eins

50 6 12
                                    

"Carmilla! Odaklan-"

Ses ile birlikte boynumdaki tasmanın tenimi yakması bir olmuştu. Gözlerimin beyazı ortaya çıkmış ve damarlarım belirginleşmişti. Burnumdan gelen kanı elimin tersi ile sildim ve örgülerimden kaçmış saç tutamlarını geri attım.

Hydranın gizli yer altı laboratuvarlarından birinde olduğumuzu tahmin ediyordum. Benim gibi 7 süper askerin buradaki tek görevi Hydra'nın planlarını gerçekleştirecek piyonlar olmamızdı. Şimdi ise yanımıza en gözde ve en güçlü asker gelmişti, Winter Soldier.

Sanırım artık antremanlarımızı onunla yapacaktık fakat geleli bir saat bile olmamasına rağmen altı askeri de yere sermişti. Şimdi ise karşısında sadece ben kalmıştım. Yüz ifadelerini göremiyordum, maskesi mavi gözleri hariç her şeyi kapatıyordu. Siyah yağlı uzun saçları ise neredeyse aylardır duş almamış gibi gösteriyordu onu.

Yalan söyleyemezdim, burada kimse spaya gitmezdi. Tenimin su ile buluştuğu tek an bizi buzlu su ile dolu havuzda ne kadar dayanabileceğimizi görmeleri için yaptığı deneylerdi.

Şimdi ise, tanrım... mavi gözler doğrudan koyu siyah gözlerim ile kesişiyordu. Ve o an daha önceden görmediğim farklı bir duygu gördüm, acı.

Yavaş ve ağır adımlar ile üzerime gelmeye başlamıştı. Botlarının ağır sesi ve yumruğunu sıktığı vibranyum kolunu fark ettimde sağımdan gelecek yumruktan hızlıca eğilerek kaçtım.
Eğildiğim sırada diğer kolu ile beni tutacağı sırada bir tekme attım ve geriye çıktım. Sonrasında tekrar tekme atacak iken beni yakaladı ve bir kenara fırlattı. Maalesef ki soluklanacak zamanım yoktu, belimdeki bıçağı gizlice hazırladım ve bana hızlıca gelirken bacağına derin bir cizik attım. O ise bunun üzerine saçımı sertçe tutmuş ve vibranyum kolu ile boğazımı sıkmaya başlamıştı. Durmadan bir şeyler yapmaya çalışıyordum o ise kulağıma yaklaştı ve fısıldadı;

"Güçlüsün, bunu onlara gösterme."

Sonra ise tekrar kafamı duvara çarpmıştı ve yere düşmüştüm.
Gözlerim kararırken benden uzaklaşan botlarla ve kafamda yankılanan ses ile bilincimi kaybettim.

Alıştığım iğrenç koku ve sert yatak ile gözlerimi açmadan nerede olduğumu anlamıştım. Ayağa kalktım ve demir parmaklıkların arkasından gelen ufak ışıklara baktım. Beynim hâlâ duyduğum o ses ile çınlıyordu.

Winter Soldier neden bana bunu demişti ki? O sadece önüne çıkanı öldürmeye programlanan bir makinaydı.

Kendi kendime düşünürken aniden başıma giren ağrı ile çığlık attım.

Tanrım, bu da neyin nesiydi...

Şakaklarımı sertçe ovuştururken gözlerimi sıkıca kapadım. Yine birkaç ses duymuştum fakat bunlar çok bulanıktı.

"O kimdi..."
"Ne?"
"Onu tanıyorum. O kız-"

ve sonrasında yanağımda birisi tokat atmışçasına bir uyuşma hissettim.

Sanırım kafayı sıyırıyordum, şimdide olmayan sesler duymaya başlamıştım.

"Carmilla!" Bu tanıdık fısıltıyı duymam ile kapımın önünde duran gardiyana baktım. Bayan Destiny, ne güzel bir isime sahipti. Buraya ilk geldiğim günleri hatırlayamasam da bir şekilde Bayan Destiny ile arkadaşlık kurmuştuk, ya da o da sadece bana acıyan biriydi.

Kimsenin fark etmemesi için biraz kapıya yaklaştım ve fısıldadım;

"İyi misin-"

"Bunu düşürmüşsün."
Bana o gün kullandığım bıçağı geri verdi. Burada süper askerlerin görevler haricinde yanında silah taşıması yasaktı fakat Destiny kuralları ihlal ederek bunu bana vermişti.

"Teşekkür ederim." Diye fısıldadım ve gizlice bıçağı aldım.

Destiny burukça gülümsedi ve demire sertçe vurdu, "Demirlere yaklaşmayın yoksa sonunuz diğer arkadaşlarınız gibi olur!" Dedi ve uzaklaştı. Bunu elbette ki kimsenin fark etmemesi için yapıyordu fakat madem böylesine iyi biri o zaman neden buradaydı, yoksa onu sevdikleri ile mi tehdit ediyorlardı...

Bana verdiği bıçağı kemerimin altına sokacak iken bir an ışığın altında daha önceden görmediğim bir yazı gözüme çarptı.

Kanlar akar, ruhlar birleşir.

Awkward | James Bucky BarnesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin