Dazai ve Fyodor yine iş başındaydı. Herkes derin uykudayken o ikisi simsiyah giyinmiş ekipmanlarını almış ve yola koyulmuşlardı.
Amaçları Ebubekir Sıddık'ın yoldaşlarını patlatmaktı. Bunun için de herkesin uykuda olduğu bir zamanı seçmişlerdi. Planlarına göre Fyodor bombayı hızlıca kampın ortasına atacak ve Dazai ile beraber tabana kuvvet koşacaklardı."Bak Dazai hızlı olmamız lazım."
"Ya deminden beri aynı şeyi söylüyorsun! Biliyorum, hızlı olacağım."
"Ben bombanın pimini çektiğim an koşmaya başlayacaksın unutma."
"Tamam anneciğim."
Fyodor, Dazai'ın kafasına bir tane geçirdi. "Dalga geçme ahmak!" Dazai kafasını ovuşturdu. "Vurmayasaydın iyiydi."
"Hak ettin."
Dazai önünde yürüyen Fyodor'a baktı. Onu sevip sevmediğini düşündü. Yosano'nun dediğine göre dağlarda ondan iyisini bulamazdı. Ama esas kriter yakışıklı olmak mıydı? Dış görünüşe verilen önem üzerine kurulmuş bir ilişki mutluluk getirir miydi?
Saçmalık. Tabii ki getirmezdi. Biraz daha düşündü. Hayır, onu sadece dış görünüşü için sevmiyordu. Sahiplenici tavrını, yeri geldiğinde sinir bozucu davranışlarını ve birçok karakteristik özelliğini seviyordu."Acaba tam şurada benimle çık mı desem?"
Dazai farkında olmadan düşüncelerini yüksek sesle söylemişti."Ne?"
"Ne, ne Fyodorcuğum?" Bozuntuya vermemeye çalıştı. Zaten Fyodor dediği şeyi anlamamıştı.
"Of, boş konuşma da odaklan. Gelmek üzereyiz."
Sessizce yürüdüler. Geldiklerinde ise bir şarkı sesi kulaklarına geldi. Bu boktan şarkı da ne, diye düşündü Fyodor. Dazai ateşin başında şarkı söyleyen adama baktı. "Bu da Tachihara 2 herhalde." Fyodor, Dazai'ın dediğine kısık sesle güldü. Daha sonra Dazai'ı geriye gitmesi için eliyle itti. Kendisi ise birkaç adım öne gelip elindeki bombanın pimini çekerek kampın ortasına attı. Ardından tam gaz koşmaya başladı.
Bombanın patlamasının etkisiyle koca bir gürültü etrafa yayıldı. Dazai ve Fyodor buna önem olarak kulak tıkacı takmışlardı bile.
Olabildiğince hızlı koşuyorlardı. Fyodor koşarken zaferle gülümsedi. "İntikam alındı." Dazai da onunla beraber gülümsedi. "Gerçek bir terörist gibisin.""Zaten öyleyim."
Patlamış kamptan yeteri kadar uzaklaştıklarında rastgele bir yerde soluklanmaya karar verdiler. Dazai'ın sargıları terden vücuduna yapışmıştı. Rahatsız hissediyordu. "Kampa döner dönmez ilk iş şunları değiştireceğim..."
"Onları ne diye takıyorsun ki zaten? Her gün bir saatin bandaj sarmakla geçmiyor mu?"
Dazai kolundaki bandajlara bir bakış attı. Gerçeği Fyodor'a söylese alay konusu olur muydu? Çünkü hayatı boyunca bandajları yüzünden herkes onunla alay edilmişti.
"Sana söylesem sen de dalga geçer misin?"
"Her terörist zorba değildir. Dalga geçmem."
Dazai güldü. "Vücudumda eskiden açmış olduğum yaralar var ve bu yaralardan utanıyorum. Komik, değil mi?"
"Neresi komik seni embesil?" Fyodor, Dazai'ın yanına geldi ve omzuna küçük bir yumruk attı. "Yaralar utanılması gereken şeyler değildir. Onlar vücudunun simgesidir.
Evet, onlara sen sebep olmuş olabilirsin. Yine de o yaralar iyileşip izlerini vücuduna küçük bir simge olarak bırakıyor."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
the bomb [fyozai/texting]
Fanfiction-LAN EVIMI PATLATMISLAR YETISIN EVSIZ KALDIM || yari texting || tw: asiri doz ilkel yasam, zirve derecesinde absurtluk, mantigin m'sine sahip olmayan konusmalar!!!