11. Bölüm

139 11 11
                                    

Yazardan

Shoto ve Izuku, sabah Izuku'nun yaşadığı şeyler hakkında konuşuyorlardı. Izuku tam olarak iyileşmese de, kendini biraz daha iyi hissediyordu. Fakat ertesi gün okula gidebileceğini sanmıyordu.

"Birden dudağınayapıştı?!"

Shoto heyecanla Izuku'nun anlattıklarını dinliyordu.

"Evett!! Harikaydı! İlk öpücüğümü Eijirou'ya verdiğim için çooook mutluyum!"

Shoto gülümsedi. Uzun zamandır Izuku, Eijirou'yu, Shoto'ya anlata anlata bitirememişti. Her fırsatta ondan bahsediyor, onunla vakit geçirmek istiyordu. Ama her yan yana geldiklerinde de utanıyordu.

"Peki Kacchan ile sen? Sizin aranızda ne var, hm?"

Izuku, kucağındaki kediyi okşarken göz kırptı Shoto'ya. Shoto, kızarmadan edememişti.

"Birşey yok. Ne olacak?"

Izuku güldü.

"Bana yalan söyleme, Todoroki-kun. Seni uzun zamandır tanıyorum. Kacchan ile aranızdaki şeyler, birbirinize bakışlarınız... Birbirinize karşı birtakım duygular beslediğiniz çok belli."

Shoto Izuku'yu dikkatli bir şekilde dinliyor ve dediklerini düşünüyordu. Sahi, Shoto, Katsuki için nasıl duygular besliyordu?

"Bilmiyorum, Midoriya... Yani, Bakugou için ne kadar önemliyim, o benim için ne kadar önemli? Bunları her gece düşünüyorum aslında. Ama, bilmiyorum işte."

Shoto, büyük bir duygu karmaşası ile baş başaydı. Ne yapacağını bilmiyor, her seferinde farklı duygular ile karşılaşıyordu.

"Bu duygu, benim için tanıdık, Todoroki-kun. Ben de Eijirou için başlarda böyle hissetmeye başladım. Kendimi ondan uzaklaştırmaya çalıştım. Bunu en iyi sen biliyorsun zaten. Ama bak, şimdi, onunla birlikteyim. Daha bu sabaha kadar onun Kaminari-kun'dan hoşlandığını düşünüyordum. Bana Midobro diye sesleniyordu, bu sabah bile."

Izuku, şefkatle gülümsüyor, Shoto'ya güven veriyordu.

"Sonrasında olanları biliyorsun zaten. Şu anda sevgiliyiz. Ben Kacchan'ı tanıyorum. Emin ol sana karşı duygular besliyor ve seni seviyor. Bana güven."

"Bugün Kirishima da öyle dedi, o sıra Bakugou üstünü değiştirmeye gitmişti. Biz lafımızı bitirir bitirmez odadan çıktı ve çok sakin bir ses tonuyla benimle vedalaştı. Düşündüm de, acaba konuştuklarımızı duymuş mudur, Midoriya?"

Izuku gülümsedi.

"Biraz yavaş anlat, Todoroki-kun, heyecanın çok belli oluyor."

Izuku kıkırdamış, Shoto ise öylece izlemişti.

"Şimdi en baştan yorumlamaya başlayacağım, tamam ?"

Shoto başı ile onayladı.

"Eijirou da Kacchan'a çok yakın, ve Kacchan'a iki yakın kişi sana, Kacchan'ın senden hoşlandığını söylüyorsa onlara kulak vermelisin."

Bu cümleyi anlamak için biraz duraksadı Shoto. Anladıktan sonra, Izuku devam etti.

"Sizin aranızdaki konuşma bittikten hemen sanra odadan çıktıysa, sizi dinlemiş olabilir. Ama tamamen tesadüf de olabilir. Bu konuda kesin bir şey diyemem."

Shoto'yu gözü ile kontrol ettikten sonra devam etti, Izuku.

"Normalde birileri ile veda bile etmez, geçiştirir, bilirsin. Ama sana sakin bir ses tonu ile veda etmiş, bu da demek oluyor ki ya dediğin gibi seni duymuş olabilir. Ya da sana karşı nazik davranmak istediği için olabilir. Bu konu hakkında da kesin birşey söyleyemem."

Shoto gülümsedi, Izuku gibi bir arkadaşı olduğu için şanslıydı.

"Yardımın için teşekkür ederim, Midoriya. Bu söylediklerini düşüneceğim."

"Düşündükten sonra bana fikirlerini söyle. Merakla bekliyorum."

En sonunda sohbetleri bitti ve ikisi de odalarına çekildi. Izuku kedi ile çok iyi anlaştığından, onu yanına almıştı.

"En iyisi markete gitmek."

Shoto hazırlanıp markete doğru yol aldı, alacağı malzemeler herkesin günlük kullandığı mutfak ürünleriydi. Bir de ev için birkaç parca eşya almıştı. Lazım olabilirdi sonuçta.

Ödemeyi yaptıktan sonra eve döndü. Saate baktığında yemek için yeterince vakit olduğunu düşünerek yemeği yavaş yavaş yapmaya başladı.

Kendini gerçek bir ev hanımı gibi hissediyordu.

Soğanlar kavrulurken diğer sebzeleri kesti Shoto. Sonrasında kavrulan soğanların üzerine onları döktü. Onları da biraz pişirdikten sonra ocağı kapattı. (Yemek konusunda pek bilgim yok, yanlış birşeyler yazdıysam şimdiden kusuruma bakmayın!!)

Izuku, evi saran güzel kokularla mutfağa yöneldi.

"Harika bir koku sarmış evi, Todoroki-kun. Gerçekten yemek yapma konusunda çok iyisin!"

Shoto söylenen cümlelerle tebessüm etmiş ve Izuku'ya dönmüştü.

"Teşekkür ederim, Midoriya. Elimden geleni yapıyorum!"

Izuku da duyduğu şeylerle gülümsemiş, tekrar odasına dönmüştü. Şu an her ne kadar iyiymiş gibi gözükse de durumu kötüydü. Neşeli gözükmeye ve pozitif düşünmeye çalışıyordu. Başının ağrısından kurtulmak için herşeyi yapıyordu.

Akşama doğru Katsuki gelmiş, hep birlikte masaya oturmuşlardı. Çok sakindi Katsuki, geldiğinden beri bir kere bile sesini yükseltmemişti.

"Ellerine sağlık yarım, güzel olmuş yemek."

Shoto beklemediği bu teşekkür üstüne gülümserken başını salladı.

"Afiyet olsun."

Hep birlikte sofrayı topladılar ve hepsi kendi odalarına geçti, Shoto ise duş almak için banyoya geçti.

Duş aldıktan sonra tam giyinecekti ki kıyafetlerini almadığını farketti. Bu durum onun canını sıkmıştı. Direkt havluyu beline bağlayarak hızla odasına doğru ilerledi.

Ama karşılaşacağı şeyden habersizdi.

Bu bölümü hiç beğenmedim, o kadar boş bir bölümdü ki... Ama atacağım, yapacak bir şeyim yok.

Eee, siz nasılsınız biricik okurlarım?

Beni sorarsanız iyiyim. Kendimi nedense hiç olmadığım kadar mutlu hissediyorum.

Bu bölümü de burada sonlandırıyorum.

İyi günler/geceler!!

<716 Kelime>

Lunapark-BakuTodoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin