Alberto'yla beraber luna parka doğru gidiyorduk. Arabada çok sevdiğim bi müzik çalıyordu, şarkıya eşlik edecekken alberto benden önce davranıp söylemeye başlamıştı. Ardından ben de söylemeye başladım yol boyu böyle devam ettik.
Sonunda varmıştık, yol o kadar da uzun değildi ama ben onu izlerken zaman çok yavaş geçmişti. Ben onu izlerken yol uzadıkça uzamıştı.
Gişe de lunaparkiçin içine para yatırdığımız bi kart aldık. 450$ Para yatırdık. -Boşuna kraliyet ailesinden değiliz sonuçta- Oyuncaklara binmeye Gondol'dan başladık. Benim favorim oydu çünkü.
5 Oyuncağa daha bindik ve Alberto'nun yüzünde tedirginlik vardı. Ne olduğunu anlamığım bi zamanda elimi tutup koşmaya başladı.
Luke; Neler oluyor?!
Alberto; Gitmemiz lazım.
Luke; Neden?!
Alberto; Nedenini birazdan anlarsın! Şimdi ağzın çalışacağına bacakların çalışsın!
Ne olup bittiğini anlamamıştım. Çok eğlenceli bir zaman da neden böyle olduğunu anlamamıştım. Gittiğimiz yerin neresi olduğunu anlamamıştım. Hiçbir şeyi anlamamıştım.
Aniden arabanın yanında soluk soluğa durduk ve arabaya bindik. Alberto çok korkmuş görünüyordu onu ilk defa böyle görüyordum. Ben de bi o kadar korkmuştum. Arabayı son sürat sürmeye başladı, ikmizde sustuk.
Sessizliği bozarak;
Luke; Neler oluyor tanrı aşkına?
Alberto; Çete üyeleri!
Luke; Anlamadım?
Alberto; Uy*şturucu Çetesi beni arıyor. Eve az kaldı zaten evde her şeyi anlatırım.
Luke; Alberto korkuyorum beni saraya götürür müsün.
Direksiyonu sağa döndürdü ve çok kez gördüğüm o ağaçlı yola çıktık. Evet gerçekten de saraya götürüyordu bizi. Sakin bir nefes verdim ve konuşmaya başladım.
Luke; Saraya sen de geliceksin di mi?
Alberto; İstersen tabi gelirim.
Luke; Maya seni özledi o günden beri hiç görmedi seni. Yüzünü sadece beraber çekildiğimiz o fotoğraftan hatırlıyor. Seni görmeyi çok istiyor. O çok değişti ve güzelleşti.
Alberto; Geliyorum o zaman odamız hala aynı mı?
Luke; Sen gittiğinden beri odanın hiçbir yeri değiştirilmedi. Sadece kirli olmasın diye temizlendi o kadar.
Alberto; Geri döndüğüme göre bence biraz değişiklik iyi olur hm ne dersin?
Luke; Olur tabii.
Konuşurken saraya varmıştık bile. Kapının karşısına geçtim ve dört kez tıklattım. Kapı muhafızlar tarafından açıldı. İçeri girdik ve Maya'nın odasına yöneldik. Kapıyı iki kez tıklattım ve içeriden, gel sesi duyuldu. İçeri girerken Maya kitap okuyordu. Yanımdaki Albertoyu daha görmemişti.
Luke; Maya ne okuyon?
Maya; Buzdan kıvılcım. Daha yeni başladım sayılır 135. Sayfadayım.
Alberto; Naber?
Maya; Bi dakika ya sen kimsin?
Alberto; Tanıyamadın mı?
Maya; Hayır?
Alberto; 11 yılda beni bu kadar hızlı mı unuttun?
Maya; 11 yıl mı? Yoksa...
Alberto; Evet Maya benim abiciğim.
Maya gözlerine inanamıyordu. 11 yıl önce kaybolan abisi bir çat kapı geri gelmişti. Şaşırmakta haklıydı kim şaşırmazdı ki. İyice baktı Albertoyu süzdü. Sonra telefonum çaldı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOCUKLUK HATIRASI
Roman d'amourSen karşıma çıkan gönlü en zengin kişisin. Maddi zenginliğin bir önemi yok. Çünkü sen varsın. Daha doğrusu vardın... Sen ölene dek... Seni benden alana dek... Neden beni bıraktın????'!!!!!!!!