Üstüme montumu giyip,yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim. Eğer dışarıya çıkarsam kendimi daha iyi hissederim,yani.. umarım?Bu bir haftada taehyung çok değişmişti.
Eskiden onu merak ettiğimde her zaman hoşuna gittiğini söylerdi peki ya şimdi?
Onu düşünmem artık kendisini rahatsız ediyor sanırım. Söylediği şeyler kırıcıydı, açıkçası taehyungtan böyle sözler beklemezdim. Hele ki boğum ile dışarda olması..Ne desem bilemiyorum,sadece tek bildiğim taehyung değişti. Şu bir haftada neler oldu bilmiyorum ama değişti işte.
Oysa hiçbir hatam yoktu ki benim? Hep düşünüp,düşünüp duruyorum. Acaba bir hata mı yaptım diye,ama yok? Asla bir hata yaptığımı düşünmüyorum.Asansörden inip dış kapıyı açtım,oh temiz hava kadar güzel birşey var mı ya..
Yavaş adımlarla dış kapının sağına döndüm, kafamı önüme eğip yürümeye başladım. Telefonumu cebimden çıkarıp saate baktım saat 21:05'ti.
Sola doğru dönerek her kendimi kötü hissettiğimde geldiğim o yere ilerledim.
Burası benim için huzurdu,temiz bir hava vardı her zaman ki gibi.Tam her zaman ki geldiğim o yere oturucaktım fakat duyduğum ağlama sesiyle olduğum yere çivilendim, Kafamı kaldırıp ağlama sesinin geldiği yere doğru çevirdim. Benim yaşlarımda bir çocuk yere oturmuş ağlıyordu hızlı adımlarla çocuğun yanına adımladım.
"Şey yanına oturabilir miyim?" Dedim. Bir elimle omzuna tutunup,hafif ona doğru eğildim. Kafasını olumlu anlamda sallayıp hemen göz yaşlarını sildi.
"İstediğin kadar ağla benden çekinmene gerek yok,Hem ağlamak seni rahatlatıcaktır." Diyip gülümsedim. Tekrardan kafasını olumlu anlamda salladı. "Şey bu arada adın ne?" Dedim.
"Soobin." Dedi. Sesi çatlak çıkmıştı ağladığı için. Kafamı olumlu anlamda sallayarak "anladım,peki ya neden ağlıyorsun diye sorsam? Kızar mısın?
Sonuçta daha birbirimizi yeni gördük."
Diyip gülümsedim. "Hayır tabi ki sorun değil. Anlatsam dinler misin?"dedi. "Tabi kii dinlerim,eğer seni rahatsız etmiyorsa bildiğim bir yer var her kendimi kötü hissettiğimde oraya gidiyorum,beraber gidelim mi?" Dedim.İlk başta tereddüt etse de kabul etti. "Pekala gidelim."dedi. Yerden kalkıp elimi ona doğru uzattım yerden kalkması için,ilk önce elime sonra bana baktı. Gülümseyerek elimi onun eliyle buluşturup yerden kaldırdım. "Teşekkür ederim" dedi.
"Hadi beni takip et,soobin."diyip hafıf bir şeklide kolundan tutup ilerlettim.
---
"Peki ya o? O seni seviyor mu?"dedim.
"Bilmiyorum, bazen o kadar iyi davranıyor ki diyorum 'kesinlikle duygularımız karşılıklı' ama bazende öyle bir davranıyor ki 'kesin benden nefret ediyor' diyorum.. çok karışık işte"
Dedi,soobin. Kafamı olumlu anlamda sallayarak "peki ya hiç denedin mi?" Dedim.Kaşlarını çatarak "neyi denedim mi?"dedi. "Yani diyorum ki hiç denedin mi arkadaş olarak değil de başka bir sekilde onun anlayacağı tarzda yaklaştın mı ona" dedim, gülümseyerek. Kafasını olumlu anlamda salladı "hmhm çok denedim hiç karşılık vermedi.."dedi, kafasını önüne eğerek.
"Bak şimdi anlattıkların kadarıyla yeonjun bipolar bozukluğu yaşıyor?"dedim. Dayanamayıp gülmeye başladı,bende onunla beraber güldüm.
"Ama bak cidden bipolar falan olabilir!"dedim,gülerek. "Sanmam,sadece biraz aptal seninki gibi." Dedi."Maalesef, biraz var aptallık taehyungta."
Dedim. Kısa sürede birbirimize güvenip herşeyimizi anlatmıştık resmen. Ama çok tatlı! Böyle birine güvenmemek tuhaf olurdu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Childhood/Taekook
FanfictionJeongguk,çocukluk arkadaşı olan kim Taehyung'u seviyordu. Fakat arkadaşı ve sevdiği çocuğun flört olacaklarını nereden bilebilirdi ki? seme:kim taehyung uke: jeon jungkook Sonu angst değil