"Ama artık bu ülkede hayranlarınız dışında size nefret duyan birinin olduğunu bilmenizi isterim."
Kral'ın bakışları intikamdan başka bir hal alıyordu yavaş yavaş. 20 yaşındaki bu gencin ona bu denli karşı gelebilmesi. Bu düşünce onda farklı şeyler uyandırıyordu. .
"Hey, noluyor burda?" Yoongi de kalabalğın arasındna zorla sıyrılıp öne çıktı. Önce darmadağın olan dükkanlarına sonra da dip dibe duran Kral ve Jungkook'a baktı.
"K-kralım" Ne olduğunu anlamaz gözlerle bakıyordu. Nasıl bu hale geldi diye düşündü.
Kral bakışlarını ağlayan çocuktan alıp Yoongi'ye baktı. Eski yüz ifadesini takınarak konuştu.
"Ah, bu senin ev arkadaşın olmalı. Yoksa o olanları bilmiyordu." Yoongi hiçbir şey bilmiyordu zaten. Kral'ın dediklerine de bir anlam veremedi.
Jungkook, Kral'ın yüzüne bakmaya son verip Yoongi'ye döndü.
Kendini çok suçlu hissediyordu. O gün orda bir şey demeseydi şimdi bunlar yaşanmayacaktı. Kendini tutamamıştı.
"Hyung, b-ben özür dilerim. Y-yani-" Yoongi gidip sıkıca sarıldı küçüğe. Ne olduğunu bilmiyordu. Fakat onun ağlamasını istemiyordu.
"Shh, hyunguna anlat, noldu Kookie'm?" Kral onların bu denli yakınlığını hayretle izledi.
"Ben özür dilerim hyung, b-benim yüzümden hepsi." Ağlamak istemiyordu Kral'ın önünde. Ama tutamaıyordu kendisini. Sadece Yoongi için üzülüyordu. Kendisi için gerçekten bir endişesi yoktu. Kendisine yapılacak her şeye razıydı. Ama bunu içine Yoongi girmemeliydi.
"Burada nolduğunu anlatabilir misin?"
Jungkook burnunu çekti. Ağlamasını durdurmaya çalıştı. Burnu kıpkırmızıydı. Ve yanakları al al olmuştu."Haydi, anlatsana Jeon. Hyungun bekliyor."
Taehyung eski ciddiyetini korumaya çalışıyordu.
"Madem söylemiyorsun, ben anlatayım."
Hafifçe öksürdü ve Jungkook'a sarılan Yoongi'nin yanına yaklaştı."Jeon, bana karşı gelmenin cezasını ödüyor. Dolaylı olarak seni de etkiledi bu." Yüzündeki pis sırıtışıyla birbirine tutunan arkadaşlara bakıyordu.
Yoongi duyduklarıyla şaşırmıştı. Ama asla sinirlenmemişti. Ne olursa olsun Jungkook'un arkasında dururdu o. Onun kendisine yaptığı gibi.
Yoongi, ağlayan küçüğün saçlarından öptü. "Bir şey yok Kook, lütfen ağlama."
Yoongi'nin de gözünde bu Kral tamamen sıfıra düşmüştü. Jungkook'un yerine olmayacak bir hareket yapmayacağını biliyordu zaten.
Jungkook'un gözlerindeki yaşlar asla durmuyordu. Kral'ın önünde güçsüz görünmek istemese de kendini tutamıyordu.
Jungkook sarıldığı bedenden ayrıldı. Gözlerini kıyafetiyle silerek Kral'ın tam önünde durdu. Ona sert ama bir o kadar anlamlı kişiye baktı.
Taehyung durmak bilmeyen bir adamdı. Canını yakmak istediği herkesin hakkından gelirdi. Ona kimse karşı gelemezdi. Prens olduğu dönem de böyleydi. Herkes Kral'dan fazla bu prensten korkardı, ölesiye... Ama bu çocuğun büyük bir özgüvenle kendine karşı çıkması onu her dakika daha da şaşırtıyordu.
"Siz aşağılık birisiniz." diye fısıladı Jungkook
Gerçek anlamda yürek yemişti. Ama bu olanların altında kalamazdı. Kardeşi gibi gördüğü çocuğa tokat atmıştı gözlerinin önünde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KING BUT LOVE/ TAEKOOK
ФанфикJungkook, bu ülkedeki adaletsizliğe karşı gelecekti. Peki Kral ondan etkilenmeye başlayan kendisine karşı gelebilecek miydi?