1

31 8 1
                                    

Elinde sigarasıyla bomboş sokakta yürüyordu. Üzgündü, sinirliydi. Nerede hata yaptığını düşünüp duruyordu. Aslında hatası yoktu. Ama insan oğlu işte hatayı hep kendinde arıyordu. Ya da sadece Nova Bezgin böyleydi. Kim bilir?

Sigarasından son bir nefes aldığında çevresine bakındı. İzmariti atabilmek için çöp kutusu aradı. Şansına 5-6 adım ilerisinde çöp kutusu vardı. Koşa  koşa gidip sigarasını çöpe attı. Her ne kadar dertli dertli yürüse de çöpünü yere atmayacak kadar aklı başında birisiydi Nova. Keşke diğer insanlarda yere çöp atmıyor olsa diye geçirdi içinden. Sokağın her yerini pisletmişler. 

Biraz daha yürüdü sessizce. Saatlerdir kaç tane içtiği bilinmeyen sigarasına yeni bir tane daha eklemek istedi. Dalı ağzına koyduğunda cebinden sigarasını çıkarttı. Duvara yaslanıp sigarasını yakmaya çalıştı. Ama yanmamıştı. Şansımı sikeyim deyip çakmağı yere fırlattı. Aslında asla yere bir şey atmazdı ama sinirliydi. Birazdan gidip o çakmağı alacaktı zaten. 

Kara kara ne yapacağını düşündü. Sigara içmezse sakinleşemezdi. Yaslandığı duvardan biraz kayarak yere oturdu.  ilerledi. Belki sokakta ondan başka birisi vardır diye etrafına bakındı. Ama sokak o kadar tenhaydı ki rüzgarın uğuldayan sesi kulaklarındaydı. 

Buralara hiç gelmemişti. Buranın neresi olduğuna dair bir fikri bile yoktu. Yaslandığı duvar yaşadığı yerin en ünlü barlarından birisiydi. Ama haberi bile yoktu. Nova'nın böyle yerlerle işi olmazdı pek. Daha 18 yaşına yeni girmişti. Öyle çılgın gece hayatı olmamıştı. Olmasını da pek istiyor gibi de değildi. Arkadaşları yani bir kaç saat önce arkadaş olduğu kişiler Nova'yı böyle yerlere gelmek için çok zorlamıştı. Ama o istememişti. Öyle baskıcı aile, dindar olmakla veya fakir olmayla alakalı değildi. Tamamen kendi karakterine uymadığı için kabul etmemişti. Aksine gayet rahat bir ailesi vardı. Dindar da değildi aslında bir dini inancı olduğu da söylenemezdi. Fakir de değildi. Zengin bir hayatı vardı. Her istediğini alabilecek, yapabilecek kadar zengindi.

Ama Nova öyle lüks bir hayat yaşamıyordu. 18 olmadan önce ailesinin onaylamasıyla 1+1 küçük kibar bir eve taşınmıştı. Baba parası yemeyi çok sevmezdi. Geri ödemek şartıyla evi babasının satın almasını kabul etti.

Dizlerine başını yasladı. O sırada yaslandığı duvardaki kapı açıldı. Kapıdan güzeller güzeli bir kız çıktı. Çıkar çıkmaz elleri titreye titreye ağzında duran sigarayı yaktı. Neden elleri titriyordu? Bir hastalığı falan mı vardı acaba?

Nova'nın bir kaç adım ilerisine gidip oturdu. Kızın dizleri bile titriyordu. Kumral güzeli sigarayı  derin derin içine çekiyordu. Onunda derdi vardı demek? Şans işte.

Nova çekinerek sigara içen kıza seslendi.

"Pardon, çakmağım yanmıyor da çakmağınızı alabilir miyim?"

Kız hiç cevap vermeden çakmağı uzattığında teşekkür ederek sigarasını yaktı. İçinden ne kadar kaba birisi diye söylenmeyi de ihmal etmedi.

Çakmağı geri uzattığında kızın hıçkırarak ağladığını duydu. Neden ağlıyordu ki? Nova kendi derdini unutup kızın yanına oturdu. Tersleyeceğini bilse de sormaktan geri durmadı. "Neden ağlıyorsun?" Kız hıçkırarak Nova'ya baktı.  

Bu kadar üzgün olup sinirli bakmayı nasıl beceriyordu? Nova'ya mıydı bu siniri? Hayır değildi. Kızın omzuna elini koydu. "Anlatırsan acın biraz da olsa hafifler anlat bana." Kararsız kalmıştı kumral. Güvenebilir miydi ona? Emin olmasa da anlatacaktı. Ne olabilirdi ki en fazla?

Nova ismini bilmediği kıza dikkatle ve güven veren gözlerle bakıyordu. Kız elini kaldırıp binayı gösterdi. "Bu sikik barda çalışıyorum." Nova buranın bar olduğunu bile yeni öğreniyordu. Ama çaktırmadan kıza devamını anlatması için baktı. Kızda anlamış olacak ki devam etti. "Milyonlarca orospu çocuğunun içinde çalışıyorum. Bir barda  kız olarak çalışmak çok tehlikeli. Her gün her saat hatta her dakika başka bir erkek tarafından sözlü tacize uğruyorum. Ne kadar alışmamam gerekse de alıştım buna." 

Ağladığı için anlatırken burnunu çekiyordu. Yaşadıkları çok kötüydü. Bu pislik dünyada insan olmak çok zorken kadın olmak ayrı zordu. Hatta sadece insan değil hayvan olmak bile çok zordu. Başıma bir şey gelir mi korkusundan tedirgince yürümek çok kötüydü. Barda çalışan bu kız için işler biraz daha zorlaşıyordu. 

Nova üzgün gözlerle kıza baktı. Evet alışmaması gerekiyordu bu iğrençliğe. Ama alışmıştı. Alıştırılmıştı. Alışmak zorunda bırakılmıştı. En kötüsü de buydu işte. Bu mide bulandırıcı dünyaya alışmak zorunda olmak.

"Bu sefer daha da ileriye gittiler. O orospu çocuğu ona yüz vermedim diye. Sırf yüz vermedim diye benden izinsiz vücuduma dokundu. O iğrenç elleriyle bana dokundu. Vücudumu kirletti. Engel olmaya çalıştım ama çok fazla büyüktü. Ve sarhoştu. Tek başıma savaşamadım. O kadar insan içinde bana bunu yaptı. Hiç kimse de engel olmadı ona. Neden bu kadar iğrençler? Arkadaşım kurtarmasaydı o. o bana insan içinde..."

Nova kızarmış gözleriyle bunları anlatan kıza devamını getirmemesi için sıkıca sarıldı. Yanında olduğunu göstermek, destek olmak için sarıldı. Daha da şiddetlendi ağlaması. Nova'nın beline doladı kollarını. Şimdi ikisi beraber ağlıyordu. 

Nova düşündü. Bu kızın derdinin yanındaki dert miydi? İki kız, tenha bir sokakta bir barın önünde birbirlerine sarılarak ağladılar. Birbirlerine sığındılar.

Kaderleri düğümlenmişti artık. Bu iki kızı artık sadece ölüm ayırabilirdi. Belki ölüm bile ayıramazdı. Kim bilir? Kimsenin gücü yetmezdi bu ikiliyi ayırmaya.

Depresyon Güzeli gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin