Huhuu ben geldimmm
Hemen baslamak istiyorumBakalim neler olacakk
++++++
Yazardan
Bu olanlardan sonra Kral Taehyung hiçbir şey dememişti. O adamı serbest bırakmıştı. Jungkook ise işine geri dönmüştü. O an hiçbir şey yapmaması fırtına öncesi sessizlikti.
Jungkook hyungunun yanına, dükkana gitti. Giderken ona olan bakışlar ve fısıldaşmaları net bir şekilde duyabiliyordu. Kral Taehyung onu bu şekilde cezasız bırakmayacaktı. İlle de yapacaktı bir şeyler. Ama ne zaman?
"Hyung ben geldim." Yoongi Kral'ın yaptığı şeylere Jungkook gibi yapamazdı asla. Tabii ki de sinirlenir, öfkelenirdi ama sonuçta zar zoe yaşadığı şu dünyada tek bir söz yüzünden canından olmak istemiyordu.
Ve az önce olanları bilmiyordu. Dükkanla ilgilenmle meşguldü. Jungkook ise ona söylememeyi tercih etmişti.
"Hoşgeldin Kook." İçten içe büyük bir korku vardı üstünde. Kral Taehyung bunu karşılıksız bırakacak biri değildi. Bırakmayacağını da dile getirmişti zaten.
Kendisi için korkmuyordu Jungkook. O sonuçta her şeyi göze almıştı. Ama Yoongi... Yoongi'ye bir şey olursa kendini affetmezdi. Kendisi yüzünden ona zarar gelirse hiç iyi olmazdı.
Bu düşünceler onun canını oldukça sıkmaya başlamıştı. Tek isteği Yoongi'ye bir şey olmamasıydı.
"Elindeki çiçekler nerde?" Evet, Kral'ın yere fırlattığı laleler. Ne diyecekti ki şimdi?
"Şey ya onlar biraz solmuş hyung." dedi yalan söyleyerek. Yoongi ise zaten çok kurcalamamıştı.
"Hey Jungkook, bugün alışverişe çıkmalıyız. Yiyecek çok bir şey kalmadı." Jungkook başını salladı. Şu son sıralar kazançları zaten iyi değildi. Ama yine de çok çalışıyorlardı.
Bugün akşama kadar dükkanda olmalarına rağmen kimse dükkana uğramamıştı bile. Normalde hiç olmasa bile 2-3 kişi gelirdi. Ama o da yoktu. İnsanlar dükkana girdiği gibi Jungkook'u görüp çıkıyorlardı.
Bunun tek bir nedeni vardı.
Meydanda olanlardan sonra herkes çok korkuyordu bu dükkana uğramaktan. Bu Kral'ın kulağına giderse kendisiyle de çok uğraşırdı. Kimse bu riski göze alamıyordu. Herkes sadece itaat edip hiçbir şeye bulaşmamaktan yanaydı.
"Tanrım, bu şaka mı? Dükkana her gün gelen küçük Min Jae bile gelmedi. Bu nasıl bir şans?" Yoongi'nin olanlardan hiçbir haberi yoktu.
Jungkook yutkundu. Kendisi yüzündendi. Mantığı ve kalbiyle yaptığï zor savaşta kalbini dinlemişti. Daha fazla dayanamazdı. Herkesin gülerek izlediği bu zalimliğe seyircu kalamazdı. Ama yaptığı bu şey Kral'ın da dediği gibi pahalıya patlayacaktı.
"Ah, hyung neredeyse akşam oldu zaten. Geçenlerde kalan parayla bir şeyler alırız." dedi Jungkook. Bir kese altın için bile çok çalışıyorlardı. Ama bu ay cidden düşmüştü kazançları
"Kook, bu ay işler iyi gitmedi zaten. Ama neyse haklısın. Çıkmalıyız artık." Jungkook onu onayladı ve dükkanı kapatıp çıktılar.
Jungkook aklına gelenlerle durdu. Eğer onunla birlikte dükkana girerse bir şey bile satmazdı kimse. En iyisi kendisi gitmemeliydi.
"Ya, hyung ben bugün çok yoruldum da alışverişi sen yapsan olur mu?"
Ona yalan söylediği için kendini çok kötü hissediyordu. Ama eğer söylerse çok endişelenirdi. Ve Yoongi'ye bir şey olmasını istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KING BUT LOVE/ TAEKOOK
Hayran KurguJungkook, bu ülkedeki adaletsizliğe karşı gelecekti. Peki Kral ondan etkilenmeye başlayan kendisine karşı gelebilecek miydi?