46: Başka bir evren (3)

15 4 1
                                    

"Burası 'kurgudaki' yaşamlar. Asıl görüntüler onlar"

Birden arkasında ses duyunca döndü ardını.

"Merhaba güzellik. Ben Huajin, Heijin de diyebilirsin" gözlerini kırparak selamlayıp eğildi. Dudakları ellerine bir öpücük kondurarak gülümsedi Heijin.

Yavaşça elini bırakarak doğruldu ve Yun'un sorgulayan o soğuk gözleri ile karşılaştı.

"Bu, şimdilik seni alıkoyduğum için bir özür. İleri düzey illüzyon ile oluşturulmuş"

Yun açıklanmasını duyduktan sonra ölürken izlediği kendi benliğini düşündü.

"Kitap dünyası dedin. Bizim olmamamız gerkiyordu-"
Sorguladı.

Heijin açıklamaya başladı.
"Sizin parçanızdı. Ama ayrılarak tekrarlı bir evrene yol açtı.

Tabii siz buna kopya diyorsunuz"

"Ne yapmaya çalışıyorsun?"
Yun gözlerini kıstı.

"Ehem, kendimi tanıtayım. Ben Heijin, bu da Samara-"

Başından beri arkasına saklanan zayıflamış kızı öne itekledi.

Yun zayıflayarak kilolu halinden eser kalmamış o kıza kaşlarını kaldırarak baktı.

"Ben de şu kugu saçmalıklarının kurbanlarından biriyim ama senin aksine hayatım düzene girebilmiş değil"
Heijin devam etti "Haimi ile sana haber etmesini istedim ama... o pislik ortadan kaybolunca seni ben buldum-"

Duraksadı ve kibarca öksürerek "Yani, misafirliğe geleceğim de, haber vermek istedim önceden."

"Anlıyorum" Yun kısa bir şekilde cevapladı.
"Konusacakların olmalı.

Pekala, sorun değil. " Yun başını karıştırdı ve hala kısa kesilen saçlarını dağıttı.

"O zaman bana müsaade leydim-"
Heijin, asi bir sekilde gülümseyerek veda etti.

Yun "..."

Giden Samara'ya takıldı gözleri. Sinunda suskunca geri dönmesini ve tüm illüzyonun çökmesini izledi.

Uyandığında tam bir karmaşa anıydı. Birkaç doktor Nanren ve oğlu tarafından tehdit- ah hayır, 'güzellikle' uyarılıyor ve neredeyse büyük bir kaos çıkıyordu ortaya. Ama bu sadece tek doktor için geçerliydi çünkü diğerleri çoktan nakavat halde bir köşede durmaktaydı.

Yun dikkatli baktı ve bu kişinin doktor olmadığını ama çok tanıdık birisi olduğunu fark etti.

Haimi!

Öldürülmek üzere gibi, tehlikeli bir yöne doğru gitmesini izleyemedi.
Sonunda sakince iç çekti ve uyarı dolu bir tonla ikisine seslendi.

"Nanren!"

"Lehal!"

Bir anda iki beden de sertleşti.

Haimi bir kurtarıcıya bakar gibi minnetle gülümsemek istedi ama yakasından tutulan Nanren tarafından bir anda özensizce bir köşeye fırlatıldı.

Nanren ağlamaklı bir ifadeyle yanaştı ve korkuyla, hassas ve hafif bir şekilde ona sarıldı.

Yun "..."

Bu adamın mizacı gittikçe daha da eksantrikleşiyordu.

Aynı şekil, aynı tavır ve aynı ifadeyle Lehal da yanaştı ve bacağına yapıştı. Öte yandan küçük kızı Jehal doktorları özür dileyerek ve 'ufak bir ödül' mahiyetinde ceplerine birkaç şey tıkıp, ellerine tutuşturarak yollamış, ''iyi misin Haimi amca?" Diyerek onu kaldırmış ve sonunda her şeyle ilgilendikten sonra 'kimsenin istemediği sorumlulukları' hallettikten sonra yanına gelerek "Anne şimdi daha iyi misin ?" Diye sormuştu.

Küçük kızın gözleri kaygıdan uzaktı.

Gerçekten sakin ve yetişkinin bile vermekte zorlanacağı sakinlikte bir ifade takınarak "Haimi amcanın ifadesinden belliydi bir şeyler döndüğü." İç çekerek tiksintiyle iki erkeğe de baktı.

"Sadece bu ikisi gerçekten... ahh" başını sallayarak devam etmedi.

Yun "..."

Bir an kendisinin de böyle olup olmadığını sorguladı.

Ardından gözleri Haimi'ye düştü.

Haimi bakışlarını kaçırdı... sonra başını eğerek "O inatçının teki kendi halinde bulmuş seni... sana söyleyecektim ama benim işler de biraz yoğundu.."

Haimi öksürerek "Her neyse her şey hallolduğuna göre ben gidebilirim!"

"Bekle"
Haimi durdu ve ona baktı.

"Kimdi o garip adam?"
Yun sonunda sordu.

Garip...

Haimi'nin dudakları seğirdi. Sonunda "Bunu ben de bilmiyorum. Senin gibi bir takım olaylar yaşadı. Aynı şekilde ölüler evreni denen bu yeri kontrol edebiliyor.

Araştırdığımda çipini bulamadım.

Kesinlikle normal değil.

Seninle ne için buluşmak istediğini de bilmiyorum"
Haimi başını salladıktan sonra ayrıldı.

-Devam Edecek-

Obsession;i love you 💎 (ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin