1.4

409 45 60
                                        

Fyodor gruptan çıktıktan sonra telefonu bir köşeye attı. Dazai ise hemen Fyodor'un yanına yaklaştı. Trip yememeyi umuyordu.

Sessizce Fyodor'a seslendi ama Fyodor ona bakmadı bile.

"Ciddi misin sen ya?" Bıkkınca sordu.

"Hani bensiz hiçbir yerde olmazdın, gidip de sana hakaret edenlerle bensiz aynı gruba girmişsin." Fyodor bariz şaka yapıyordu. Yine de Dazai bunu fark edemeyecek kadar salaktı.

"Onlar benim liseden arkadaşlarım, onları hiç görmedin bile."

Fyodor kollarını göğsünde birleştirdi.

"Sonuç olarak sen beni o grupta istemedin."

Dazai hemen telefonunu eline aldı. "İstersen seni geri eklerim, hm?" Daha fazla tirp yemek istemiyordu. Bu ilişkide trip atan kişi Dazai olmalıydı, değil mi?

Fyodor gülmemeye çalışarak Dazai'ı sertçe reddetti. "İstemez." Mor gözlerini Dazai'a hiç çevirmeden odada gezdirdi.

Dazai oflayarak kafasını yastığa gömdü. Bir yandan da ayaklarını yatağa sertçe vuruyor, yatakta tepiniyordu.

Fyodor, Dazai'ı izlerken neredeyse kahkaha atacaktı. Çünkü Dazai tam bir çocuk gibiydi.

"Ben bu gece salonda uyuyacağım."dedi Dazai'a bakarak. Tepkisini ölçüyordu.

Dazai tepinmesini kesti ve yüzünü yastıktan çekerek Fyodor'a baktı. "Neden bana trip atıyorsun!"

Fyodor daha fazla kendini tutamayacaktı. Dazai onu gerçekten ciddiye alıyordu.

"Dazai mal mısın?"

"Senin malınım, lütfen bana trip atma." Dazai ellerini birleştirerek Fyodor'un mor gözlerinin içine baktı.

O sırada Fyodor çoktan gülme krizine girmişti. Karnını tutarak, yatakta dönerek gülüyordu. Dazai ise durumu anlamaya çalışarak Fyodor'u izliyordu.

"Neden gülüyorsun?"

Fyodor ona cevap vermeden gülmeye devam etti.

Jetonu yeni düşen Dazai kaşlarını çatarak yatakta dönen Fyodor'a vurdu. "Neresi komik bunun?!"

Fyodor gülmesini azalttı ve gözyaşlarını sildi. "Aptal gibisin Dazai."

Dazai daha da sinirlenmişti. Şimdi trip atma sırası kesinlikle ondaydı. Yatakta bağdaş kurup kollarını göğsünde kenetledi. Yüzünü ise farklı bir yöne çevirdi.

Fyodor onun gerçekten trip attığını -en azından atıyormuş gibi görünmeye çalıştığını- görünce Dazai'a yaklaştı.

Sonra Dazai'ın dudaklarına uzun bir öpücük bıraktı, bu onun sinirini yatıştırırdı. Dazai ilk önce şaşırdı ama sonra Fyodor'a karşılık verdi. Onunla her zaman öpüşemiyordu o yüzden bu iyi bir fırsattı.

Fakat maalesef ki tiz bir ses odaya doldu.
"Aşçımızın çalışma saati!"

Fyodor sinirle kapıya döndü ve Nikolai'ı görmesiyle yataktan ışık hızında atlayıp Nikolai'ın peşinden koştu.

"Sen ne hakla anımızı bozarsın!"

"Neden kapınızı kilitlemediniz ki, lütfen beni affet!!"

İkisi hızla uzaklaşırken Dazai yatakta boş bir yüz ifadesiyle kapıya baktı.

Fyodor ile öpüşme fırsatını kaptığını düşünürken Nikolai'ın gelip de anın amına koymasının verdiği siniri hissediyor ama dışa vuramıyordu.

Yine de Fyodor'un intikam alacağıma emindi.

Evdeki bağırış sesleri git gide arttığında Dazai seslerin geldiği tarafa yürüdü. Yaklaştıkça göreceklerinden korkmaya başlıyordu.

"Kapıyı kilitlememen senin hatan, şimdi Nikolai'ı serbest bırak!"

"Karışma Sigma, onun kaburgalarını kıracağım."

"Acıyor, acıyor gerçekten acıyor özür dilerim!!"

Dazai oturma odasına geldiğinde yerde yatan Nikolai'ı ve onun üzerinde duran Fyodor'u gördü. Chuuya köşeden tezahürat yapıyor, Kouyou tekli koltuklarda otururken
mısırın yiyerek olayı izliyor, Sigma ise malum ikiliyi ayırmaya çalışıyordu.

Dazai'ın geldiğini ilk gören Akutagawa olmuştu. "Dazai bey teşrif etmiş. Hoş geldiniz efendim." Alayla konuştu.

"Hoş buldum, hoş buldum. Nikolai'ı mı infaz ediyorsunuz?"

"Aynen öyle, bu herifi geberteceğim."

"Bıraksana ya! İsteyerek mi bastık sanki?"

Dazai gürültüye dayanamayarak ikisini ayırmaya çalıştı. "İntikamını başka türlü alırsın Fyodor. Ölürse falan üzerimize kalmasın."

"Dazai ağzını öpeyim be, ne güzel dedin!"

Fyodor, Nikolai'ın yüzünü yere bastırdı. "Sen kimsin de Dazai'ın ağzını öpüyorsun yavşak!"

"Lafın gelişi dedim, affet!!"

Sigma ve Dazai güçlükle ikisini ayırdı. Kouyou ve Chuuya ise kavganın bitmesinden şikayetçiydi.

Akutagawa kenardan eleştirisini yapıyordu.
"Madem yiyişiyorsunuz önleminizi alın."

"Abi tek haklı sözün bu."

"Sus Gin. Abiler her zaman haklıdır."

Gin onu geçiştirdi. "Hay hay."

Gır gır şamatadan sonra Dazai, Fyodor ile mutfağa geçti.

Dazai yemekleri hazırlıyor Fyodor da onu izliyordu. Bazen de "şunu şöyle değil böyle yap" gibisinden emirler veriyordu.

Dazai hâlâ o muhteşem anlarının bozulmasında kalmıştı. Patatesleri fırına verdikten sonra sandalyelerin birinde oturan Fyodor'un önünde durdu.

"Yine basılmak mı istiyorsun Dazai, mutfaktayız."

Dazai eğilerek dudaklarını Fyodor'un dudaklarına yaklaştırdı. "Bu sefer basılmayız, mutfağa kimse gelmiyor." Dudaklarını birleştirdiklerinde Fyodor, Dazai'ı bacaklarından tutarak dizlerine oturttu. Bir yandan Dazai'ın belini okşarken bir yandan da birilerinin gelip gelmediğine bakıyordu.

Şanslılardı ki bu sefer kimse onları basmadı. Ayrıldıklarında Dazai utanmış hissediyordu. İlk adımı atan olmasına rağmen şimdi utanç duyuyordu. Nefeslerini düzene sokmaya çalışırken yanaklarındaki yanmanın geçmesi için yüzünü yıkadı.

-

Yemekler hazır olduktan sonra Fyodor ile tabakları masaya taşıdı ve yemekleri servis etti. Evin çoğunluğu köfte ve fırında patatesi seviyordu. Bu yüzden tabakalarına koyulan patates ve köfteleri mutlulukla yediler.

Yemek, bulaşık, durulama işlerinden sonra herkes odasına çekildi.

---------------
bok gibiyim bolumu burada bitiriyorum eyw

the bomb [fyozai/texting] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin