~6

6.3K 724 293
                                    

Arkadaşlar hızla yazdım kısacık bir bölüm olacak bu yüzden özür diliyorum.

Hemen başlayalım

+++++

"Gitmene izin veriyorum Jeon."

Gerçekten mi söylüyordu acaba? Şaka yapıyor gibi bir hali de yoktu. Bu kadar kolay bırakabilir miydi beni?

"S-sağolun Kral'ım. Bir daha karşınıza çıkmamaya çalışırım. Canımı bağışladığınız için teşekkür ederim. Hatta buralardan göçerim belk-"

"Tanrı aşkına, sadece git Jeon." Onun bu sert ifadesine karşı yutkundum. Hazır izin vermişken şansımı zorlamamalıydım.

Başımı eğip arkamı döndüm. Kapıya doğru ilerledim. Buraya ilk ve son girişim olmasını diledim. Gerçekten de ucuz atlatmıştım.

**

Yazardan

Taehyung kapıdan çıkan bedene baktı. Onun gitmesine nasıl izin vermişti kendisi de bilmiyordu. Ona bu tavizi gösterdiğine sinirleniyordu fakat pişman da olamıyordu.

Jungkook ise askerler tarafından saraydan çıktı. Temiz havayı tüm ciğerlerine çekti. O zindan olayından sonra burası bir cennet gibi geliyordu ona. Hazır etrafta çok kişi yokken hızlıca sarayın önünden ayrıldı.

Meydandan geçip dükkanlarının olduğu yönden ilerledi. İşte şuan gözler onun üstündeydi. İnsanların birkaç konuşmasına şahit oldu.

"Kral onu öldürmemiş mi?"

"Nasıl, bu imkansız! Ona karşı geldi."

"Belki de sonlarını yaşıyor, yazık çocuğa."

Bu seslere aldırış etmeden kendi çiçekçi dükkanlarının önüne geldi. Hala kırık dökük olan dükkanın tam önünde çaresizce bakıyordu. İnsanların bakışlarını ve konuşmalarını duymazdan gelerek içeri girdi.

Her birinin üstünde büyük emek olan çiçek sepetleri, güzelce dizdiği laleler ve güller, kendisinin en sevdiği çiçeklerden biri olan papatya... Her şey yerle bir olmuştu. Bu manzaraya bakmak onun kalbini acıtıyordu.

İstemsizce bir gözyaşı geldi gözlerinden. Burayı istese de düzeltemezdi. Çok fazla masraf çıkardı. Zaten gelir kapısı da yoktu artık. Adımlarını tekrar dışarı çıkardı. Burnunu çekti.

Köylüler dükkanlarının önünde durup genç çocuğa bakıyorlardı. Acıyorlardı ona.

Yapacak bir şey de yoktu. Adımları onu evine yöneltti. Yoongi'yi merak ediyordu. Acaba o nasıldı?

Bu yüzden olabildiğince hızlandı. Aklından bir sürü senaryo geçiyordu. Tek temennisi Yoongi'nin iyi olmasıydı.

Küçük, ahşap evinin önüne geldi. Nutku tutuldu resmen.

Bu ev harabeye dönmüştü. Yaşanacak bir yeri kalmamıştı. Her yer toz toprak olmuştu. Aklına Yoongi geldi. Direkt arka bahçeye koştu. Sera'nın olduğu yere geldi. Tamamen harabeydi her yer.

Bunu kim yapmıştı? Tabii ki de Kral diye düşündü.

Ya da bundan daha önemlisi, Yoongi neredeydi? Bam ne olmuştu? Bu fikirler onu oldukça endişelendirirken arkadan gelen sesle aniden döndü.

"Jeon"

Bu Kral'dı. Buraya ne zaman hangi ara gelmişti bilmiyordu. Fakat Jungkook oldukça sinirliydi. Olduğu yerden bağırdı. Evet belki yine aynı şeyleri yaşatacaktı ona. Ama dayanamıyordu artık.

"Tanrım, dükkanı kırıp dökdüğünüz yetmiyormuş gibi bir de evimi, bahçemi yıkıyorsunuz! Ne zaman duracaksınız?"
Sesi oldukça fazla çıkmıştı. Kral ise şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Tanrı aşkına burayı ben yıkmadı-"
Onun konuşmasını böldü. Daha da yaklaştı. Bir adım önünde durdu.

"Kim yıktı o zaman? Siz dışında kim yıkabilir burayı?"

Evet burayı Taehyung yıkmamıştı. Fakat o da kimin yıktığını bilmiyordu.

"Sana ben yapmadım diyorum. Anlamıyor musun?" Taehyung ona açıklama yapma gereği duyuyordu. Bu onun sinirlerine dokunuyordu.

Jungkook'un dolu olan gözleri etrafta gezindi.

"Yoongi ve Bam nerde? Onlara da mı bir şey yaptınız!" Sesi olması gerekenden yüksek çıkıyordu. Taehyung iyice sinirleniyordu. Neden bilmiyordu ama ona inanmaması canını sıkıyordu.

"Tanrım, Jimin, Yoongi'yi saraya aldı. Bam de onla olmalı." dedi. Jungkook'un içi az da olsa rahatlamıştı. Şüpheleri yok değildi. Ancak Jimin'in almış olması onu rahatlatıyordu. Çünkü ona güveniyordu.

"Kim bilir onları da zindana attırırsınız." dedi iğneleyici bir şekilde. Taehyung'ın sinirleri doruk noktasına ulaşıyordu.

"BU NE CÜRET!" dedi ve biraz daha yaklaştı çocuğa.

Jungkook ellerini yüzüne siper etti refleks olarak. Bu sefer de Taehyung'ın boğazı düğümlenmişti. Ona vuracağını mı düşünüyordu? Sadece biraz yaklaşmıştı.

Ellerini hala korunmak amacıyla yüzüne tutan çiçekçi çocuğa baktı. Gözlerini korkuyla yummuş nefesini de tutmuştu. Bu görüntü canını acıtmıştı. Yapabileceği en sessiz şekilde konuştu.

"S-sana vuracağımı mı düşünüyorsun?" Bu düşünce Kral'ı resmen yiyip bitimişti. Ellerini yavaşça yüzünden çeken çocuk sessizce konuştu.

"Yapmadığınız şey mi?"

Bir şey diyemedi Kral. Konuşamadı. Hiçbir şey bilmiyordu. Ne yapacağını, ne diyeceğini bilmiyordu. Daha doğrusu buraya neden geldiğini bile bilmiyordu.

Gözleri yaşlı çocuk hala boş gözlerle bakmaya devam ediyordu. Yoongi'ye nolduğunu merak ediyordu.

Boşluğa düştü Jungkook. Son derece çaresizdi.

"Sayenizda kalacak bir yerim bile yok. Bunları yaparken kalbiniz hiç acımıyor mu?" dedi fısıldayarak. Sesi ağladığı için o kadar titrek çıkmıştı ki. Gözyaşları ise durmaksızın akıp gidiyordu.

Jungkook arkasını döndü ve seradaki mahvolan çiçeklere doğru yürüdü. Arkasında bıraktığı bedene ithafen konuştu.

"Her şeyi geçtim, emeğe saygınız bile yok mu?"

Taehyung bir sey yapmamıştı. Evet, dükkanı kendisi yıkmıştı belki ama evine dokunmamıştı bile. Kimin yaptığını da bilmiyordu.

Jungkook yavaşça dizlerinin üstüne çöktü. O kadar aciz bir durumdaydı ki. Kalçasını zeminle buluşturdu. Bacaklarını kendine çekip başını bacaklarına gömdü içli içli ağlamaya başladı. Hıçkırıkları ve ağlamaları birbirine karıştı.

Taehyung küçük bedene bakarken yumruklarını sıktı ardına kadar. Böyle olmamalıydı. Onu düşünmemeliydi. Onun ağlaması canını sıkmamalıydı.

Kalbi yanına gitmek istedi, fakat adımları kendini geri çekti. Bu savaşın sona ermesi gerekiyordu. Beyni olmamasını söylüyordu. Evet, olmamalıydı belki de.

Hiçbir şey demedi arkasını döndü ve ilerledi. Kalbinde öyle bir ağrı vardı ki. Çiçekçi çocuk ağlıyordu, yapayanlızdı.

O gün kalbi sustu ve adımları konuştu. Bu ne kadar canını acıtsa da...

___________________________________________

Arkadaşlar dediğim gibi aşırı derecede hızlı yazdığım bu bölüm biraz kötü oldu olayları diğer bölümde devam ettirmeye çalışacağım

Bir diğer bölümde görüşmek üzere
Sizleri seviyoreeeeee

💕💕

KING BUT LOVE/ TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin