Günlerden pazartesi ve biz okuldan dönüyorduk. Evin sokağına gireceğimiz sırada bir tane yaşlı teyze elinde gül satıyordu. " Yakışıklı almaz mısın şu güzel kıza bir gül. Sizin aşkınız susuz kalmış" dedi teyze. Özgür gülümseyerek bir gül aldı ve parasını verdi. Özgür gülü bana uzattığında ayak uçalarıma çıkıp yanağından öptüm.
" Allahım ayırmasın yavrum. Arada bir sulayın aşkınızı görüyorum ki kupkuru" dedi ve gitti teyze. " Bak çok doğru ben biliyorum nasıl sulayacağımızı " dedi ve beni kucağına aldı. " Özgür ne yapıyorsun gören olucak" dedim kollarımı boynuna dolayarak. " Hani geçen yarım bıraktığımız bir şey vardı odada ona devam edelim" dedi ve eve doğru yürümeye başladı.
" Özgür bıraksana" derken kapının önnde pembe saçları üçe vurulmuş mor tayt sarı tişörtlü biri duruyordu." Bu modanın m sini bilmeyen kız kim" dedim yere inerek. " Canan" dedi. " Ben içerdeyim konuş gir" dedim ve kapının arkasına geçip onları izledim pencereden.
" Özgür sevgilin bu mu" dedi kız. " Evet dedi Özgür. " " Özgür ben seni unutamıyorum" dedi ve yaklaşmaya balşadı. " Canan ben seni aklıma bile getirmiyorum" dedi ve geri çekildi.
"Özgür lütfen" dedi ve dudaklarını dudaklarına doğru götürdü. Dayanamayıp kapıdan çıktım. Özgür geri çekilmişti fakat kız üstüne üstüne gidiyordu. Kızın saç diplerinden tutup geriye doğru çektim. " Bana bak bir daha sevgilime yaklaş seni öldürürüm" dedim.
Kız bağırınca bıraktım karışıma geçip bağırmaya başladı. " bir gün özgür benim olacak o zaman ben sana seni öldürürüm diyeceğim. " dedi ve arkasını dönüp gitti. " Allah aşkın kendini madonna falan mı sanıyor" dedim içeri doğru yürürken.
" Aşkım ben banyoya giriyorum " dedim ve yukarı çıktım. " Daha az önce kızın saçlarını yoldu şimdi hiç bir şey olmamış gibi duş alacağım diyor ya" dedi ben yukarı çıkarken.
Bir güzel duş aldıktan sonra beyaz kumaş şort ve beyaz sıfır kollu giydim. Hava şüpheli bir derecede sıcaktı. Yani çıplak oturmak en iyisiydi ama. Amasını siz biliyorsunuz. Saçlarımı kurutmadan tepeden topuz yaptım. Dumanı da alıp aşağıya indim.
Dumanı yere bırakıp özgürün yanına gittim. Üniversite sınavına hazırlanıyordu. Sadece 3 ay kalmıştı ve ben daha kitap yüzü açmamıştım. Yanına gidip " Valla biraz beni de çalıştırsan Olur aşkım ya" dedim. " Gel hayatım" dedi.
1. Sınıftan beri 10. Sınıfa kadar hep okul birincisiydim. Onca yaşadığım şeye rağmen. Ama onuncu sınıfta okul değişimim çok kötü etkiledi ve üniversite sınavını kazanamayabilirdim.
Şuan özgürün dersleri çok iyiydi. Hatta bir meslek bile tutturabilirdi. Ama ben artık sanmıyordum kazanabileceğimi.
1 hafta sonra cumartesi günü abimler hala gelmemişti ve ben sıkıla sıkıla bahçede dumanla oynuyordum. Süs ağaçlarının arasından bir ses gelince kafamı o tarafa çevirdim. " Kumsal" dedi benzer bir ses.
Bir kaç dakika sonra gün yüzüne çıkınca duman ı da alıp geri geri gitmeye başladım. Özgür uyuduğu için bizi görmiyordu. "Özgür" dedim son sesimle bağırarak hemde geri gidiyordum. " Sus güzellik" dedi üstüme gelmeye devam ederken efe. " Efe lütfen durur musun" dedim hala geri giderek. Yanında iki kişi vardı.
" Yakalayın yengenizi" dediğinde arkamı dönüp evin içine girdim koşarak. Merdivenleri 5 er beşer çıktığımda özgürün odadının kapısının önüne gelmiştim. "Yakaladım " diyerek beni kucağına alan adam çekmeye çalışıyordu. Ben ise bir elimle kapının kulpunu tutup diğer elimle yumruk atıyordum.
"Özgür ne olursun uyan özgür" dedim hem ağlayıp hem bağırarak. " Ne oldu "deyip kapıyı açtığında adam beni kucağında aşağıya götürmüştü. Özgür durumu sonradan anlayıp peşimizden koştuğunda çoktan siyah arabaya binmiş hareket etmiştik. Arabadına binip arkamızdan son hızla geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkma Söyle
Teen FictionAşık olmayı beceremeyen aşkın tanımını bile bilmeyen bir kız bu kadar acıyla nasıl yaşar...