Nasılsınız canlarım?
Okul ne alemde?
Yorum sınırı:40
İyi okumalar herkese🤍🍙🍙🍙
Eğlenceli geçen yolculuktan sonra güzel bir kafeye geldiklerinde Jimin motordan inmiş ve kaskı çıkarmaya çalışmıştı. Ama sadece çalışmıştı. Çünkü bir türlü çene kayışını açamamıştı. Jungkook da motordan inip kaskını çıkardığında hala kaskla uğraşan sarışını görünce gülümsedi ve yanına yaklaştı.
Ellerini minik ellerin üstüne koyup indirmesini sağlamış ardından klipsi açmıştı. Yavaşça kaskı da çıkarmış ve sarı saçları düzeltmişti. Jimin gözlerini kırpıştırıp baktığında ise şirince gülümsedi Jungkook. Sevdiği aynı minik bir civcive benziyordu.
Jimin, Jungkook'un yüzüne daldığını farkedince boğazını temizledi ve gözlerini kaçırdı. Kendisine ne olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu. Ne vardı da onu izlemeye dalmıştı. İç çekerek aklında düşünceleri uzaklaştırdı ve ana odaklanmaya karar verdi.
"Hadi gidelim Jiminie" Jungkook'un sesiyle tekrar dikkatini ona verdiğinde başını salladı.
Jimin ellerini cebine koyup kafeye girdiklerinde belinde hissettiği el ile yanındaki bedene döndü. Jungkook ile göz göze geldiğinde gerildiğini hissetti. Tanrı aşkına! Neden geriliyordu ki? O Jungkook'tu. Her zaman karşılaştığı sınıf arkadaşı... Ondan hoşlanan sınıf arkadaşı...
Jungkook, Jimin'in kendisine bakmasıyla rahatsız olduğunu düşündü ister istemez. Elini beline koymak aşırı bir davranış mıydı?Jimin gülümsediğinde kendisi de gülümsedi ancak hala emin değildi. ''Eee hangi masaya geçelim?'' Jimin'in bu yakınlığı umursamadan sormasıyla gülümsemesini genişletti. "Şu cam kenarı nasıl?"
Jimin Jungkook'un gösterdiği masaya bakıp başını sallamış ve adımlarını o tarafa yönlendirmişti. Masaya oturduklarında her ikisi de oldukça gergin olsa bile Jimin bunu pek belli etmiyordu. Ancak onun aksine Jungkook yerinde kıpır kıpır olup yüzündeki gülümsemeye engel olamıyordu.
Jimin montunu çıkardığında ise gülümsemesi daha da büyüdü. Yeşil ne de yakışmıştı sarışınına... Jimin eğer onun için sarışınım dediğini duysa herhalde Jungkook'u azarlayıp bunu yapmamasını söylerdi.
İkili yanlarına gelen garsonla siparişlerini verip yine birbirlerine dönmüşlerdi. Jimin konu açmak istiyordu ancak ne diyeceği konusunda pek de bir fikri yoktu. Ellerini pantolonuna sürtüp karşısındaki bedene baktı. "Şey... Daha iyi misin? Yani... Hastaydın ya en son."
Jungkook Jimin'in ilgili çıkan sesiyle gülümsedi. Ne zamandan beri bekliyordu böyle bir anı? Jimin'in onunla kaçmadan konuşmasını ne zamandan beri böyle arzuluyordu? Bir yerden sonra saymayı bırakmıştı sanırım. "İyiyim Jiminie, annem sağolsun her türlü bitki çayını içirdiği için iyileşmemem söz konusu olmadı." Jungkook gülerek konuşurken Jimin de onunla birlikte gülümsedi.
"Bitki çayı mı içtin sürekli? Nasıl dayandın ya bazılarının tadı çok kötü" Sözlerinin ardından yüzünü buruşturmayı da ihmal etmemişti sarışın olan. Kendisi de grip olduğunda bitki çayı içerdi. Ancak sadece böğürtlen ya da ıhlamur çayı... Onun dışındakilere ağzını bile sürmezdi.
"Benim annem ilaç kullanmayı da kullandırtmayı da çok tercih etmez. Bitkisel çaylar, karışımlarla şifa bulunur der. Tabi kesinlikle kullanılması gereken ilaçlar için geçerli değil bu. Ama grip olduğumuzda ilaç kullansak bile yine o sıcak çayları içirmeden rahat edemez. Ben de alıştım onun sayesinde. Tatsız tuzsuz olsa da içiyorum işte. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CRAZY~Jikook
FanfictionJimin okulunda çalışkanlığı ve güzelliği ile bilinir ve insanların dikkatini çekerdi. Tabi okulun çılgın çocuğu Jungkook'un da. Gel gör ki etrafında adeta pervane olan ve onunla uğraşıp duran bu çocuk ilk başlarda sinirini bozsa da zamanla hoşuna gi...