Herkese tekrardan ve uzun bir aradan sonra merhaba canlarım, sözde geçen hafta salı günü bölüm yayınlamaya başlayacaktım ama anladım ki daha kendime gelememişim ve açıkçası yazmayı da unutmuşum. O yüzden kendimi toplayıp geldim.
Bölümlere şimdiden ufak sınırlar koymayı düşünüyorum, yoksa gerçekten emeğin karşılığını göremiyoruz.
Yorum sınırı: 50
Fazla değil bence gayet rahat geçersinizz
İyi okumalar 💕
🍙🍙🍙
Jimin arkasından koşarak gelen bedeni görmezden gelmeye çalışarak adımlarını hızlandırdı. Tabi koşan beden kendisinden daha uzun bacaklara sahip olduğu için hemen yanına ulaşmıştı. Omzuna sarılan kaslı kol ile bakışlarını yanındaki bedene çıkardı.
"Jiminie~ niye beni beklemiyorsun? O kadar peşinden koştum."
"Niye bekleyeyim Jungkook?"
"Eve birlikte dönmek için tabi ki~"Jungkook'un şirince, tavşan dişlerini çıkararak gülümsemesi ile Jimin gözlerini kaçırdı. Tatlı olduğu su götürmez bir gerçekti. Jimin bunu asla inkar edemezdi- inkar etmek istiyordu ama buna içi el vermiyordu-.
"Eve birlikte dönmemiz için önce benim fikrimi de alman lazım. Eğer ben kabul edersem gidebiliriz. Öyle değil mi?"
Jungkook ela gözlere bakıp iç çekti. "Sorsam da kabul etmezsin ki?" Jimin boncuk gözlerdeki üzüntüyü görünce kaşlarını kaldırdı. Ne yani? Bu kadar mı önemsiyordu onun sözcüklerini?
"Off... Gel hadi gel, birlikte gidelim" Jungkook duyduğu cümle karşısında gözlerinin kocaman açılmasına engel olamadı. "Gerçekten mi?"
Jimin çoktan yürümeye başladığında geride durup hala kendisine şaşkına bakan bedene cevabını verdi. "Gerçekten Jungkook... Fikrimi değiştirmeden gel istersen."
Jungkook hızla Jimin'in peşinden gelip yine az önceki gibi kolunu omzuna atmıştı.
"Eee neler yapıyorsun son günlerde?" Jungkook'un sesini duymasıyla sıkıntıyla yanaklarını şiirdi. Bu çocuk cidden hiç pes etmiyordu. "Ders çalışıyorum genelde..."
"Sıkılmıyor musun hiç? Biraz dışarı çıkıp gezmek istemiyor musun mesela?"
"İstiyorum da... Çıkınca da aklım derste kalıyor, içim rahat bir şekilde eğlenemiyorum." Jimin dudaklarını büzüp resmen mızmızlanırcasına konuştuğunda Jungkook gülümsemesine engel olamadı. Jimin genelde onunla böyle konuşmazdı. Bu yanını sadece Taehyung ya da yakın olduğu birkaç arkadaşına gösterirdi. Onun dışında insanlara karşı mesafesini korur ve nazik davranırdı. Tabi bu mesafe Jungkook söz konusu olunca artıyordu.
Jimin ne yaptığını farkedince boğazını temizleyip gözlerini kaçırdı. "Ama en azından haftada bir gün tamamen boş geçirmelisin güzelim, mesela pazar gününü tamamen tatil odaklı geçir, hem böylece pazartesi günü de kendini daha dinç ve pozitif hissedersin ve haftaya güzel başlarsın."
"Bana güzelim deme demiştim ya!"
Jimin kaşlarını çatarak konuştuğunda Jungkook ona ciddi misin dercesine bakmıştı. "O kadar şey söyledim buna mı takıldın?"
Jimin omuz silkip iç çekmiş ve Jungkook'un dediklerini birkaç saniye düşününce başını sallamıştı. "Haklısın aslında... Deneyebilirim sanırım"
Jungkook, hem Jimin'in kendisine hak vermesinden hem de Jimin ile ilk defa böyle yan yana konuşarak eve gittiğinden dolayı kendini oldukça iyi hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRAZY~Jikook
FanfictionJimin okulunda çalışkanlığı ve güzelliği ile bilinir ve insanların dikkatini çekerdi. Tabi okulun çılgın çocuğu Jungkook'un da. Gel gör ki etrafında adeta pervane olan ve onunla uğraşıp duran bu çocuk ilk başlarda sinirini bozsa da zamanla hoşuna gi...