Sevgilim shu,
Mevsimler gelir mevsimler geçer. Pembe çiçekler, yağmur sularıyla taşan dereler, beyaz örtü ve sarı yaylalar ayrı ayrı olarak üç aya sığarlar. Bu son senelerde dünyanın durumu pek iyiye gitmese de yani sarı yaylalar vaktinden sonra sararsa da veyahut pembe çiçekler biraz geç görülse de bu bir kuraldır, bir yasa, kabullenmesi gereken nesnel bir bilgi. Üç ay, on iki hafta ya da doksan gün boyunca dereler yağmur suyundan dolayı taşar. Sonrasında da toprak beyaz bir örtüye bulanır. Peşini de hız kesmeden pembe çiçekler getirir. Ve bu döngü sonsuzdur. Henüz sonsuzluğa ulaşmasak da.
İki ilkbahar sonra görüşeceğiz seninle.
Yine aynı yerde, aynı hislerle ve aynı yüreklerle. Değişen tek şey senin olgunlaşan bedenin ve benim şakağımdaki varlığını hatırlatan aklar olacak. Karlar akacak saçlarıma, tutunacak diplerine ve hüküm sürecekler sonraki senelerimde. Seninse bedenin büyüyecek. Her kıvrımın yerli yerine oturacak. Lakin bunlar mühim olmayan meseleler. Bizi ilgilendirecek yegane şey, birbirimize olan hislerimizdir.
Ruhumuzdaki sevgiyi besleyeceğiz, uzaklardan yolladığımız mektuplar ile nefes alacağız. Yükümüz ne denli ağır, ne denli altından kalkılamayacak gözükür olsa dahi tek satır ile umut dolabileceğiz. Uzaktan da olsa iyileştireceğiz birbirimizi. Sevgi ölmeyecek, kirli dünyadaki tek ışığa asla hoşça kal* demeyeceğiz.
Seneler bize acımasızca davranabilir. Bizi kolumuzdan çekiştirip kızgın ateşlere sürükleyebilir, canımızdan ötelerimizi bizden koparabilir, özenle büyüttüğümüz bitkileri bahçelerimizle beraber tarumar edebilir, kolumuzu da kesebilir, ayağımızı da. Mutluluğa ulaşmak namına yürüdüğümüz yollara mayın da döşer. Saçlarımızdan çekip dereye de atar. Tanrı'm... Ne canice şeyler düşünüyorum, ama sen aldırış etme bana.
Demek istediğim hayat ne yaparsa yapsın ikimizin de birbirimize ait oluşumuzu değiştiremez. Bedenleri, görünüşleri yok edebilir ancak biz izin vermedikçe ruhlarımızı asla elleyemez. Dokunamaz ruhlarımıza, kalplerimize. Sığıntı köşelerimizi talan etse de her zaman gizli bir sığınağımız olduğundan asla haberi olmayabilir. Gizli sığınaklarımızın bir yumuşak öpüş, bir kol sarılma ve bir düş yan yana uyumak olduğunu da asla bilemez ki. İzin vermediğimiz müddetçe.
Güzel gözlerinden, pamuk yüreğinden öpüyorum. Dudaklarından ve de kirpiklerinden öpüyorum. Bu ilkti lakin son olmayacak. Hep yaz bana, hep yazacağım sana. Anlat her şeyi. O gün üstündeki nar çiçeği kazağını giydiğini bile yazabilirsin. Sabah kahvaltısında kaç zeytin yediğini de. Ve hatta bugün ilk hangi çiçeği sulamaya başladığından da. Yaz bunları nar tanem. Yaz ki bileyim. Nefes alayım.
Sen yeşiller tüten ovada yalnız başına çayını içerken ben Paris'in güzel sokaklarını sen yanımdaymışsın gibi gezeceğim. Hepsini çizeceğim sana. Resmedeceğim. Kundurasında tek toz tanesi görünmeyen adamın kibirle yürüyüşünü, erkenden uyanıp çörek satmaya gelen fındık burunlu alımlı kadını, bu alımlı kadına nazikçe yanaşmaya çalışan beyefendiyi, tüm bu olanları ben haricinde seyreden gözlüklü Alman yaşlıyı yazacağım.
Toprakta ot bitmişse de yüksek binalardan ve yeri halı gibi seren betonlardan dolayı gözükmeyen yeşil çevreyi anlatacağım. Sen bir akşamüstü kuzuları uyuturken bense ikimizin hayalindeki odada tek başıma seni düşüneceğim. Sen yokken önemi olmayacak bu güzel odanın. Sen yokken hiçbir önemi olmayacak yürümemin, koşmamın, yazı yazmamın ve hatta nefes almamın. Bu yüzden bana bir sebep vereceksin. Bana, burada gerçekleştirmeye mecbur bırakıldığım tüm eylemleri yapmam için bir sebep vereceksin.
Saçından bir tutam bırak kağıdın arasına. Ahududu kokan dudak boyanı sür kağıda, tarlalardan topladığın çiçeklerle yaptığın kokuyu sık kağıda. Bir ip, bir tane saç teli, bir tane çiçek. Yeter ki senden gelsin. Bir kağıt kalem uzağında olduğumu asla ve kat'a unutma. Tek bir şey yazmasan da 'yaşıyorum' yazsan da kabulümdür. Hasılı çiçeğim, seni öpüyorum, tenine sarılıyorum uzaktan. Sadece iki bahar sonra buluşacağız. Hoşça kal güzelim.
İmza:
Sevgilin Soojin_____________________________________
*: (G)I-DLE- Dark (X- File)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elveda düşler ülkesi, sevgilim [Sooshu]
De TodoMürekkeplere karışmış dudak boyaları, bir ince saç teli ve bir tutam sevgi.