Bölüm 10

8 1 0
                                    

mMultimedya: İndila - Love Story

19.09.2020

{Luke}

     Sabah uyandığım gibi giyindim, üzerime beyaz okul gömleğimi, üstüne ayılı bir sweatshirt giydim. Altıma bej rengi bir pantolon ve beyaz çoraplarla siyah-beyaz kareli ayakkabılar giydim. (Kolunu görmezden gelin artık.)

     Hemen kahvaltımı yapıp dişlerimi de fırçaladım ve artık okula hazırım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

     Hemen kahvaltımı yapıp dişlerimi de fırçaladım ve artık okula hazırım. Marcus'u aradım ve çok geçmeden telefonu açtı.

Marcus: Alo, olum niye sabah sabah uyandırıyon, huzurumu s*kip attın cidden.

- Lan sen hala uyuyon mu amk.

Marcus: Ne bekliyorsun?

- Okula hazırlanmadın mı sen?

Marcus: Ne okulu  sen beynini peynir ekmekle mi yedin?

- Derken?

Marcus: Hafta sonu ya

tarihe bakar

- Lan harbi hafta sonuymuş. Neyse o zaman sen gel, Saat kuulesinin önünde buluşalım.

Marcus: Niye yaa. Neyse tamam yarım saate orda olurum, evim yakın zaten.

- Bekliyorem.

Marcus: Geliyorem.

     Yaklaşık yarım saat sonra saat kulesinin önünde beni bekleyen 1 adet Marcus gördüm. Benden önce gitmesinin nedeni evi çok yakın ve okul yoluna ters olması.

     Saat 09.00'dı. Kafe'de biraz oturduk, ardından benim isteğim üzerine lunapark'a gittik ve roket adındaki bir aktiviteye bindik. 65 metre yükseğe çıkıyor ve 360 derece dönüyor. Ayrıca en tepede baş aşağı duruyor. ÇILGINCA!!

     En son artık çok geç olmaya başlamıştı ve cebimdeki 400 doların hepsi de bitmişti. Marcus ile ikimiz çok eğlenmiştik ama aynı zamanda da çok yorulmuştuk. Artık eve gitmeye karar vermiştik ve yollarımızı ayırdık. 

     Yolda yürüyordum ve biri arkamdan belime sarıldı. Korktum ve ne olduğunu anlamadım. Biraz daha öylece durmasına izin verdim. 

     Arkamda ki yüzünü görmediğim kişinin acı acı iç çekişlerini duydum ve ağladığını hemen anladım. Başımı çevirdim ve kim olduğunu görmeye çalıştım, koyu kahve saçları vardı ve benden uzundu. Ona bakınca bir an gözümün önüne Alberto geldi. O da bana aynı bu şekilde sarılırdı ve onun saçıda bu kadar yumuşak ve teli inceydi. Gözlerim yaşarmaya başlamıştı.

     Arkamdaki kişinin eline bir damla yaşım düştü. Bana sarılmayı bıraktı, sonra arkamı döndüm. Arkamda ki kişi Alberto'nun ta kendisiydi. Artık göz yaşlarımı tutamadan Alberto'ya sarılarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. 

Luke: Hıck* bu sensin hıck* snif* bu sensin Alberto hıck* bu sensin 

     Sarılmama karşılık verdi ve o da benim gibi ağlamaya başladı.

Alberto: Benim güzelim sniff* benim... geçti artık... bak geldim artık... ağlama bulutum... ağlama lütfen... bak beni de ağlatıyorsun ama...

Luke: Bir daha beni bırakma asla bı-

Alberto: Söz bir daha bırakmicam seni... Söz bırakmicam, şimdi sil inci göz yaşlarını akmasınlar artık.

     Çok uzun bir süre boyunca o şekilde sarıldık. Yıllara bizi ayırmanın cezasını çektirmiştik. 

Alberto: Engeli kaldıracak mısın artık?

Luke: Hayır

Alberto: NEDEN??

Luke: Yıllar sonra seni bulmuşum bırakmam niye bırakim. Bugün seninle kalıcam itiraz yok.

Alberto: İyi kal da ko-

Luke: İtiraz yok.

Alberto: Konumuz ile ne ilgisi var?

Luke: İlgisi yok ama umrumda da değil 

Alberto: İyi neyse kal madem.

Luke: Yesss bee

Alberto: Ama olacaklardan ben sorumlu değilim  :)

–-------------------------------------------------------------------------–––––-------------------------------------------------

Sizi seviyorum Kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın Hoşçakalın Kitap Kurtlarım bir de böyle tatlı animeleri seviyosanız Oshi no ko yu izlemenizi tavsiye ederim ben çok sevdim şahsen. 

ÇOCUKLUK HATIRASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin