11

1.7K 132 40
                                    




İlk defa kendi yatağımda bu kadar heyecanla uyanmıştım.

Kolumu kucağına atıp gülümsedim. "Günaydın."

Bir süre cevap gelmedi. Hala uyuyor olamazsın Dray.

Biraz kendime çekmeye çalıştım ve anında hareket ettirdim. Çok hafifti.

Çünkü Draco değil yastıktı...

İronik oldu bu biraz.

Anında yataktan kalkıp etrafıma baktım. Hiçbir yerde göremedim. Derken kapının hafif aralık olduğunu farkettim. Kalp krizi geçireceğim şimdi.

Koşarak odadan çıktım.

Annem seni bir gün yakalayacak ve ikimizin de belasını verecek. Hayır bi de... Bu yemek kokusu nereden geliyor?

Hızla mutfağa koştum. Kapının eşiğinde durmaya çalışırken hızımı alamayıp düşüyordum ki duvara tutundum. Kendimi düzelttiğimde gördüğüm ilk şey tezgahın önünde elinde tavayla bana bakan Draco'ydu.

"Ah uyandın mı, günaydın." Dedi rahatlıkla. Hala stres içindeyken 'sessizce bağırarak' ne yaptığını, annemin geleceğini falan söylemeye çalıştım. Yerinden bile kıpırdamadı.

Tavanın içindekini ters çevirdi. Ben hala rahatlığını ağzım açık izlerken tabaklardan birini alıp içine koydu.

"Annen nöbete gitti sabah."

Tabağı masanın üzerine yerleştirirken kısa bir an bana baktı. "Sana yani bize kızartma bırakmış. Yanına da pankek yaptım. Gel hadi bebeğim."

Annemin evde olmaması rahatlığıyla ama Draco'ya da kızarak sandalyemi çekip oturdum. "Korkudan kafayı yiyecektim niye haber vermiyorsun of."

"Takma bu kadar, annen görürse unuttururuz."

"Burada büyü yok!"

"Emin misin?"

Sırıtarak yaptığı imaya anlam veremedim. Bu dünyada max büyü babaannemin yengeme yaptığıydı çünkü.

Başıyla masayı gösterdi. Üzerindeki yemeklere göz gezdirdim ama pek de garip bir şey yoktu. Kaşlarımı çatıp anlamadığımı belli ederek ona baktım.

"Kızım sence ben bu masayı büyüsüz hazırlayabilir miyim? Pankek var önünde." dedi ve asasını çıkarıp gözümün önünde salladı.

"O... İşe yarıyor mu?" Yüzümdeki en hayretli ifadeyle sordum. Nasıl şimdi, büyüsü burada işliyor muydu?

"Tabiki de yarıyor." dedi. "Avifors!" asasını bardağa tutmuşken yaptığı büyüyle bardak anında kuşa dönüştü.

 Uçarak kaçmaya çalışan mavi kuş çok geçmeden tezgahın yanındaki cama çarptı. Hemen Draco'nun eline vurdum. "Çabuk geri getir onu! Annem takımın bozulmasından hiç hoşlanmaz."

 Draco gülerken asasını pencereye kafa atıp duran kuşa çevirdi. Büyüyü geri aldı. Eski haline geri dönen bardak havadan hızla yere düşüp parçalara ayrıldı. Onu dert etmeye bile fırsat bulamamıştım. "Nasıl?!" Şaşkınlığın verdiği enerjiyle ayağa kalktım. "Nasıl hala büyü yapabiliyorsun..?"

 Ondan çok kendime soruyordum aslında. İşe yaramaması gerekiyordu. Ben neden yapamıyordum o halde? Gerçekten bu evrende büyü işliyordu da ben herşeyden habersiz Muggle'lardan biri miydim bunca zaman?

"Reparo." Draco yerdeki kırık bardağı düzeltip tezgaha koydu. Yanıma gelip elimden tuttu ve tekrar sandalyeye oturttu.

"Hadi ye, daha hazırlanacağız." Pankeki bıçakla keserken konuştu. "Burada galleon bozdurabileceğim bir yer var mıdır?"

Shift for Y/n? - Draco Malfoy İle Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin