19. BÖLÜM

120 9 8
                                    

Annem diktatörlüğünü gösteren bir duruşla içeri aydınladı. Bende farklı bir duruş sergilemiyordum. Beni es geçerek liam'a sarıldı. "ah tatlım nasılsın? Ablan sana iyi bakmıyor mu yüzün çökmüş."

"yoo ablam bana gayet iyi bakıyor.hatta bir anneden farksız."

"pek inandırıcı değil ama neyse. Yani nasıl yapıyo acaba"

Kafamı ona çevirip "Niye öğrenmek mi istersin? Sonuç malum çünkü"dedim.

" senden mi öğrenmicen ben anneliği."

" insanların yapmadığı şeyleri öğrenmesi gerekir. "

" oh doğru bu yüzden bişiler yapabiliyorsun, çünkü sen bir canavardan başka bişi değilsin. Sen bırak anneliği haketmiyorsun. Anneliği hak etmeyen biri nasıl hissettirdiğini bilemez senin gibi canavardan olsa. "

" ben değil asıl canavar sensin. Ben sen ile kavga etmeyelim diye istediğin gibi olsun diye bişiler yapıyorum. Sen ise bana sataşıp duruyorsun. "

" bana canavar diyecek ücrette bulunamazsın sen. Birde benim istediğim gibi olsun diye bişiler yapıyormuş sen benim istediğim gibi değilsin ki yaptıkların olsun. "

" anne ablama bu kadar yüklenme"

"sen karışmaya aksın Liam. Sen zaten beni hiç istemedin ki anne. Sen hep benden nefret ettin."

"birde sevinsemiydim. Bir canavarın dölüne yıllar boyunca besleyip kendim büyüttüm. . Bir canavar büyütmüşüm. O peter denen adam ve Talia denen kadın olmasaydı öldürseydim seni. Yapmadığım için pişmanlığım olan tek şey seni öldürmek."

"teminat veriyorum artık yüzümü görmeyeceksin. Siz ana oğul oturun ben çıkıyorum. Ama ben döndüğümde benim evimde olursan o zaman canavarı görürsün Liam'a burada kalacak giden sen olacaksın."

Hızlıca ceketimi ve araba anahtarımı alıp çıktım. Nereye gideceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Aklıma Derek geldi hızlıca onu aradım. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Boğazımda olan yumru yutkunmamı engelliyordu.

Derek telefonu açtığında başta zor bir nefes aldım. "Derek müsait misin? Sana gelebilir miyim?"sesim titriyordu." gel ama iyi misin? Gelip almam gerekiyor mu? "

" hayır geliyorum. "

Yağmur yağmaya başlamıştı. Arabadan inerken bagaja attığım içinde kıyafet olan sırt çantamı aldım. Hızlı bir şekilde derek'in dairesine çıktım. İçimde büyüyen herşeyi ödetme isteği büyüyordu.

Derek kapıyı açtığında ben ağlamaya başladım başlayacaktım. Derek kapıyı açınca içeri girip çantayı bıraktım. Derek'e sıkıca sarılıp ağlamaya başladım kendimi tutamıyordum.

Sese olsa gerek üst kattan inen ayak sesi duyuldu. Kafamı çevirdiğimde peter olduğunu gördüm. Aşağı indiğimde bir kaç adım bize bize yaklaştı "Daciana iyi misin? Ne oldu?"

Bir kaç adım atıp ona sarıldığımda şaşırmıştım Derek ise ondan farksızdı. "teşekkürler, teşekkürler bana yaşamımı verdiğin için sana ve talia'ya minnettarım."

"nereden öğrendin sen"

"annem buradaydı  ve hiç hoş geçmedi"

"o lanet kadın iyç değil ki yaptığı şeyler iyi olsun."

"neler oluyor?" Derek soru sorunca kafam ona döndü. "sadece biraz iyi hissetmeye ihtiyacım vardı. Ve buraya geldim. Ben bir üstümü değiştirebilir miyim?"

"benim odamı kullan"

Üst kata çıkıp üzerimdekileri değiştirdim.

Aşağı indiğimde Derek kahve yapmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşağı indiğimde Derek kahve yapmıştı. Kanepeye oturdum. Kahvemi yudumlamaya başladım. Peter bana baktı "ne dedi de seni bu kadar üzdü o lanet kadın?"

"boşver, sadece... Boşver gitsin"

"sen bilirsin ama Onun ne kadar aptal olduğunu biliyorum."

"orada durmak istemedim. Ve aklıma burası geldi."

"tabi ki geliceksin." peter bu sözleri söyleyerek hepimizi şaşırtıyordu.

"saat kaç bu arada" diye sorunca Derek "saat biri on geçiyor"

"kahveyi içip yatalım mı? Aşırı uykum var."

"peki bebeğim nasıl istersen."

"hadi iyi geceler ben gidiyorum." bunu söyleyince Peter'a döndüm. "eğer ben geldim diye gidiceksin sakın gitme"

"meraklanma senden yana bişi yok altı üstü bir kere öldük diye randevumuz olamaz mı?"

"huuğ peki git hadi. Bir kadın asla bekletilmez"

"peki hanımefendi."

Peter evden çıktığında derek'e yaklaştım. Kahvem bitmişti. "Derek ben sevgiyi hak ediyor muyum?"

"doğruyu söyliyim mi?"

"evet."

"en çok hak eden sensin." dudaklarıma bir öpücük bıraktı. "uyuyalım mı artık? Çok yorgunum"

"hadi bakalım." beni kucaklayıp yatağa götürdü. Ikimizde uykuya kendimizi bırakıyorduk.

Selaaam umarım beğenmişsinizdir.
Oylamalarınız ve yorumlarınız için şimdiden teşekkür ediyorum. Ve bir sorum var lütfen buna bir cevap verim bu hikayeden sonra bit tom riddle hikayesi yazıyım mı?

A Story (Derek hale) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin