~17

5.3K 496 442
                                    


Zaman ve mekan kavramlarından sıyırldığımızda sanki sadece biz vardık. Biz ve dans eden dudaklarımız. Benim acemi hareketlerimle de olsa birleşmiştik.

Kalbim sanki bir daha atmayacak gibi atıyor kanım ise yanaklarıma deli gibi pompalanıyordu. Tek eli belimde, tek eli yanağımda, dudakları ise benimkilerin üzerindeydi.

Biz öpüşüyorduk.

Gözlerimi asla açmamak üzere kapatmış gibiydim. Dudaklarımı sadece bastırmak dışında bir şey yapamazken o alt dudağımı ele geçirmişti bile.

Bilmiyordum, niye yaptım bilmiyordum. Tek bildiğim bunu yaptığım için asla pişman değildim. Hislerimden ve onunla öpüşmekten utanmıyordum.

Dudaklarımdan ıslak bir sesle ayrıldığında nefessiz kaldığım için derince bir nefes çektim içime. İçtiği alkolun hafif kokusu burnumdaydı.

Gözlerim hala kapalıyken alınlarımızı birleştirdi.

"Bu, çok güzeldi Jeon. Bir daha seni öpmeye kıyamayacağım kadar güzeldi" zaten bir şok içerisindeyken söylediklerini sindirmem benim için çok zordu.

"Kral'ım ben, bu çok garipti ama... Çok güzel hissettim." İçimden geçenleri tek tek dile getirdiğimde elleriyle yanağımı okşuyordu.

Fakat tüm bunların yanında deli gibi korktuğum bir taraf vardı.

"Kral'ım, siz bunu yani yaptığımız şeyi unutmazsınız değil mi?" Kafasını hızla iki yana salladığında ciddi bir ifade bürünmüştü yüzüne.

"Bu dudakları unutan kendinden utansın çiçekçi çocuk."söyledikleriyle yanağımdaki eli ıslak dudaklarımda gezindi.

"Yani, yani yarın olduğunda bunları hatırlayacaksınız öyle değil mi?" Hala içimde ukte kalan konuyu açığa kavuşturmak istiyordum.

"Ah hayır, unutmam mümkün Jeon? Seni ve dudaklarını nasıl unuturum, günlerce bunu düşlerken?" Beni ve dudaklarımı mı düşlüyordu yani? Bu, bu çok tuhaf evet. Ama bu zamana kadar beni öpmeyi düşlemesi resmen kalbimi yumuşatıyordu.

"Peki şimdi ne olacak Kral'ım?" Gerçekten ne olacaktı şimdi? Biz geri dönüşü olmayan bir şey yapmıştık sonuçta.

"Şimdi ne mi olacak? Ah güzel çiçeğim benim... Yanımda sen varken ne olacağı umrumda mı sanıyorsun?" İltifatları susmazken ben sessizliğimi koruyordum. Diyecek bir şey bulamıyordum.

Elleri yüzümün her bir zerresinde gezinirken çok yumuşaktı dokunuşları.
Kendimi özgür hissediyordum onunlayken. Hiç olmadığım kadar.

İçimdeki mutluluğu ne kadar ifade edemesem de bunun yanında çok utanıyordum.

"Kral'ım Yoongi, o gelebilir. Yani bizi görebilir." Benden yavaşça geri çekildiğinde yüzüme odaklandı. Simsiyah gecenin aksine parıldıyordu gözleri.

"Ahh, sadece bir kez daha. Bir kez daha öpmeme izin ver o güzel dudaklarını. Bırak tadına varayım." Bir kez daha mı? Buna kalbim dayanır mıydı bilmiyordum. Zaten yeterince heyecanlanmıştım.

Belime inen elleriyle beni tekrar kendine çektiğinde yüzüne bakamıyordum. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Buna emindim.

Çenemde hissettiğim parmaklarla yüzümü ona bakacak şekilde kaldırdı. Öptüğü dudaklarımı kanatmak istercesine dişliyordum.

"Hey, utanma Jeon. Utanınca daha da şirin oluyorsun. Ve böyle olmaya devam ettikçe seni yemeye başlayabilirim. Özellikle şu kızaran elma yanaklarını." Off dedikleri beni daha da utandırıyordu. Durmadan yutkunuyor ve dudaklarımı dişliyordum.

KING BUT LOVE/ TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin