medyada: Yusuf
Genç kız kaynamasını sabırsızlıkla beklediği kahvenin altını sonunda kapatmış fincanlara yavaşça doldurmaya başlamıştı. Son fincanı da doldurduğunda cezveyi kenara bırakıp tepsiyi eline almıştı.
Dikkatli adımlarla salona yürüdü ve misafirlere kahvelerini ikram etmeye başladı. En son Yusufta durmuştu. Yusuf gözlerini Firuze'nin üzerinden ayırmadan olabildiğince yavaş şekilde kahvesini aldı. Genç kız inatla Yusuf hariç her yere bakıyordu.
En sonunda tepsiyi tekrar mutfağa bırakıp annesinin yanına oturdu. Osman Bey ile Fuat Bey oldukça derin bir sohbete dalmış, Güzide Hanım ile Hatice Hanım ise çeyiz konuşuyorlardı.
Firuze çok sıkılmış olsa da ne yerinden kımıldıyor ne de sohbete dahil oluyordu sadece konuşmalara kulak veriyordu. Yusuf kahvesini içerken yüzüne takındığı imalı gülümsemeyle Firuzeyi izliyordu.
"Nikah ne zaman olur Osman Bey?" Yusuf'un babası Fuat Bey herkesin beklediği soruyu sormuş merakla ve istekle Osman Beye yönelmişti.
"2 3 aya yaparız"
"Neden o kadar geç?" Hatice Hanım tek kaşını kaldırmış dudağını büzerek sormuştu.
"Evde doğru düzgün bulunamıyorum zamanım olmuyor ama iki üç aya kadar gerekli zamanı sağlayacağım. Siz de mazur görün ülkenin durumu ortada"
"Siz nasıl isterseniz Osman Baba" Yusuf tüm yalakalığı ile konuşmuş Firuzenin sinirlerini daha fazla germişti.
"Kızımız neden hiç konuşmuyor?" Hatice Hanım adeta kaynana edasıyla sinsice sormuştu bu soruyu.
"Siz benim yerime konuşuyorsunuz zaten Hatice Teyze"
"Anne demeye ne zaman başlayacaksın kızım sen?"
"Annem yanımda duruyor Hatice Teyze"
"Firuze!" babasının uyarısıyla olduğu yere sinen Firuze dolan gözlerini saklamak için başını olabildiğince yere eğdi.
"İstemiyorsa-"
"Tamam anne uzatma" Yusuf sinirle annesinin sözünü kesmişti.
Ufak bir sessizliğin ardından erkekler sohbete devam etmeye başlamıştı.
Firuze yavaşça yerinden kalkıp karşı odaya geçti. Birkaç dakika sonra Yusuf kapıyı çalarak içeri girmişti.
"Annemin kusuruna bakma"
Firuze ise sessiz kalıp sadece gülümsemekle yetindi.
"Gözlerin mi doldu senin?" Yusuf yanına oturup genç kızın ufak yüzünü elleri arasına almış inceliyordu.
"Hayır iyiyim ben" Firuze sinirle yüzünü nişanlısının elinden kurtardı.
"Firuze biliyorum bende gönlün yok ama azcık sevmeyi dene çünkü bu saatten sonra dönüş yok biz evlenicez eğer böyle yaparsan bu evlilik ikimiz içinde zehir olur"
"Tamam belki dönüşü olmayabilir ama bu güle oynaya kabulleneceğim bir şey değil"
"Kalbinde başka biri mi var?" Yusuf ellerini sıkarken hırsla konuştu.
"Kalbimde kimse yok. Sende!"
"Neden bu kadar öfkelisin?"
"İstemediğim bir evliliğin planları yapılıyor içerde. Sence de normal değil mi?"
"Haklısın" Yusuf tüm samimiyeti ile Firuzeye hak vermişti.
"Benim ne dediğim kimsenin umrunda değil ama belki sen konuşsa-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Firuze
Teen FictionYıl:1919 "Ben yapamam" Adam gözleri dolu dolu dizlerinin üzerine çöktü ve kadının bacağına minik bir çocuk gibi sarıldı. "Firuzem nolur gel benimle" "Ailemi, ülkemi bırakamam Alexandros. Yapamam" "Yalvarıyorum sana" "Çok mutlu ol sevgilim"