Ofise giderken yolda Özge'ye mesaj attım. Çıkışta beni almasını söyledim. Eve benden daha erken döndüğü için alabilirdi sonuçta.
Arabayı park ettikten sonra ofise girdik ve işimize döndük. Ebru da geldi ama yanında biri vardı.
"Burcu, bu oda arkadaşım Gizem. Gizem, bu da hep bahsettiğim Burcu."
"Memnun oldum Burcu."
"Ben de Gizem."
"Ebru, bana haber ver. Çıkışta da erkenden gelip alıcam seni."
"Tamam Gizem, haber vericem. Merak etme."
"Ya da ben yanında kalıyım. Yoksa aklım kalıcak"
"İşine gücüne git sen. İyiyim ben, hem yalnız da değilim."
Ebru, Gizem'i gönderdikten sonra masasına oturdu.
"Anlat bakalım, noldu?"
"Kimseye söyleyemezsin, söz ver."
"Söz."
"Öğlen Gizem'le kafeye gittik. Can Bey geldi yanımıza. Benim yanıma oturdu."
"Düşündüğüm şey mi?"
"Sanırım."
"Dün bana da yaptı, yemeğe gittiğimizde."
"Ne?!"
"Burak ve Özge'den başkasına söylememiştim."
"Bunu Burak'a mı söyledin?"
"Söylemedim ama gördü sayılır."
"Bu konu hakkında bir şey yapmamız lazım."
"Ne yapabiliriz Ebru? Şikayet mi edelim? Kanıtımız bile yok."
"Kanıt yaratmamız lazım."
"Delirmişsin."
"Ne yapalım Burcu? Burda çalıştığımız sürece bu olanları görmezden mi gelelim? Bize yapıyorsa başkalarına da yapıyordur."
O sırada Ebru'nun masasındaki iş telefonu çaldı. Açtı ve bana baktı. O arıyordu. Kapattığında ayağa kalktı.
"Beni çağırıyor."
"Ben de geliyim."
Tam ayaklandığımda beni durdurdu.
"Gelip ne yapıcaksın? Otur oturduğun yerde. Gecikirsem gelirsin."
Ve gitti, başına gelebilecekleri bilerek gitti.
Aslı'yla Arda geldiler, Ebru hala gelmedi. 10 dakika geçti ama gelmedi. Burak'ın odasına gittim ve durumu anlattım. Merdivenlerden çıkarken bağırışlar duyulmaya başladı. Koşarak gittiğimizde Ebru'yu yerde gördüm. Hemen yanına gittim. Can Bey umrumda bile değildi. Bizimkiler de gelmişti zaten. Ebru'yu aşağı indirdik.
Su verdik ve sakinleştirmeye çalıştık. Ne kadar işe yararsa artık.
Çok geçmeden Burak ve yanında tanımadığım biri daha vardı. Tanımadığım kişi, Ebru'nun yanına eğildi ve sarıldı. Kimdi bu?
"Yanındayım sincabım, geldim."
Tanımadığım kişi, Ebru'yu aldı ve götürdü. Gerçekten, kimdi bu?
"Ebru'nun adının çıkmamasını sağlayın. Zaten Can Bey de bu olaydan sonra kovulur."
"Biz odadan çıktıktan sonra noldu Burak? Ayrıca o kimdi?"
Tam da aklımdakileri sordun Arda, çok sağol.
"O gördüğünüz kişi şirketin ortaklarından Emir, benim de yakın arkadaşım. O farketmiş içerde olanları ve içeri dalmış. Can Bey'i dövüyordu da onları ayırdım."
"Ayırmasan da olurdu."
"Merak etme Burcu, bir kaç tane de ben geçirdim. O adamı dövmeden gönderemezdim."
Kulağıma fısıldadığında dondum kaldım. Aslı konuşunca ona odaklandım.
"Ebru'yu neden götürdü? Nasıl tanışıyorlar?"
"Kendi odasına götürdü, sakinleşmesi için."
"Neden kendi odası, kimi olarak?"
"Zaten öğreneceksiniz, Emir ve Ebru'nun ciddi bi ilişkisi var."
Ve Ebru bunu bize söylemedi mi? Kırıcı.
"Hadi hepiniz işinizin başına dönün. Burcu, sen de odama gel."
Anam beni çağırdı! Odasına girdik, kapıyı kapattı ve sarıldı. Kulağıma fısıldadı.
"İyiki sen değildin."
Kıyamam ya, Ebru'nun yerinde olurum diye korkmuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ofis
Ficção Adolescente4 arkadaşın ofisteki masaları karşılıklıydı. Bir de müdürleri vardı yan odada. Çok yakışıklı ve vücudu yapılıydı, ofisteki herkes bayılırdı ona. Sert görüntüsünün aksine arkadaş canlısıydı. Burcu da en çok bu özelliğini severdi onun. Üst kattaki pa...