlasını yaparmış yani."

"Aman bilmiyorum. Hani sen de bana bir şey anlatacaktın."

"Bugün kantine giderken paramı kaybettim. Her yerde ararken birden şu Minji'nin arkadaşı Danielle geldi. Bana tost ve soda verdi. "Paranı kaybettin sanırım. Benden olsun." dedi ve göz kırpıp gitti."

"Ooooo. Yedin mi bari."

"Aç kaldığım için maalesef. Ama karşılık olarak ben de ona bir şey almayacağım."

"Bence de yani."

Servis Haerin'in ineceği durakta durduğunda sohbetimiz sona verdi ve vedalaştıktan sonra Haerin servisten indi. Birkaç durak sonra da ben indim zaten.

Anahtarla evin kapısını açıp içeri girdiğimde evde kimse yoktu. Bugün annem ve babam mesaideydi bu yüzden Minji ile yarın sabaha kadar evde tektik. Minji neredeydi bilmiyordum. Zaten beni ilgilendirmez. Odama girip üstümü değiştirdim ve yemek yemek için mutfağa girdim. Annemin yaptığı yemeği ısıtırken evden anahtar sesi geldi. Minji elinde 2 dolu poşetle mutfağa girdi.

"Ooo Minji hanım bu ne hazırlık. Evde tek kalacağımız için bu kadar mı heyecanlısın."

Elindekileri tezgaha koymuş ve kalçasını tezgaha dayamış soluklanırken bana cevap verdi.

"Bu akşam erkek arkadaşım gelecek. Gerekirse odandan çıkma."

"Bak sen hanımefendiye. Bir de odamdan çıkmayacakmışım. Emredersin.

"Başbaşa vakit geçirmek istiyorum. Gelip ortamı bozma diye."

"Sen ve sevgilinle aynı ortama gerekirse hiç girmem zaten."

Isınmış yemeği tabağıma koyarken "Aç mısın?" diye sormuştum. "Hayır." diye cevap verdikten sonra mutfaktan çıkmıştı. Ben de tabağıma koyduğum yemeği yemeye başlamıştım.

..

Minji tarafından odama kapattırılmış ve şu an içeriden arkadaşıyla olan gürültülerine maruz kalıyordum. Sanki zorlamasa küçük çoçuk gibi götüne yapışacaktım. Hiç meraklı değilim onlara.

Aklıma Haerin'i çağırmak gelmişti ama bu akşam evde olmayacağını söylemişti. Canım çok sıkılıyordu. Uyumaya çalışıyordum fakat onların gürültüleri buna izin vermiyordu. Yatakta uzanıp uyumaya çalışırken bir an gerçekten uyku bastırmıştı ve yaklaşık yarım saat uyumuştum. Onların sesine uyandığımda telefonumu alıp saate baktım. 23:08.

Elimi yüzümü yıkamak için kalktım ve odamdan çıktım. Odamdan net gelen gülme sesleri buradan daha net geliyordu. Ne yapıyorlardı da bu kadar gülüyorlardı acaba. Banyoya girip kapıyı örttüm ve yüzüme birkaç kez su çarptım. Ardından aynada uzun süre kendime baktım. Yüzüm çökmüştü. Birkaç zamandır Minji yüzünden rahat uyuyamıyordum. Gecelere kadar oturup ses çıkartıp duruyordu. Erken kalkmasına rağmen bu kız nasıl bu kadar enerjik olabiliyordu anlamıyordum.

Yüzümü kuraladıktan sonra tam banyodan çıkacaktım ki kapıda tanımadık biriyle karşılaştım. Kafamı kaldırıp baktığımda uzun boylu ve uzun kumral saçlı bir çoçuk olduğunu fark ettim. Gülümsemiş ve "Merhaba." demişti. Ben de gülümseyip "Merhaba." dedim. Ardından arkadan Minji'nin sesi duyuldu.

"Beomgyu banyoyu buldun mu?"

Minji merdivenlerden çıktığında adının Beomgyu olduğunu öğrendiğim çoçuk da Minji'ye dönmüştü. Minji önce bana uzunca baktıktan sonra Beomgyu'yla konuşmaya başlamıştı. Ben de o ara sıvışıp odama geçtim.

Minji'nin arkadaşını hiç böyle tahmin etmemiştim. Odamdan çıktığım için bana sinirlendiğini biliyordum. Onu sinirlendirmek hoşuma gidiyordu.

Yaklaşık yarım saat sonra arkadaşı gitmişti. Bu kadar erken gideceğini düşünmemiştim. Gecelere kadar otururlar diye düşünmüştüm. Saat 12'ye yakındı. Odamdan çıkıp aşağı indim. Minji etrafı topluyordu. Her yer dağılmıştı. Masanın üzerindeki boş içki şişeleri de dikkatimi çekmişti. Arkasını döndüğünde beni fark eden Minji'nin kaşları çatılmıştı hemen.

"Sana odandan çıkma demiştim."

"Seni dinleyeceğimi mi düşündün? Ayrıca sadece yüzümü yıkamak için çıkmıştım. O sırada tesadüfen karşılaştık işte. Zaten sevgilin olmadığını biliyorum."

"Of Hanni yine ne saçmalıyorsun?"

"Sevgilin olsaydı benimle böyle olmazdın değil mi Minji?"

"Nasılmışım seninle?"

Yanına yaklaştım. Aramızdaki boy farkından dolayı ona aşağıdan bakıyordum.

"Sevgilin olsaydı bana bugün karşılık vermezdin. Aynı zamanda "burada fazlasını yapamayız." demiştin. Peki burada yapabilir miyiz?" diyip sırıtmaya başlamıştım. Ona iyice yaklaştığımda heyecanlandığını biliyordum. Sanırım verecek cevabı yoktu ya da cevap vermeye korkuyordu.

Yüzündeki yarı korkulu ifade birden hafif sırıtışa dönüşünce onun da istediğini anlamıştım. Hızla dudaklarına yapıştığımda anında karşılık vermişti. Elleri belimi bulduğunda beni kendine daha çok yakınlaştırmıştı. Aramızda hiç mesafe kalmamıştı. Bir süre hırsla öpüşmeye devam ederken belimdeki ellerinden yararlanarak beni kucağına aldı. Ben de boşta kalan ellerimi boynuna doladım. Beni koltuğa yatırıp "Bunu sen istedin, Hanni." dedi nefes nefese. Dediğine kıkırdadım.

Boynumu öpmeye başladığında yerimde kıvranmaktan başka bir şey yapmıyordum. Arada ısırıyor, sonra oraları diliyle üstünden geçiyordu. Ben de kendimi sıksam da bazen ağzımdan inlemelerimi kaçırıyordum. Tam üstümdeki tişörtümü çıkaracakken aniden çalan telefonla tişörtümü geri indirmiş ve üstümden kalkıp telefonunu almıştı. Telefonu açtığında hızla oradan ayrılıp mutfağa kaçmıştım.

Onunla böyle bir şey yaparken ne amaçladığımı bilmiyordum. Ona karşı cinsel açlık beslemiyordum ama bu şekilde kızlardan hoşlandığını kanıtlayana kadar sanırım böyle davranacaktım.

-----

Bölüm hiç içime sinmedi :(

hate that | bbangsazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin