Bölüm-29

163 11 7
                                    

Defne: Ne o şimdide bizi takip etmeye mi başladın
Ömer: Vakit geçiriyordun herhalde ayrılmak zor oldu sanırım Selçuk'tan
Defne: Ne diyosun ya sen
Ömer: O 3 yılda senin evine geldi, evinde oturdu, evinde kaldı belkide, hiç tuttu mu elini de
Defne: Sanane, seni ne ilgilendirir benim Hayatım, istediğimle istediğim yerde kalırım, istediğimi yaparım, SANANE
Ömer kenarda duran vazoyu alıp yere savurmuştu
Aynayı duvara fırlatmış paramparça etmişti
Eline ne gelirse yere fırlatmış etrafı tuz buz etmişti
Hapımdan bi tane alarak sakinleşmeye çalıştım
Defne: Kırıp döktüğün, dağıtıp parçaladığın yetmedi mi, şimdide sıra buraya mı geldi burayı mı dağıtacaksın
Ömer: Aynen öyle diyerek çatışan kaşlarıyla fırlatmaya devam ediyordu
Defne: Çık git bu evden, istemiyorum seni hayatımda, kabus gibi geldin çöktün üstüme
Defne: Git bende mutlu oluyum, gittt
Ömer: 3 yıldır mutlu olamamışsan şimdi mi mutlu olacaksın, bensiz mutlu olamazsın
Ömer: Bensiz mutlu olmana izin veremem diyerek beni duvara sıkıştırmıştı
Leş gibi alkol kokuyordu, belli ki sarhoştu, ayık kafayla asla söylemezdi bunları
Defne: Çık git burdan, defol git
Ömer: Defne, delirtme beni
Defne: Delisin, en sonunda beni de delirttin
Ömer: Senin o herifle el ele göz göze ne işin varrr
Defne: Ya sanane, yıllardır aklına gelmedik şimdi mi kudurttu bu olanlar seni
Ömer: Bende beni sevdiğini sanıyorum salak gibi
Defne: Sen sevgiden mi bahsediyorsun he, bu dünyada sevgiden bahsedecek son insan bile olamazsın sen, sen insan bile değilsin zaten, bide utanmadan sevgiden mi bahsediyorsun
Defne: Ooofff, anla artık ya bizi sen bitirdin Ömer, sen kendin dedin, biz diye bişey yok
Ömer: Biz ayrılmadık, sen beni terkettin
Defne: Haksız mıydım? Şu elini vicdanına koy ve söyle ben haksız mıydım
Ömer: Defne bunu bize neden yaptın, tamam ben haksızdım tamam, haksızım ya tamam diyerek yere çöker
Ömer: Ama senin gidip o herifin kollarına mı atılman lazım, ya bi insan üzülür, bi acı çeker be
Defne: ÇEKMEDİM Mİ? HÂLA ÇEKİYORUM, BEN ACI ÇEKMEDİM Mİ SANIYOSUN, AMA SANA BUNU ANLATMAK ÇOK ZOR, ANLA ARTIK BİZ BİRBİRİMİZ İÇİN YARATILMAMIŞIZ
Ömer defnenin yüzünü avuçlarının içine alarak sever
Ömer: Bizim kaderimizde terk edilmek üzerine kurulmuş sende haklısın
Defne: Sevdiklerini kaybetme konusunda bende en az senin kadar tecrübeliyim, için rahat olsun, bundan büyük intikam olamaz bence, için rahat olsun
Ömer: Tamam sevme beni tamam, ama başkasınıda sevme, nefret mi edeceksin, benden et, ben senin nefretine de razıyım, öfkenede, ben senden gelecek herşeye razıyım defne, yeterki başkasını sevme
Sözleri yüreğime hançer gibi saplanıyordu
Defne: Git burdan, sakın gelme
Ömer: Ben senden hiç gidemedim ki
Defne: Defol git hayatımdan, bidaha benim hayatımı mahvedemiyeceksin ömer iplikçi, buna izin vermem
Ömer gür bi kahkaha atmıştı
Telefonumu çıkartarak mirza abiyi aradım
Mirza ve gül koşarak eve gelir
Eftelyayla birlikte merdivende oturuyorduk
Mirza: Ömer nerde
Defne: İçerdeydi en son
Gül: Defne hanım, siz iyi misiniz
Defne: Sence gül
Gül: Oturup doğru düzgün konuşmuyorsunuz ki, alınmayın ama sürekli yanlış anlıyorsunuz birbirinizi
Defne: Konuşacak bişey yok gül, gerçekten yok
Mirza: Bu evde kalınmaz, ayyaş ayyaş mahvetmiş evi
Gül: Defne hanım, sizin eliniz kesilmiş
Defne: Önemli değil, yok bişey
Mirza: Ne demek önemli değil, baya kesilmiş, hastaneye gidelim
Mirza ömeri ön koltuğa, benide zorla arka koltuğa oturtmuştu
Gülde yanıma binmişti
Mirza: Gül, eve verilen zararı son kuruşuna kadar karşılayacağım, o zamana kadar defne için tuttuğum evde kalın olur mu
Gül: Sorun değil mirza bey
Eftelya gülün kucağında uyuyordu
Bende camdan dışarı bakıyor gözyaşlarımı serbest bırakıyordum
Hastaneye geldik, elime pansuman yapmış, dikiş atmışlardı, sonra elimi sardılar ve hastaneden ayrıldık
Mirza abinin bizim için tuttuğu eve gelmiştik
Ömer arabada uyuyakalmıştı
İçeri girdik, mirza abi eşyalarımı getirtmiş odalarımızı bile ayarlamıştı
Defne: Abi sana olan borcumu nasıl ödeyeceğim
Mirza: Defne, bütün bu olanlar sorumlusu benim ailem, izin Verde bu kadarını yapayım abim
Defne: Benim ailemde suçlu abi, affedemeyeceğim kadar suçlular hemde
Mirza: Neyse, biz gidelim artık
Defne: Abi, bu gece burda kalın, geç oldu, gitmeyin şimdi
Mirza: O zaman sana zahmet olmazsa Ömer'e bi kahve yapar mısın
Defne: Tabi abi sen onu getir ben yaparım şimdi
Mirza abi ömeri eve girdirmiş koltuğa oturtmuştu
Defne:Abi kusura bakmazsan ben artık eftelyayla ilgilensem
Mirza: Tabi tabi, asıl siz kusura bakmayın diyerek ömeri işaret eder
Eftelyayı alarak odaya çıkmıştık
Kızımı yanıma yatırmış ninni söylüyordum
Gözümden yaşlar süzülerek yanağıma düşmüştü
Defne: Seni babamdan ayırdığım için özür dilerim kızım, ben sana bunu yapmak istemezdim diyerek hıçkırıklarıma engel olamadım
Ailem bana büyük bi kazık atmıştı
Annemden, babamdan, kardeşlerimden dedeme kadar kazık yemiştim
Ama babası olupta babasız büyümeyi çok iyi biliyordum
Kızıma bunu yaşatmış olmak beni çok üzüyordu, evet belki şuan anlamıyordu ama ilerde babasına hak verecek ve belkide babasını seçerek beni bırakacaktı
Odanın kapısını birisi tıklatmıştı
Yatakta doğruldum
Ömer yalpalayarak içeri girmişti
Defne: Yine ne işin var senin diyerek fısıldadım
Ömer: Elin, elin benim yüzümden oldu, şimdi hatırladım, çok kötü şeyler yaptım akşam
Defne: İnan sözlerinden daha az acıyor canım, umrunda değilim niye geldin ki
Ömer: Mirza anlattı herşeyi defne, ailenin bizi ayırmaya çalıştığını, en sonunda da başardığını, aslında kızımızı aldırdığın yalanını onların söylediğini, senin beni terkettiğin o mektubu bile onların yazdığını, neden söylemedin defne, niye söylemedin bunu bana
Defne: Benim ailemle aramın niye açık olduğunu sanıyordun, şu 3 yılda neler yaşadım sen biliyor musun diyerek çantamdan çıkardığım ilacı yuttum
Ömer dikkatle beni dinliyordu
Defne: Sevdiğim adamı öldürmenin azabıyla kıvranıyorum ben 3 yıldır, ama sen o gururunu bırakıpta gelemedin yanıma diyerek hıçkırıklarımı serbest bıraktım
Ömer: Babam ve annen arasında olanlar peki en başından beri nasıl sakladın benden
Defne: Sıkıştım tamam mı, hayat beni bi hengâmenin arasına sıkıştırdı, bi yanda sevdiğim adam bi yanda annem vardı, annemi üzmek aklımın ucundan bile geçmedi, bu yüzden de söylemedim sana, hem geçmişte kalmış, söylediğimde ne değişecekti
Ömer: Doğru, sen haklıydın defne, hatalı olan benim asıl, en başında dinlemeliydim seni
Defne: Hâlâ ayılmadığın o kadar belli ki
Ömer: Hayır, hayır kendimdeyim ben
Defne: Merak etme ömer kızımıda alıp gidicem buralardan
Ömer: Gidemezsin! Eğer gidecekseniz iyi, gidelim o halde
Defne: nE
Ömer: Gidelim o zaman diyorum ne duruyorsun?
Defne: Sen hâlâ sarhoşsun, benim tanıdığım Ömer beni asla affetmez
Ömer beni duvara sıkıştırarak derin bi öpücük kondurmuştu
Ömer: Sarhoş olmadığımı kanıtlıyorum sana diyerek öpmeye devam etmişti
Ben ise hâlâ şaşkındım
Elleri ellerimi bulduğunda bir kez daha kendimden geçmiştim
Herşey rüya gibi geliyordu
Ömer: Seni üzdüğüm için beni affedebilecek misin?
Hıçkırıklarımı serbest bırakmıştım
Defne: Peki sen, kızını senden ayırdığım için beni affedebilecek misin
Ömer bi eftelyaya birde bana bakmıştı
Ömer: Sen beni vazgeçirmek için çok uğraştın, kendim ettim kendim buldum ben defne, ailelerimizin bizi ayırmaya çalıştığını göremeyecek kadar kördüm, sen aileni hiçe sayabildin, ama ben yapamadım özür dilerim
Defne: Hayır, hayır Ömer diyerek yüzünü sevdim
Defne: Sana yaşattıklarım için ben özür dilerim asıl
Ömer belindeki silahı çıkartarak bana doğrultmuştu
Ömer: Seni affedebileceğimi nasıl düşünürsün? Benim vicdanımı, merhametimi öldürdünüz siz diyerek ateş etmesiyle yataktan sıçramıştım
Yanımda eftelya ağlıyordu
Hızlıca kendime gelerek kızımı kucağıma aldım ve tekrar uyuttum saate baktığımda sabah olmak üzereydi
Herşey bi rüyaydı ömerin beni öpmesi, affetmesi..
Bahçeye çıkarak hava aldım, nerden başlayacaktım hatamı düzeltmek için
Ne zamana kadar orda kalmıştım bilmiyordum
Uyandığımda üzerimde bi pike vardı yanımda Ömer oturuyordu bu sefer gerçekti, gerçekten yanımdaydı
Üstelik kızımızda kucağında uyuyordu
Ömer: Seni çok özlemiş sanırım o yüzden geldik
Kızımı kucakladım, elimde hissettiğim acıyla ufak bi canım yanmıştı
Ömer: İyi misin
Defne: İyiyim
Ömer: Elin kanıyor ama senin
Defne: Önemli değil
Ömer: Bakayım bi ben diyerek eftelyayı dizine oturtmuştu
Elini uzatarak elimi elinin içine aldı ve yarayı açtı
Ömer: Dikiş var elinde, ne demek önemli değil defne, nasıl oldu bu
Defne: Boşver diyerek elimi çektim
Defne: Eftelya biraz seninle dursun ben bi elimi temizleyip geliyorum diyerek içeri girdim odaya çıkarak kendimi duşa attım
Hızlıca duş aldıktan sonra elimi tekrar sardım ve üzerimi giyindim

Kalp Sızım ( Töre) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin