"İçeri gel." Kafamla onaylayıp içeriye girdim.
Hobinin dediği gibi yüzüme bile bakmıyordu, soğuktu.
"Çeketini bana ver." Tekrardan kafamla onayladım. Çeketimi çıkarıp taehyunga uzattım.
Elimden çeketimi alıp vestiyerin kapağını açtı. İçine koyup odasına ilerledi. "Beni takip et." Sürekli emir kipi kullanması sinir bozucuydu.
Arkasından ilerledim odaya girip kapıyı kapattı, odasınıda bulunan sandalyeye oturdu bende yanındaki sandalyeye oturup kafamı eğdim.
Yine fazlasıyla gerilmiştim. Titreyen ellerimi sıktım, fark etmemeliydi.
"Evet,anlat." Ne anlatabilirdim? Yeterince anlattım ki zaten. "Yeterince anlattım sürekli aynı şeyleri anlatmanın manası yok." Dedim.
"Neden böyle birşey yaptınız?" Yutkunarak kafamı kaldırdım. "Anlattığım gibi,sadece beni sevip sevmediğini öğrenmek istedim." Taehyung kafasını olumlu anlamda salladı.
"Çok saçma? Sana bu aklı namjoon hyung verdi dimi.." onaylama mırıltıları çıkardım. "Namjoon hyung aslında çok zekidir nasıl böyle aptalca bir fikir verdi." Dudaklarımı 'bilmiyorum' anlamında büktüm.
"Ben de bilmiyorum,ama taehyung gerçekten kötü bir amacım yoktu. Seni bu kadar çok severken nasıl seni kırmak isterim ki ben?" Bu sözleri gerçek bir içtenlikle söyledim,onu gerçekten de çok seviyordum.
"Biliyorum gerçekten senin bir suçun yok." O zaman neden böyle davranıyorsun ki?
"Sorun ne taehyung,bana böyle davranman kırıcı." Derin bir iç çekti.
"Gururuma yediremiyorum." Bu,bu saçmalıktı."Aşkta gurur olmaz taehyung. Benim de gururum çok incildi ama hala seni sevebiliyorum." Taehyung gözlerime bakarak kafasıyla onayladı.
Gözlerine baktım,gözlerinde hayal kırıklığı vardı. Onu kırmıştım.
Gözlerim dolmaya başlıyordu,gözlerimi geri çektim gözlerinden.
"Gel buraya,aptal." Gülerek sıkıca sardı beni. Yaptığı şeyle affalamıştım. "Ne?" Saçlarıma öpücükler bırakmaya başladı.
"Sakın ağlama." Bu çocuk bipolar mıydı?
Daha iki gün önce falan 'ağlamak sana yakışıyor,jeon' gibi birşey demişti."Affetin mi beni?" Kollarımı beline doladım. "Ben sana hiç küsmedim ki.. sadece kırıldım jeon." Kafamla onayladım.
"Özür dilerim." Kucağına alıp saçımı okşadı. "Şşt yeter,özür dileme artık." Dedi.
"Boğum? Peki ya boğum ne olacak?" Aklıma gelen şeyle kalp atışlarım çok daha hızlandı. Gerçekten de iki yüzlüyüm dimi ben?
"Taehyung,boğum seni seviyor biliyorsun dimi?" Kafasıyla onayladı.
"Bana,beni denediğini söyledi. Elbette inanmadım." Öyle mi demişti.."Boğum sürekli aramızı bozmaya çalışıcaktır eminim." Tekrardan kafasını salladı. "Boşver boğumu falan,
Sadece ikimize odaklan." Kafamı boynuna gömdüm.Elini belime atıp okşarken bir yandan da boynumu emmeye başladı. Hafif bir iniltiyle daha sıkı sardım vücudunu.
İnlememle belimde duran eli sıkılaştı."TAEHYUNG OĞLUM EVDE MİSİNN?" annesinin sesiyle geri çekildim, taehyung
Gözlerini bana çevirdi. "Ne oldu?" Parmağımı dudaklarıma koyup sus işareti yaptım."Annen seslendi." Hızla kucağından kalkıp yanına oturdum. "Ahh cidden mi ne olacak jeon? Kolay kolay odama gelmez." Omzumu silktim. "Garantiye alalım." Taehyung derin bir iç çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Childhood/Taekook
FanfictionJeongguk,çocukluk arkadaşı olan kim Taehyung'u seviyordu. Fakat arkadaşı ve sevdiği çocuğun flört olacaklarını nereden bilebilirdi ki? seme:kim taehyung uke: jeon jungkook Sonu angst değil