Vicdan Yarası

44 2 7
                                    

  اَعُوذُ بِا للّٰهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ بِسْــــمِ اللّٰهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ

Selamun aleykum :) Sağ ayakla içeri alalım sizi.

Zatıâliniz nasıl? Umut ediyorum ki iyidir.

Hikayeye başlamadan önce iki şeyden bahsetmek istiyorum.

Birincisi, uyarılar.

*UYARI: Bu hikayede şiddet, madde bağımlılığı, intihar gibi olaylar mevcuttur. Hikayedeki bu durumlar sizi rahatsız edebilir veya tetikleyebilir. Rahatsız olacaklar için ve yaşı küçük olanlar için uygun hir hikaye değildir!

*UYARI: Yorumlarda elbette küfür edenleriniz olacaktır, belki hikayeye, belki karakterlere. Sizden ricam hikayeyi, olayları, karakterleri iyi veya kötü olarak eleştirirken saygı çerçevesi içinde eleştirmeniz. Bağırmak, nasıl ki doğru sözün katiliyse, kötü bir üslupta doğru sözün veya eleştirinin katilidir. Bir de yorumlarda küfür kullanmazsak, sinirlerinizi başka şekilde yansıtmaya çalışırsak da sevinirim :D

Uyarılar bitti :)

Gelelim ikinci bahsedeceğim konuya.

16 Ocak 2021'de aklıma düşer düşmez yazdığım bu giriş, ilk hâliyle bile heyecanlandırmıştı beni. Giriş bölümünden sonra birkaç bölüm daha yazdım ama yayımlamaya cesaret edemedim, bu hikayeye hazır olmadığımı hissettim. Aradan iki yıl geçti ve karakterler zihnimde ansızın dolaşmaya başladı. Sanki bana, "Beni yaz," diyorlardı. Artık vakti gelmişti çünkü hazırdım onların hayatlarını yazmaya.

Peki, şimdi siz de onların hikayelerini okumaya hazır mısınız?

Başlangıç tarihlerinizi alalım mı?
(02.07.2023 - 12.15)

Keyifli okumalar!

🥀

Bu hikaye, bu hayatta vicdan yarası olan herkese...

🥀

G İ R İ Ş

"... Karar! Sanık Hifa Eraslan 4 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır."

On sekiz yaşına giren insanların çoğunluğunun yaptığı ilk şey, kendisini özgür sanmaktı.

Genç kız on sekiz yaşına birkaç hafta önce girmişti. Onun da özgür hissetmesi gerekiyordu ama...

Bileklerine kelepçe takılan genç kızın özgürlüğü, az önce hakimin verdiği kararla elinden alınmıştı.

Koluna giren görevliler genç kızı mahkeme salonundan çıkarırken, genç kız duyduklarının şokunu yeni yeni atlatıyordu. Hapse mi girecekti?

Hapse girmek için yaşı küçük değil miydi?

Cezaevi arabasına binmeden önce adımlarını olabildiğince ağırdan aldı ama eninde sonunda o arabaya binecekti.

Bir adım daha atıp arabaya binecekken genç kız, aşina olduğu o acı dolu sesi işitti. 

"Allah belanı versin!"

Bir haftadır hep aynı içtenlikle kurulan o cümle...

Gerçekten tüm kalbi ile edilmiş bir bedduaydı.

Bir annenin oğlunun başına gelenlerden sebep çaresizce ettiği bir beddua.

Tutar mıydı bu beddua?

Genç kız, gözlerini bileklerindeki kelepçeye sabitledi, gözlerinin önüne bu kelepçenin ilk takıldığı an geldi. O zamanda bu bedduayı aynı kişi tarafından duymuştu ve ağlayarak, "Ben yapmadım, ben öldürmedim," demişti.

Şimdi ise ağlayamıyordu bile, gözyaşı kalmamıştı ki.

Üzülmeye hakkı var mıydı?

"Senin yaşamaya bile hakkın yok!"

Herkesin yaşamaya hakkı yok mudur?

Suçlu insanlar bile yaşamalıydı, yaşadığı günlerde cezasını çekmesi için.

Bu cümleler de canını yakmıyordu genç kızın, çünkü doğruydu. Canını yakan bir şey varsa, o da bu annenin oğlunun ölmüş olmasıydı.

Genç kızın canını onların çaresizliğinden başka hiçbir şey yakmadı.

"Nefret ediyorum senden, nefret!"

Bir insan konuştuğu zaman kendi ses tonuna tahammül etmeyebilir miydi?

Su içtiği zaman içine ferahlık değil de sıkıntı çöker miydi su içmeye hakkı yok diye?

Uyuduğu zaman huzursuz bir şekilde başını yastığa koyup, hiç uyanmamayı diler miydi?

Söyleyin bana, bir insan her saniye nefes almaktan nefret ede ede nefesini alır mıydı?

Bu kız dört yıl boyunca nefret edecekti işte, istemeyecekti, üzülecekti, tahammül edemeyecekti...

Hz. Ömer'in bir sözü var. "Kötü bir işin en gizli şahidi, vicdanımızdır."

Genç kız on sekiz yaşında, o küçük kalbine yaşanılan kötü olayın gizli şahidini koyacak, yirmi iki yaşına kadar da taşıyacaktı ve taşımaya her şeyden nefret ede ede gizli şahidini tertemiz tutarak devam edecekti.

Çünkü vicdanı tarafından sevildi, vicdanı tarafından dinlenildi, vicdanı tarafından o pis yerde tertemiz tutuldu, o kız vicdanını çok sevdi.

Elinden her şeyi alınmasına, yaşı küçük olmasına, güçsüz durmasına, yaşamaktan pes etmesine, sevdikleri tarafından ihanete uğramasına rağmen yine de ayakta durdu ve onu ayakta tutan tek şey içindeki vicdandı.

Zaman ilerledikçe o kızı her yerinden yaralamaya çalıştılar.

Vicdanından bile.

En hassas noktasından yaraladılar, kendi suçu olmamasına rağmen sanki tüm suç onunmuş gibi bunu da yaptılar. Sonra ne oldu peki?

O kız vicdanından da nefret etti.

Bu hayatta kapanmayan tek yara vicdan yarasıdır, derler.

O kız da açılan yaralar gün geçtikçe kapanacak olsa bile kapanmayacak bir yarası her zaman olacaktı.

Vicdan Yarası...

🥀

Giriş bölümünü nasıl buldunuz?

Yorumlarınızı merak ediyorum, lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın <33

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, Allah'a emanet olun!

Sizi seviyorum <3
İnstagram: kizkulesininumudu
Twitter: kizkulesiumudu

Vicdan YarasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin