3. Bölüm

3 1 0
                                    


Karanlık bir hayalin içinde yaşanan hayat gerçek hayattan daha parlaktır.

- Selin Aslan

Sevilen birinin ölümü, kalbine bıçak saplanmış gibi hissettirir ve anılar geri gelene kadar sıkışıp kalır. Saplanmış olan her bir bıçak bir hatıradır ve bu hatıra, bıçağın canlı ve yavaşça çekilmesi gibi acı verir.

Mezarlığın yanındaki çiçek satan teyzeden iki tane orkide aldım ve annemin mezarlığına yürümeye başladım. Annemin mezarlığına vardığımda gözlerimden yaş akmaya ve annemle konuşmaya başladım elime orkidelerden birini alıp toprağa ektim dibine de suyu döktüm. İkinci orkideyi de arkasına ektim mezarlığın yanları gül doluydu.

Mezarı temizledikten sonra yanına oturdum. Anne biliyor musun, bugün çarşıya çıktım ve bir kız gördüm benden bir ya da iki yaş küçüktü sanırım, annesiyle tartışıyordu çarşının ortasında birbirine bağırıp duruyorlardı gördüğümde gözlerimi ikisin den çekemedim. Kızı neden böyle öfkelendiğinden hiçbir fikrim yoktu ama annesinin gözlerindeki o çaresizlik seni aklıma düşürdü anne. O günkü konuşma çabalarını düşürdü anne. Anne biz seninle birkaç kere tartışmıştık hatırlıyor musun? İlk büyük tartışmamız Ali'yi tanıdığım zamandı size onun yanına gideceğimi söylediğim zaman bana baya bir kızmıştın. O gün, sana o kadar sinirlenmiştim ki ama sustum seni üzmek istememiştim, susup odama çekildim anne. Sen aliyi tanıdığın zaman aliyi benden fazla seviyor düşüncesi düşmüştü kafama. Öbür tartışmalarımız saçma saplandı hep. Benim yüzümden bir göz yaşın döküldüyse bile anne affet beni. Ben seni üzmek istetememiştim, sadece korku bazen hayatımı ele geçiriyordu Anne.

Hatalarımı affet Anne.

Bazen parka gidiyorum oradaki çocukları ve annelerini izliyorum. Anneleri çocuklarını soruyorlar acıktığılar mı, üşüdüler mi? Yanlarında duruyorlar korkmasınlar diye, yanlarında duruyorlar güçlensinler diye, cesaretlerini toplasınlar diye.

🦋

Çalan allarımı kapatmak uzandım ve kapattım güneş perdenin arasından odama girmeye çalışıyordu. Yatağımda sırtüstü uzandım ve gözlerimi tavana diktim birkaç dakika böyle uzandım. İşe gitmem gerekiyordu annemin ölümünden sonra başka bir apartmana taşındım üniversitemi de değiştirmiştim geçmişimle alakalı olan her şeyden vazgeçmiştim. Geçmişe dair hiçbir şeyimi istemiyordum.

Yatağımdan doğrulup lavaboma doğru adımladım ve işlerimi halledip çıktım. Dün akşam çıkardığım kıyafetlerimi üstüme geçirdim. Saçlarımı da açık bıraktım uzun değillerdi kısa kestirmiştim ondan beri de pek uzamıyordu. Uzasa bile tekrardan keserdim...

Küçük bir kafede çalışıyordum arkadaşımla iyi anlaşıyordum saatinin nasıl geçtiğinin farkına varmıyordum bazen.

Hazırlanıp mutfağıma geçtim ve kendime yiyecek bir şeyler ve bir kahve hazırladım. Her şeyimi yanıma aldıktan sonra ayakkabılarımı ve mantomu giyinip evden çıktım üstüme de kapıyı kilitledim. Dolmuşun gelmesini bekliyordum o sırada da montumun cebinde olan kulaklığımı çıkardım ve telefonuma taktım. Angsty Playlistimi çalmaya başladığında gözlerim uzaklara daldı.

Dolmuştan indiğimde serin havanın yüzüme esmesi iyi gelmişti dolmuş artık fazla dolmuştu nefesim daralıyordu kalabalık ortamlarda. Derin bir nefes aldığımda kafenin girişine yürüdüm ve içeriye girdim. İçeresi mis gibi kahve kokuyordu tezgâhın başındaki Selmaya baktım ve yüzüme bir gülüş yerleştirdim.

Siyah gecenin mavi dalgalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin