~12~final~

877 31 13
                                    

ASKO lar şimdi bu kitabı bitirip başka bir kitaba başlamak istiyorum. Arkım Bana bir reels attı ordan esinlenip yazmak istiyorum ve oy atanlara sonsuz teşekkürlerimi sunarak başlıyorum. (lütfen diğer yazacağım kitabıma da destek olunn)
 
                             ...

Min: Tae acıyor diyorum bırakk!

En sonunda oflaya puflaya indirdi beni kucağından. Bu çocuk biraz geri kafalı.

Kim: Of ya 2 gün geçti aradan hala mı mk?!

(neden olmasın dedim)

Min: Bunu kendine sor. Daha doğrusu aletine. Tich tich. Ben Kook'un yanına gidiyorum. Çavv!

Tekrar ofladığını duymuştum ama umursamadım. Gülümseyerek merdivenlerden inip kütüphaneye girdim. Kook arkasını dönmüş kitaplara göz atıyordu. Gidip arkadan sarıldım ona.

Min: Kook, ne yapıyorsunn?

Jeon: Akşam okumak için güzel bir kitap arıyorum bebeğim. Bana yardımcı olmak ister misin?

Min: Tabii! Hatta geçen gözüme bir tane kestirmiştim. Şurada olacaktı.

Kitabın olduğu yere gidip tabureyi altıma koydum ve çıktım. Boyum kısa :( elimi raflarda gezdirirken sonunda bulmuştum. Heyecanla ineyim derken tabure nin ayağının kırılmasıyla dengem bozuldu ve yere düştüm. Günler önceden burktuğum ayağımı tekrar burkmuştum sanırsam.

Ben yerde bacağımı tutarak acıyla inlerken bir anda Kook geldi ve beni yerde görünce direk yanıma koştu.

Jeon: bebeğim! İyi misin? Ne oldu!?

Min: T-taburenin ayağı kırıldı ve bende dengemi kaybedip yere düştüm.

Jeon: Sana o tabure nin bir sıkıntısı olduğunu söylemiştim. Neden beni dinlemiyorsun?!

Min: Kook b-ben unutmuşum sadece. Hem çok acımıyor.

Kook beni kucağına alıp koltuğa oturmamı sağladı.

Jeon: Aynen kesin acımıyordur.

Min: Kook neden abartıyorsun. Sadece yere düştüm. Beni düşünmek yerine beni azarlaman çok gereksiz.

Gözlerim doluydu bunu söylerken. Neden bu kadar kırıcı olmak zorunda ki?

Jeon: Susta bacağına bakayım.

Sert sesi beni daha üzüyordu. Sinirlenip ayağa kalktım. Acıya rağmen.

Min: İstemiyorum, kendim yaparım. Sana ihtiyacım yok!

Topallayarak yürürken arkamdan konuşmasını duydum.

Jeon: Bana muhtaçsın min kkkkk.

B-bu Kook olamazdı! Kook bu kadar kırıcı değildi. Söylediği şey son noktaydı. Geri jeon'un yanına gidip ona tokat attım. Şaşkınlıkla yanağını tutuyordu.

Min: Ben sana hiç muhtaç olmadım, olmayacağımda. O boktan yardımını isteyen yok. Sen kendini kontrol etmeye çalış önce Jeon.

Sinirle bana dönüp elini kaldırıp tokat atıcakken son anda bir el onu durdurdu. Ben tabi vuracağını sanıp elimle korumuştum kendimi.

Kim: Sen nasıl olur da Jimin'e vurmaya cüret edersin Jeon?!
Ona bir daha ne kötü bir soz ne de bir zarar da bulunma diye uyarmıştım seni ama demek ki bir ceza almadan aklın başına gelmeyecek.

Jeon: Hah? Ceza öyle mi? Bana ceza falan veremezsin sen. Ayrıca ne demek nasıl cüret edebilirim?! Ben kralım istediğimi yaparım!

Kim: Yetkim senden daha fazla Jeon. Seni krallıktan atabilirim. Unuttun mu?

Min: Tae sakin ol. O kadar önemli değil gerçekten!

Jeon bana dönüp konuştu.

Jeon: sen karışma bize.

Kim: Kes sesini Jeon! Derhal odana git yoksa elimden bir kaza çıkacak.

Tae Jeon'dan daha güçlüydü. Tek bir yumrukla yere serebilirdi. Jeon tek kelime etmeden sinirle odadan ayrıldı. Benim hala gözüm dolu doluydu. Hiç umursamadığım bacağım şiddetli ağrımaya başlamıştı.

Min: ahh, b-bacağım.

(kendi yazdığımı babacığım diye okudum mk)

Kim: Jimin! İyi misin! O herif sana bir şey mi yaptı?!

Min: Hayır tae. Şey... Ben kitap alıcam derken tabure nin ayağı kırıldı ben de düştüm. Ve bacağımı burktum.

Tae: Bebeğim daha önce söyleseydin keşke. Hemen merhem sürerdik ve geçerdi.

Min: Tae sinirli gözüküyordun. Bana bağurmandan korktum.

Kim: Ahh, özür dilerim güzelim.
Benim hatamdı.

Bu adam nasıl bu kadar iyi olabilirdi? Bana jeon'un aksine çok iyi davranması beni duygulandırdığı için ağlamaya başladım.

Kim: jimin! Bir şey mi dedim? Özür dilerim gerç-

Hemen tae'ye sarılıp başımı omzuna koydum.

Min: Tae *hıck* sen *hıck* çok iyi birisin!

Tae bunu dememle kahkaha atmıştı.

Kim: Bebeğim ben de bir şey oldu sandım. Yerim ben seni ama!

İkimiz tekrar güldükten sonda Tae beni kucağına aldı ve onun odasına gitmeye başladık.

                           ...

Tae 2 gün boyunca sürekli merhem sürdü bacağıma. Onun sayesinde artık daha iyiydim.

Birazdan banyo yapacağım için banyoyu hazırladım ve soyunup küvetin içine girdim. Baloncuklarla oynaya güle banyo mu bitirip bornoz giyip çıktım.

Kook? Onu 2 gündür görmüyordum. Birazcık özlemiş olabilirim sanırsam.

Min: Kook? Sen neredeydin 2 gündür?

Jeon: Sadece kafam yerine gelsin diye bir yere gittim. Ve ortalıkta da görünmek istemedim.

Min: A-anladım.

Jeon: Şey... Ben özür dilerim jimin. Sana yaptığım, sana dediğim her şey için tek tek özür dilerim. Kendi hatamı kabullenemeyip daha da üstüne geldim gerçekten özür dilerim. Lütfen beni affet!

Min: K-kook ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Gerçekten kırdın beni. Senden böyle bir şey beklemezdim.

Kook ayaklanır yanıma geldi ve bana sarıldı sıkıca.

Jeon: bebeğim gerçekten çok üzgünüm. İlaçlarımı var ama hasta olduğumu kabullenemediğim için ilacı almıyorum. Sonucunda hep seni üzüyorum. Gerçekten özür dilerim jimin!

Gerçekten içten özür diliyordu. Bunu hissetmiştim. Bende sarılışına karşılık verip konuştum.

Min: Seni affediyorum Kook ama lütfen ilaçlarını al. Eğer tekrar beni kırarsan seni affedebileceğimi sanmıyorum.

Jeon: Söz jimin. Söz alıcam ilaçlarımı. Şimdi gerçekten affetti mi beni?

Kıkırdayıp evet dedim. Bana daha çok sarıldı. Biraz sonra boynum da küçük öpücükler hissettim. Çok hafif öpüyordu. Eh, bende ona bir şeyler öğretmeliydim değil mi?

Min: Öyle değil Jeon, böyle öpüceksin.

Deyip dudağına yapıştım ve sert öpmeye başladım. Başta şaşsa da sonra karşılık verdi. Ellerini belime koyup beni kendine daha çok çekti. Ben de kollarımı onun boynuna doladım...

                            ...

Falan fistan işte arkadaşlar çok kurcalamayalım özel hayatlarını ayıp 🤭. Bir sonra ki kitabım da görüşürüz. Allah'a emanet olun hepiniz!





vminkook HanbokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin