fragile; akitoya

aun no beats

"kalbimi sana doğru uzattım.
bir gün geri ver ve nazik ol, tamam mı?
geri dönmeyi çok istemiştim.
bundan sonra dönsem de olur.

biz sonsuza dek beraber olacaktık,
sonsuza dek beraber olacaktık.
endişelenme, bu ikimiz için de
harika bir son.
alarak ve vererek
kelimeleri aramama hiç gerek kalmadı.
yine de senden duymak istemiştim."

street sekai'deyiz, akito'nun benden ayrılmak istemesinin üstünden yaklaşık iki hafta geçti.
o günden beri konuşmadık, evet akito olmadan iki hafta geçirmek benim için çok zordu ama sanırım ben de onun yüzünü bir süre görmek istemiyordum.
bana birkaç kere mesaj attı ama mesajlar sadece ayrıldığımızı onaylamak içindi.
beni gerçekten istemediğini kabullenmem uzun sürdü, gerçekliğe dönemedim.
canım gerçekten hiçbir şey yapmak istemiyordu ama bu evde kalmaktansa okulda olmayı tercih ediyorum, o yüzden sadece okula gidip geldim.
okuldayken akito'yu görmedim çünkü sınıftan dışarı neredeyse hiç çıkmadım.

azusawa muhtemelen olayları duymuş olmalı o yüzden bazen iyi olup olmadığımı soruyor.
akito hakkında sadece tsukasa-senpai'yle konuştum, azusawa'ya shiraishi anlatmış olmalı.
shiraishi'ye ise akito, shiraishi ile yakınlar.
...fazla yakınlar.
ama umursamıyorum, shiraishi sempatik birisi ve bu yüzden bir sürü arkadaşı var.
akito'yla aralarının iyileştirmiş olması sevineceğim bir şey olmalı.
ayrıca hâlâ akito'yu kıskanıyor olmam çok komik olurdu, eğer aralarına girseydim muhtemelen bu sefer akito'yu tamamen kaybederdim.
benimle arkadaş olarak kalma konusunda çok fazla ısrar etti, beni tamamen kaybetmek istemediğini çok kez söyledi.
yine de bu işleri daha iyi hâle getirmiyor, akito'ya karşı hâlâ hislerim var ve bu hislerin varlığına ben karar vermiyorum.

bir süre street sekai'ye gelmemek için ısrar ettim ama bu sefer çalışmazsam her şey daha kötü olacaktı, bütün hayallerim suya düşebilirdi.
kendimi gitmek için zorladım ve herkesin önünde kusmamak için dua ettim.

tabii gelmemle görmek istemediğim bir manzarayla karşılaşmam bir oldu, beklediğim bir şeydi zaten.
"aoyagi-kun, hoş geldin!"
"hoş buldum, azusawa"
akito ve shiraishi kahkaha içindeydiler, burada olduğumu bile bir süre fark etmediler.
"an-chan, shinonome-kun. aoyagi-kun geldi, başlayalım mı?"
"toyaaa!! bayadır yoktun, seni görmek güzel."
shiraishi beni gülümseyerek karşılıyor, onun hakkında böyle şeyler düşündüğüm için kendimi suçlu hissediyorum...

pratik bitiyor, hemen eve dönmeyi planlıyordum.
"harikaydın tatlım!"
shirashi'nin bunu azusawa'ya söylediğini düşünerek dönüp bakmamıştım ama
"en az senin kadar, canım!"
akito...
aralarında bir şey olduğunu düşünmekte yanlış değilmişim.
yine de artık beni ilgilendirmez, sanırım...

öksürük krizine tutulmam çok sürmedi.
"toya!"
"aoyagi-kun, iyi misin?!"
herkesin önünde aptal birkaç parça çiçek ve kan kusma fikri utanç vericiydi, uzak bir yere doğru koşmaya karar verdim.
"iyiyim! siz gidin, birazdan eve döneceğim."
krizler genelde uzun sürüyor, bu yüzden beni bırakıp eve geri dönmüş olmalılar.
krizin bittiğine emin olduktan sonra ben de eve döndüm.

akşama doğru kohane'den bana bir mesaj geldi.
kohane: aoyagi-kun, bugün aniden gittin. iyi misin? bir sorun yoktur umarım.
toya: iyiyim, sorduğun için teşekkür ederim azusawa.
kohane: an-chan ve shinonome-kun hakkında rahatsız hissettiğini biliyorum... aslında ben de öyleyim, gün içinde mesajlaştığımızda durduk yere shinonome-kun hakkında bir şeyler bahsetmeye başlıyor. sanırım an-chan ondan hoşlanıyor, shinonome-kun için de pek farklısını söyleyemem gerçi... ikisini de çok seviyorum ama shinonome-kun ile yeni ayrıldığınızı ele alınca yaptığı şey çok yanlış geliyor, en azından olacaksa senin gözünün önünde olmamalı... detayları bilmiyorum ama umarım bu durum grubu etkilemez.
toya: rahatsız olsam bile bu konu hakkında yorum yapmak bana düşmüyor sanırım, elbette hoş değil ama eğer akito öyle mutluysa söyleyecek bir şeyim yok.
kohane: ama bu durum seni daha kötü hâle getirmez mi? aoyagi-kun... lütfen shinonome-kun için kendinden vazgeçme.
toya: tek taraflı bir ilişkide kalmak iki taraf için de çok rahatsız edici olurdu, karışmayacağım.
kohane: hayır... eğer doğru düşünüyorsam, lütfen kendine dikkat et ve tedavi ol.
toya: bunu düşüneceğim.

hanahaki'nin tedavisi... çok fazla yan etkisi var.
eğer tedavi olursam çok fazla şey kaybederim.
akito ile olan anılarımı, belki bazı şeyler için içimde olan isteklerimi...
eğer tedavi olmazsam da beni öldürmeye kadar ilerleyecektir.
akito'ya olan hislerim kolay kolay yok olmayacaktır...
yine de bunun için zamana ihtiyacım var, ne kadar canımı acıtıyor olsa da.

akito'yu tamamen kaybetmek mi yoksa ölmek mi?

-

kohane: artık ne kadar umursuyorsun bilmiyorum ama aoyagi-kun senin yüzünden ölmek üzere.
akito: ne diyorsun?
kohane: hiç, hiçbir şey.
akito: hayır, bana doğru düzgün söyle.
kohane: umursuyor musun?
akito: elbette umursuyorum, toya'ya ne oldu?
kohane: aoyagi-kun'un hanahaki
n hastalığı var, bugün o yüzden öksürüyordu.
akito: ne? ciddi misin sen? toya sana söyledi mi?
kohane: hayır ama neredeyse onayladı. an-chan için aoyagi-kun'u öldürmeye değer mi gerçekten, shinonome-kun? onu o kadar çok mu seviyorsun?
akito: boşver... yarın toya'yla konuşacağım.

aşk-ı vivid bad squad
sonraki bölüm final :3