Sabah camdan içeriye vuran güneş ışığı ve kapımın çalınmasıyla uyanmıştım, saat 08.30'idi. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi? Ağır adımlarla kapıya ilerledikten sonra kapıyı araladım.
"Günaydın efendim, kusura bakmayın rahatsız ettim ama yarışların erkene alındığını söylemeye geldim aslında aramıştım sizi fakat açmadınız."
Gece yatmadan önce sessize aldığım telefonuma ve Jinho'ya baktım, Jihyo babamın özel korumasıdır babam ona hep güvenir o yüzden onu buraya yolladığına eminim. Geçmişte eski koruması ile yaşadığı olaydan sonra kimseye güvenememişti.
"Ah, doğru sessize almışım, geldiğin için teşekkürler birazdan bende çıkarım."
Söylediğime karşın gülümsedikten sonra konuşmaya devam etti.
"Tabi efendim, nasıl uygun görürseniz ama dikkat edin."
Hafifce kaşlarımı çatıp,
"Neden?" diye sordum."Sonuçta burada ünlü jokey Kim Taehyung'un kaldığını bilmeyen yok, sayenizde otelin bütün odaları dolmuş sadece sizi görebilmek için kapıda uyuya kalmış insanların yanından geçtim. "
Dediklerine hiç de şaşırmadan konuşmasını bitirmesini bekledim.
"Unutmayın sadece ünlü bir jokey değil aynı zamanda dünya çapında ünlü bi yüz modelisiniz."
Ha, doğru ya.
Bunca övgüye alışıktım, benim karakterimde yaptığım şeyler övüldüğünde utanma gibi bir his yoktu.
Elimi saçımda gezdirirken,
"Biliyorum ve onlara saygım sonsuz benim gibi birini görmek istemeleri çok normal o yüzden ben halledeceğim sen rahat ol ve babamın yanına dön."
diyerek onun da içini rahatlatmak istedim. Sonuçta o bir koruma ister istemez bu gibi güzel şeylerin kötüye dönebileceğini biliyor.
"Tamam efendim, bir ihtiyacınız var mı peki?"
"Evet var şoföre beş dakikaya gelmesi için haber ver lütfen babamı da daha fazla bekletme, biliyorsun hiç sevmez."
Gülümseyip kafa salladıktan sonra yanımdan ayrıldı.
Sonunda kapıyı kapadıktan sonra yatağa atladım, yorgun ve bir o kadar da uykulu olmama rağmen kalkıp insanlara görünmek ve işimin başına gitmek şuan en üşendiğim şeylerdi. Üstelik bu gün yoğun bir program beni bekliyordu, her zaman olduğu gibi.
Rahat bir siyah eşofman ve üzerine de kısa kollu bol bir tişört giydim, havanın daha sabahın körü olmasına rağmen alev gibi olması beni bu kıyafetlere zorluyordu.
Sırt çantası alıp almamak arasında kararsızdım fakat içine koyacak bir şeyim yoktu jokey kıyafetlerim ve ihtiyacım olacak her şey ondaydı.Telefonumu ve cüzdanımı alıp odadan çıktım, tam o anda karşı odanın kapısından da biri çıktı o çıktığı sırada ben önündeydim. Yere bakarak yürürken bir anda arkamdan ışık açıldı.
"Ah, aptal Young flaşı da açık unutmazsın ama."
Duyduğum bu cümleyle bir hayranım olduğunu anladım. Hepten rezil gibi hissetmemesi için ilk ben söze girdim.
"Endişelenme, sorun değil."
Kız sesimi duyduğuna inanamıyor gibi öylece yüzüme bakıyordu yüzü kızarmış utandığı ise her halinden belliydi.
"Çok özür dilerim bir an heyecan yaptım."
Bunları söylerken hala az önce yaptığı şeyden dolayı utançtan bayılacak gibiydi."Peki fotoğraf çekilebilir miyiz?"
"Tabii, hızlıca."
Fotoğrafı çekildikten sonra kız odaya geri dönmek için bana el salladı ve arkasını dönüp giderken,
"Çocuklar inanamayacaksınızzzzz..."
Diye söze girdi, Ah bu hayranlar, bazıları korkunç derecede bağlı olabiliyorlar.
Ağır ağır koridoru geçtikten sonra merdivenden inerken önüme kırmızı halı serilmiş ve etrafınada koruma bantları çekilmişti. Bu hazırlıkları ve şuan bantların arkasında olan hayranlarımı görmek benim en sevdiğim şeydi.
"Kim taehyung!!!"
"Güzel bir yüz görmek istiyorsanız sadece ona bakmanız yeterli, hayatımın anlamı!!!!"
"Lütfen kameramıza bakar mısınız?"
"Buraya da!"
"Lütfen buraya da!"
"Sen mükemmelliğin vücut bulmuş halisin!!"
"Kim Taehyung adı bile havalı!!"
Bu güzel kalabalığa el sallayıp her birine gülümsedikten sonra hızla arabaya geçtim.
Dışarısı bile dolup taşmıştı ve onlar var oldukça ben hep var olacaktım.☆•°☆•°☆
"Hoşgeldin oğlum, yarış hakkında ne düşünüyorsun?"
"Hoşbuldum baba, 12 numaraya dikkat edeceğim özellikle dün aralarından en iyisi oydu tabii benim kadar olmasada iyi gibi."
"Sen çoktan analizini çıkarmışsın, artık hazırsın git giyin hadi."
Söylediğine karşın gülerek giyinmeye gittim, ardından babama döneceğimi söyleyip biraz etrafı gezmeye çıktım.
12 numara tam karşımda durmuş bana bakıyordu, bu kusursuz yüzüme karşı koyamadığından ve benden korktuğundan olsa gerekti. Onu sakız gibi çiğneyecektim, benden korkmasa bile.
Ben aklımdan bunları geçirirken o bana doğru yürüdü ve gözlerime bakarak konuşmaya başladı,
"Senden korkmuyorum Kim Taehyung, bakalım söyledikleri kadar var mısın."
"Söylediklerinden de iyiyim, şüphen olmasın."
Sözleri her ne kadar meydan okusada gözleri korkuyordu.
Onu yendiğimde ise gözlerinden yaşlar akacaktı...☆•°☆•°☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgar
Teen Fiction"Kim taehyung?" "Evet?" "Jeon," Duraksadı ve önümde tüm ciddiyeti ile dikilen vücudunun yanı sıra gözlerinde bir hayranlık vardı. "Jeon Jungkook ben, atınız rüzgarı istiyorum karşılığı neyse vermeye hazırım." Bu yabancı benden atımı istiyordu, ciddi...