onyedi

646 42 32
                                    

Arkadaslar slm canım sıkılıyo o yuzden yaziyorum yoksa niye yaziyom yani telefondan yazdiigm icin hata olabilir kusura bakmayin iyi okumalarr ^^

__________________

"Bebeğim, sanırım gitme zamanın yaklaşıyor, ağlamayı bıraksan iyi edersin, Lee annenin seni böyle görmesini istemiyorum."

"Ama Jisung senden uzakta olmak istemiyorum."

"Yine gelirsin Chris getirir seni, bende gelirim, çok özlüyorum çünkü ama."

"Biliyorum devamını Jisung."

"Güzelim, söz veriyorum bitecek bu aptal şey."

"En büyük sözün bu olsun, ölsek bile bu sözü unutmak yok o zaman tamam mı?"

"Söz sevgilim."

Sabah tekrar aynı şeyler yaşanmıştı, anlarsınız ya hani, hem onun acısı hemde Jisung'umdan ayrı kalıcağıma zorla da alışmaya çalışmak beni duygusallaştırmıştı, bunların üzerine de Jisung tam olarak dizlerinin üzerine çökmüş, ellerimi tutup, gözlerimin içine bakarak; "Minho'm, güzeller güzelim biliyorum ayrı kalmak zorundayız ve bundan dolayı bana çok kızgınsın, senden yıldızlar kadar özür diliyorum bebeğim beni affeder misin bilmem ama emin ol bu durumdan bende hiç hoşnut değilim. Aklım hep sende kalıyor acaba be yapıyor, mutlu mu, beni unuttu mu yada başka biri var mı? Bu sorular hep kafamda dolanıyor, sende aynısını yaşıyorsun bu yüzden düşündüm ve sevgilim olmanı istiyorum. Hareket olarak öyleydik ama söz olarak değildik, aramızda ki ilişkinin bir adı yoktu ve bunca mesafeye rağmen hâlâ seviyorsak birbirimizi asla kıramayız diye düşündüm veya hep şu sikik soru ortadan kalkar; acaba başka biri var mı? Bundan dolayı kendimizi yiyip bitirmeyiz. Yani Minho'm ben sevgilim olmanı istiyorum, sen benim sevgilim olmak istiyor musun?" Bunları söylemişti ve yaklaşık iki saattir ağlıyordum, tıpkı bir bebek gibi hemde.

Söylediği şeyler aklıma gelince tekrar ağlamaya başlamıştım.

"Ya sevgilim yapma böyle lütfen, a aaa gözlerine yazık haline bak perişan oldun resmen Lee anne seni böyle görmesin hadi toparlan bebeğim."

"Jisung."

"Efendim güzelim, efendim balım."

O başımda dikildiği için bende ayağa kalkmıştım, kollarımı beline sardım, kafamı da tam kalbine yasladım. Jisung'da bir elini boynuma, bir elini saçıma atıp saçlarımı okşamaya başlamıştı. Artık en sevdiğim yer burası.

"Beraber kaçsak mı buradan?"

"Minho'm, kafayı mı yedin sevgilim?"

"Hayır Jisung, tekrar ağlarım bak."

"Tamam hayatım tamam, nereye gidelim peki?"

"Aşıklar şehrine, aşığız sonuçta."

"Minho'm biz zaten aşıklar şehrindeyiz güzelim."

"Hayır Jisung biz-"

"En büyük aşıklar biziz Minho, biz nereye gidersek orası aşıklar şehri olur."

Utandığım için bir şey diyememiştim, kafamı kaldırıp aşık olduğum dudaklara ufak bir buse kondurdum. Hep burada, bu adamla ve bu adamın aşk dolu öpücükleri, aşk dolu bakışlarıyla beraber olmak istiyordum.

Jisung'un telefonu çalmıştı, arka cebinden telefonu çıkartıp açtı.

"Chris?"

Chris konuşuyordu ama bana sesi gelmediği için çok iplemedim, hiçbir şey keyfimi bozamazdı.

money after sexHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin