Dedemin Çırağı

1. Bölüm

Yine erken uyanmış penceremin yanındaki sandalye de oturup gün doğumunu izliyordum. İlkbaharda olmamıza rağmen gün ortasında güneş az da olsa sıcağını hissettiriyordu ama daha gün doğumunda olduğumuz için hava da rüzgarla birlikte ağaçları şenlendiren meltem vardı.

Sınavım vardı. Allah'ın izniyle üniversite sınavını güzel bir puanla istediğim iki bölümü de tutturmuştum. Şimdiki sınavım ise yurt dışında daha iyi bir okulun bursluluk sınavıydı. Sınav bir hafta sonraydı sabahları tekrarımı yapıyor akşamında ufak bir tekrar sonrası test çözüyordum bu üç gün boyunca devam edecekti. Son dört gün ise bana kalmıştı .

Bugün dedemin yanına gitmek istiyordum ve öylede yapacaktım. Hem arabamın kontrolünü yaptırmak için götürmem gerekiyordu. Bu bahaneyle de dedemi görecektim.

Mutfağa gidip kendime çay katmaya karar vermiştim. koltuktan kalkıp odamdan çıktım, koridordan geçip mutfağa vardığımda kupalardan birine çay koydum. Yukarı çıkarken bir yandan bir çay kaşığı kadar koyduğum şekeri karıştırıyordum, odama vardığımda yarım bıraktığım kitabı elime alıp tekrar koltuğuma oturdum.

Saate baktığımda altıya on vardı. Mutfağa çay içtiğim kupayı bıraktıktan sonra çalışma masamın üstündeki az olan dağınıklığı toparladıktan sonra konu tekrarımı yapmaya başladım.

...

Kapımın çalmasıyla kendime gelmiştim, sağımda ki kapıya döndüğümde kapı pervazına yaslanmış annemi gördüm.

bana doğru gelip sarılırken

" Ah yavrum benim, hiç yorulmaz mısın sen"

" Biliyorsun annem çalışmam lazım, sınava az kaldı"

" Biliyorum. Biliyorum da erken uyanıyorsun zaten en azından öğlene doğru çalış, ha olmaz mı güzel kızım?"

" Keşke öyle olsa ama olmuyor be annem"

Saçlarımın üzerine bir buse kondurup " Neyse dersin bittiyse gel hadi kahvaltı hazır"

Başımla onaylayıp masamın üzerini ufaktan düzenleyip mutfağa gittim. Masaya oturmadan önce babamın yanağına ufak bir öpücük bırakıp öyle oturdum. Havadan sudan konuşurken tamirhaneye gideceğimi söyledim. Doyduğumda tabağımı alıp lavaboya koyarken " Ellerine sağlık" deyip odama girdim. Odamda ki banyoya girip üstümdekileri çıkarıp ılık suyla kendimi temizledim.

Siyah, bileklerimden neredeyse bir karış yüksekte olan dalgalı eteğimin üstüne beyaz unuz kollu bluz giyip, ince bir hırka aldım. Düzden örülü olan saçımı bozulacağını bilerek açtım dalgalı bir şekil alan uzun saçlarımı omuzumdan geriye gidecek şekilde sarkıttım. Kapının önüne geldiğimde spor ayakkabılarımı ayağıma geçirerek son kez eşyalarımı kontrol ettim.

Arabama vardığımda aralardan geçerek sonunda tamirhaneye varmıştım. Arabayı engel olmayacak şekilde kenara park ettiğimde arabanın altından çıkan dedemi gördüm. Motor yağı bulanmış elini yanındaki önceden çokça yağa bulanmış beze elini silerek temizledi. Yanına gidip elini öptüm.

" Zamanı geldi de geldin dimi? Ayhan kim ki torunu yanına gelip ' seni özledim de geldim dedem' desin"

" Deme ama öyle dedem valla çalışıyorum. Sınav benim için çok önemli biliyorsun "

" Hiç öyle deme arkadaşlarınla hikaye atmasını biliyorsun ama"

Başımı aşağı doğru indirip yaşlılara telefon verilmemesi gerektiğini düşünmüştüm, ama dedeme akıllı telefon alanda bendim. Başını yan tarafa çevirip tripli bir şekilde " Ver bakayım şu lokma takımını" gösterdiği yerden lokma takımını dedeme uzatıp tekrar özür dileyip yanına daha çok uğrayacağımı söyledim. Ufak uğraşlarım sonucun da dedem beni affetmişti.

Kahve yapmak için küçük mutfağa gittiğimde Türk kahvesi kalmadığını farka ettim. Dedemin yanına gidip " Kahve kalmamış sokak başındaki marketten kahve alıp geliyorum"

Bir iki saniye olsa da bana bakıp " Tamamdır güzelim" dedi.

Tamirhaneden çıkıp markete doğru yürümeye başladım. Hızlıca Türk kahvesi alıp çıktım, tamirhaneye vardığımda küçük boylarda olan mutfağa girdim. Kahveyi tezgahın üstüne koyup elimi yıkadım. İki orta şekerli kahve hazır olduğunda ufak tepsiye suyla birlikte yerleştirdim.

Dedemin yanına doğru ilerleyeceğim de radyoda ki adam konuşmaya başladı

" Sayın dinleyiciler bugün Cem Karacanın, ölüm yıl dönümü anmak için şarkılar çalmaya devam ediyoruz sırada 'Tamirci Çırağı' tekrardan iyi dinlemeler iyi günler dileriz. "

Ortada ki ufak üçlü masa grubuna oturmuş elini silen dedemin yanına oturup kahveleri servis ettim. Dedem kahvesinden bir yudum alıp "Ellerine sağlık kızım" dedi.

Tam o sırada şarkının sözlerine odaklanmışken içeri mavi tulumlu üstünde az azda olsa yağ lekeleri bulunan bir adam girdi çırak mıyıdı? Çırak olmak için fazla büyük değil miydi? Hem dedem yanına hiç çırak almazdı ki?

Şarkı kafamın içinde çalmaya devam ediyordu.

Bir romanda okumuştum buna benzer bir şeyi
Cildi parlak kağıt kaplı, pahalı bir kitaptı
Ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız
Yine böyle bir durumda tamirci çırağına

Bir yandan kendimce sorular soruyor, arka planda şarkı devam ediyordu

Yazardan;

Genç kız nereden bilebilirdi ki arka plana attığı şarkı onları anlatacağını?

Dedesi konuşmaya başladı bu sefer onları tanıştırmak için "Kızım bu Gökmen yıllık izninde bana yardım ediyor sağ olsun"

Genç adam elini ensesine götürdü az da olsa utanmıştı "Asıl sen sağ ol usta benim yaptığım ne ki? keşke Her gün yanında olabilsem ama işte meslek" yunus polisiydi genç adam ama söyleme gereği duymadı. söylemesine de gerek kalmamıştı zaten yaşlı adam torununa çoktan söylemişti bile. Ustasının söylemesiyle genç kızın arabasını dışarı çıkarttı kontrolleri yapılmıştı.

Mayda'nın anlatımından;

Dedeme yaklaşıp sarılıp yanaklarından öptüm " Dikkat et Mayda'm bir şey olursa haber et" çıkışa doğru ilerlerken Gökmen'den anahtarı aldım " sağ ol" diyerek hafifçe başımı eğdim oda kafasını eğmesiyle " bir şey değil hanımefendi " garip gelmişti hanım demesi

" Mayda " dedim

" efendim? "

" İsmim Mayda hanım demenize gerek yok"

" Tabii "

gülümseyerek " Tekrar kolay gelsin" dedim, arabama binip eve gittim. Garip şekilde Gökmen bana çok hoş gelmişti aşırı nazik birine benziyordu. Yunus polisi olması beni ayrıca şaşırtmıştı evimizin olduğu sokağa vardığımda arabayı park edip eve geçtim.

Yemekte dedemin orada neler yaptığımı anlatıp odama geçmiş ve yatağımda günü bitiriştim.

Veee bitti uzun zamandır bir bölüm bitirmeye çalışıyorum aklıma geldikçe yazma çalışıyorum. Daha uzun bir bölüm yapmak isterdim fakat beceremedim. diğer bölümleri daha uzun yapmaya bakacağım. öneri ve fikirleriniz olursa yorum veya özelden iletin elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım.