19. Gizli

86 13 0
                                    

İyi okumalar...



"Taehyung?" Açtığı kapının önündeki beden onu baştan aşağı süzdü yavaşça.

"Bir yere mi gidiyordun?" Jimin ayakkabılıktaki siyah botlarını çıkarıp kapının önüne bırakmıştı. Diğerinin gözleri önce yere ardından yeniden Jimin'e döndü. "Nereye?"

"İşim var." Elini kapının pervazına koyan uzun boylu yolunu keserken tereddüt etmedi. "Sen neden geldin ki? Bir şey mi diyecektin?"

"Bir süredir konuşmuyoruz, farkında mısın?" Botlarını giyebilmek için onun yoldan çekilmesi gerekiyordu. Bu nedenle yeniden geriye adımlayıp gözlerini Taehyung'un yüzüne dikti.

"Farkındayım ve buraya neden geldiğini sordum. Bir şey mi oldu?" Yanakları aniden kavrandığında endişeli gözlerle çevreye bakındı. Taehyung da onun bakışlarını daha yavaş bir şekilde takip etmiş, ardından yaklaştığı surata doğru fısıldamıştı.

"Ne o? Yakalanmaktan mı korkuyorsun Jiminssi?" Onu bir çırpıda içeri çekip ev kapısını arkasından kapattı Jimin. Elbette yakalanmak istemiyordu, bunun için en uygunsuz zamanda bulunuyorlardı zira. Önce halletmesi gereken işler vardı. "Jimin, şu iletişim kopukluğunu çözsek mi artık? Ne dersin?"

"Taehyung, o gün basıp giden sendin." deyiverdi Jimin bir çırpıda. Sabırsız görünüyordu. "Bak, benim gerçekten önemli bir işim var. Gitmeliyim. Bunları daha sonra konuşabilir miyiz?"

"Basıp gitmiş olmam seni sevmediğim ya da terk ettiğim anlamına gelmiyor. Söylediklerinin farkında mısın sen ya? Bana yeraltında..." Elini hızla onun dudaklarına bastırdı diğeri.

"Evet, sana ne söylediğimi gayet net hatırlıyorum ama cidden hiç vaktim yok. Bunu konuşmaya geldiysen daha sonraya saklayalım. Benim seninle bir sorunum yok zaten, tamam mı?" Uzun boylu ağzını araladı, konuşamadan Jimin lafına devam etmişti. "Seni seviyorum, cidden derdim yok seninle. Ama bir yere yetişmeliyim. İşimi çözeyim, o aradan çıksın. Konuşalım."

"Nereye gidiyorsun sen böyle koştur koştur?" Jimin kapıyı yeniden açtı ve botlarından birini giydi. Taehyung onun kolunu kavramıştı. "Sana soruyorum Jimin."

"İşim var dedim ya." Diğer botu da giyip onunla birlikte bahçeye doğru yürüdü.

"Şu benden aylardır gizlediğin ikinci hayatınla ilgili bir iş mi?" Pekala bunun kavgası edilecekse bile, ki Jimin kesinlikle etmeye niyetli değildi, daha sonraya kalmalıydı. Gecikmişti, eğer saat aralığını kaçırırsa başka ne zaman bunu yapma fırsatı bulurdu, bilmiyordu. Böyle şanslar insanın karşısına çok sık çıkmazdı.

"Evet." demekle yetindi. Ondan bir soru daha duymak için yeterince vakitsizdi, arabasını es geçip motoruna atladı ve Taehyung'u onaylamaz bir yüzle kendi arabasının kapısını açarken orada bırakarak uzaklaştı.

***

"Nerede bu siktiğimin dosyası ya?"

Homurdanarak açtığı kaçıncı dolap olduğunu bilmiyordu. Bu noktaya nasıl geldiği ise epey can sıkıcıydı. Çok sevgili çocukluk arkadaşı, dosyayı kendi evinde güvende tuttuğunu söylemişti ancak onunla organize bir halde evin tüm odalarını karıştırsalar da aradıklarını bulamamışlardı. Eve güvenliği sağlamak için kamera taktıran Yoongi sayesinde dosyanın merkeze, yani tam olarak Yoongi'nin bilgileri depoladığı ana kartele götürüldüğünü görmüştü. Görüntüdeki adamları tanıyordu, toplanmalara bizzat katılan kişilerdi ama bir gazeteciyle bir oyuncunun birlikte yaşadığı evde kamera olacağını akıl edebilecek kadar zeki sayılmazlardı. Jimin onun adamlarını düşünme yetilerinden çok fiziksel güçlerine göre seçtiğine çok yakından şahitti. İri yarı, yarım akıllı adamları ekibine doldurup hata yapıldığında da kıyamet koparan biriydi.

Wanted Me So BadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin