ᴡʜᴇʀᴇ ʜᴀᴠᴇ ʏᴏᴜ ʙᴇᴇɴ?

98 16 10
                                    

dangerous offer

Öfkeliydi, fakat öfkesi seni kaçıran kişiden çok kendisineydi. Sana nasıl öyle şeyler söyleyebildiğine hayret ediyor, kendine kızıyordu fakat bu öfkenin, zamanı geri almak gibi bir gücü yoktu. Olan olmuştu, düzeltmek için bir şeyler yapmalı. Öncelikli olarak da Kisaki ile görüşmeliydi. Belirli bir çete lideri olmadığı için onu nerede bulacağını da bilmiyordu. Böyle düşününce ne kadar sorumsuz hareket ettiğini ve seni nasıl bir tehlikeye sürüklediğini daha çok fark ediyordu.

Ne yani oturup Kisaki'den haber gelmesini mi bekleyecekti? Söylediği sözlerin, kırdığı kalbinin cezası bu muydu? Yüreğindeki bu burkulma mı? Fakat bu adalet değildi! Cezayı çeken kendisi olmalıydı ama kaçırılan sendin. Tüm acıyı çeken kendisi olmalıydı ama sen de işin içine sürüklenmiştin. Üstelik şu an nerede ve ne durumda olduğunu bile bilmiyordu. Aynı anda aşağılanmışlık, sorumsuzluk, suçluluk, öfke, pişmanlık gibi birçok duygu hissediyordu fakat en belirgini, çaresiz endişesiydi.

Yerinde duramıyordu, bu yüzden bir süredir odasında oradan oraya yürüyordu. Teklifi neydi bilmiyordu, teklifini kabul etse bile sana zarar vermediğinden nasıl emin olacaktı ki? Bu da zihnini kurcalayan bir başka konuydu. Dikkatli olmalıydı, zira atacağı her adım belirgin bir şekilde seni de etkileyecekti. Ve onun sana zarar vermek gibi bir niyeti asla yoktu.

Kapı çalınıp açıldığında elinde bir mektup ile ona bakan Kakucho'yu gördü.

"Kisaki'den." (kakucho)

Mektuba uzandığında kendini durduramasa eli titreyecekti. Çok korkuyordu, değil mi? Başına bir şey geleceğinden çok korkuyordu. Acı çekme sebebin olmaktan çok korkuyordu. Seni koruyamamış olmaktan korkuyordu. Her şeyin onun aptallığı yüzünden ve sen ona kırgınken bitmesinden korkuyordu. Nihayetinde kendini toparladı ve mektubu açtı.

sevgili izana,
sevimli sevgilinin ne durumda olduğunu merak ettiğini biliyorum. aslına bakarsan ne seninle ne de onunla bir derdim yok. sıkıntım kardeşinle. yarın akşam 7'de Büyük Orman Meydanı'nda, kardeşin Mikey'i bana teslim et ve sevgilini geri al. aksi takdirde neler olacağını görmen için sana bir fotoğraf gönderiyorum. iyi düşün, çok vaktimiz yok.
-kisaki-

Ellerinin ve ayaklarının bağlandığı fotoğrafa bakarken nefesinin kesildiğini hissetti. Biri kalbini eziyor gibiydi. Derin bir nefes aldı, sakin olmalıydı. Sana zarar gelmesini istemiyorsa, seni güvende tutmak istiyorsa sakin olmalıydı. Eğer sakin olmazsa şu an Kisaki'yi bulup ölesiye tekmeleyebilirdi ama bu, senin için iyi olmazdı. Ve sen iyi değilsen, ne önemi vardı ki?

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

İzana, erkek kardeşi Mikey ile karşı karşıya gelmek istemedi. Ona zarar vermek istemedi. Her ne kadar kardeşiyle çok iyi bir ilişkisi olmasa da, onun düşmanı olan bir adam ile yakın da olmazdı. Ama şimdi o şerefsiz adam, kabul etmekten başka çaresinin kalmayacağı bir teklifle geliyordu ona. [Y/N]'in hayatıyla tehdit ediyordu ve bu, İzana'nın aklının sınırlarını zorluyordu. Mantıklı düşünmesi gerektiğinin farkındaydı elbette. Fakat bu aklı başında hâllerinin son bulması yakındı.

Onun yüzünden kaçırılmıştın, o ise kaçırıldığını iki gün sonra öğrenmişti. Çok geç kalmış hissediyordu, kim bilir ne kadar kötü hissettin? Ne kadar değersiz hissettin?

İzana'nın gelip seni kurtarmasını bekledin mi? Tıpkı bir zamanlar annesinin gelip onu almasını bekleyen İzana gibi miydin?

Annesi asla gelmemişti, ama İzana gelecekti. Senin için gelecekti. Çünkü o annesi değildi, sen bir zamanlar masum ve küçük olan İzana olabilirdin ama hayır o, annesi değildi.

Derin bir nefes alarak masadaki telefonu eline aldı ve tereddüt etmeden kardeşini aradı.

"Konuşmamız lazım, Manjiro."

Mikey, abisi tarafından çok fazla aranmadığı için durumun ciddi olduğunu anlayabilmişti. İzana ilk mesaj atan kişi olmayı da, ilk arayan kişi olmayı da pek tercih etmezdi. Önemli bir şey olmalıydı ve bu, Mikey'in evinden hemen ayrılarak abisinin yanına gitmesi için yeterliydi.

Odasına girdiğinde abisinin genelde oturduğu koltuğu yerine yatağına oturduğunu ve bakışlarının yerde olduğunu gördü. İzana'nın duygu durumu odasına yansımış gibi boğuk ve kasvetli bir hava vardı.

"Abi?" Yatakta yanına otururken sessizliği tamamen bozmayacak bir fısıltıyla konuştu.

Başını kaldırıp ona baktığında abisinin dolu gözlerini gördü. Mikey'in alışık olduğu bir durum değildi bu. Gözlerini kırpıştırarak olanlara anlam vermeye çalıştı bir süre. Hem ağlamasına hem de ağladığını gizlememesine şaşırıyordu.

Abisini bu kadar üzen şeyin ne olduğunu bilmek istedi. Yine de böyle tuhaf bir durumla ilk kez karşılaştığı için ne yapacağını bilemiyordu.

"Onu kaçırdı." Küçük bir hıçkırıkla birlikte söylediğinde Manjiro anlamaya başlamıştı. Biri olmalıydı, İzana'ya değer veren ve İzana'nın da ona değer verdiği. Kim olduğunu bilmiyordu, bu gibi konular hakkında konuşacak kadar yakın olduklarını düşünmemişti ama abisini üzgün görmek, onun da yüreğini acıtıyordu.

Bir kolunu destek olur şekilde onun sırtına koydu ve yavaşça okşamaya başladı.  "Onu kaçıran kim?"

"Kisaki."

Kaşları çatılırken olayları anlamaya başlamıştı Mikey.

"Beni mi istiyor? Bu yüzden mi kaçırmış onu?"

İzana derin bir nefes aldı ve bir süre sessiz kaldı. Daha sonra gözyaşlarını sildi ve sanki içi yanmıyormuş gibi bir ses tonuyla konuştu. Ya da öfkesinin ses tonuydu bu.

"Onunla yarın akşam 7'de Büyük Orman Meydanı'nda buluşmamı istiyor ve elbette seni ona teslim etmemi."

Başını anlar bir biçimde salladı kardeşi. İzana sözlerine devam etti.

"Evime girdiğinden haberi olabilir, bu yüzden yarın akşam 7'e kadar burada kal ki, seni elimde tuttuğumu sansın."

"Anladım abi, dediğin gibi olacak merak etme."

İzana kararlı gözlerini kardeşine çevirdi. Hem sana zarar vermeden hem de kardeşini ona teslim etmeden bu işten sıyrılması gerekiyordu.

Sonrasında ayaklarına kapanır ve söylediği şeyler için af dilerdi belki de? Hayır, önce onu kabul etmesen bile sana sarılarak ağlardı, iyi olduğun için. Eğer yüz bulursa, kendini sana affettirmeye bile çalışırdı belki?

Ah, bi seni geri alabilseydi..































uzun uzun zaman sonra merhaba!!

umarım yeni bölüm beklerken kötü şeyler yaşamamış, üzülmemişsinizdir.

iyi okumalar^^

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝒘𝒉𝒆𝒓𝒆 𝒉𝒂𝒗𝒆 𝒚𝒐𝒖 𝒃𝒆𝒆𝒏, 𝒊𝒛𝒂𝒏𝒂 𝒌𝒖𝒓𝒐𝒌𝒂𝒘𝒂.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin