0.3

44 9 0
                                    

Yarın ne olacağından habersiz bir şekilde rüyalar görmeye başladı.|

Minho alarmının sesini ayarlamadığı için istemeden yüksek ses ile kalktı.

"Siktir...unuttum."

Yatakta ayılmaya çalışırken saate baktı. Gözünü birkaç kez odada gezdirdi. Daha sonradan uyanmış oldu. Kendini ilk önce banyoya atıp elini yüzünü yıkadı. Sonrasından dolabın önüne geçip kıyafet seçti. Test olucağını bildiği için pek takım elbise giymek istemedi. O yüzden siyah kumaş düz paça pantolon ve basit bir beyaz tişört giydikten sonra kemerini taktı ve mor saçlarını hafifçe eliyle dağıtıp havuz başına doğru yürüdü.
Eskiden çok fazla geldiği için burayı ezberlemişti. Minho pek unutmayan biriydi.
 

Gelin biraz Minho'dan konuşalım...

Minho, küçükken sessiz ve sakin bir çocuktu. Herkes tarafından tercih edilen, parmaklarla gösterilen, klasik her ailenin istediği bir çocuktu. Ailesi ona sevgisini gösteriyordu ve Minho bunu hissedebiliyordu. Ta ki, o gün ailesinin farklı biri ile konuştuklarını duyana kadar. Minho'yu para ile satma konusu dönüyordu ortalıklarda. Bunu duyduğunda Minho 16 yaşındaydı. Ailesine çaktırmadan odasına geçmiş, önemli bulduğu eşyaları çantasına koyarak, ders çalışma bahanesi ile evden kaçmıştı. Kendine yeni kalacak yer ararken küçük bir gizli kapıya benzer biryer bulmuştu. Her ne kadar içinden kötü birşey diye çıkacak korkusunu hissetsede, ailesine yakalanmaktan iyi olduğunu düşündü. Minho, işte o gün hayatına son vermişti.
Onun için yeni bir hayat başlıyordu. Çünkü bilmeden mafyaların olduğu bir yere gelmişti. Onu gören korumalar ilk önce onu çıkarmaya çalışsada ana mafya lideri merakına yenik düşüp Minho ile konuşmak istemişti. Bu yüzden korumalarına karşı çıktı ve Minho'yu içeri almıştı. Minho içeriyi detaylıca incelerken, yoğun kan kokusundan tiksinirek önündeki adamı takip ediyordu. Ne kadar güvenmemesi gereksede...ona o an güvenmekten başka çaresi olmadığını anlamıştı.
Minho ile Lider çok fazla konuştu. Lider bunun ne kadar yanlış olduğunu bilsede Minho'yu da bu kirli işlerin içine soktu. Minho'ya yeni bir isim olarak Know adını verdi. Minho kendisinin öldüğünü o an hissetti. Çünkü Minho'dan çok farklı bir kişilik doğuyordu.
Minho o zamanlar delirdi. Herşeyi kafasına takmaya başladı. Sesler ona gittikçe daha fazla duyulur oldu. Bunun üzerine Lider onun için özel bir psikiyastrist tuttu. Minho, tamamen iyileşemesede eskisinden daha iyi oldu.
Tarzını değiştirdi. Konuşma stilini değiştirdi. İngilizceye daha fazla asıldı. Minho bir çaylaktı ama Lider onu kurbanları korkutmak ya da öldürmek için çok güzel kullanıyordu. Minho gittikçe bu işten para kazanıyor ve zengin oluyordu.
19 yaşına girdiğinde elindeki birikim çok fazlaydı. Bu para ile kendisine aynı şuan olduğu yer gibi bir yer aldı. Korumalar seçti, eğitti. O kumar oynamayı her zaman merak ederdi. Bu yüzden mekanının en ön bölümünü kumarhane yaptı. Orda oynamayı öğrendi. İnsanlar ile oynaya oynaya gelişti. Bazıları o ile oynamak için can atıyordu. Bir gün onla oynamak isteyen bir mafya liderine rasladı. O zamanlar 20 yaşına yeni basmıştı Minho. O ile oynamak isteyen Han Jisung'tu. Aslında Jisung'un isteği oynamak değil ortak olmaktı. Bir kaç oyun oynadıktan sonra Minho ile bu konuyu konuştu. Minho birkaç dakika düşünüp onayladı. O sıralar merak sardığı için çok fazla Jisung'un mekanına gidip takılırdı. Fakat Jisung'un ona kendini çeken bir kişiliği olduğundan Minho etkilendi. Ona flörtöz davranmaya karar verdi. Normalde kimseye böyle olmayan Minho, Jisung'a yeni davranışlarını sunuyordu. Fakat içinde ona beslediği bir nefrette vardı. Sebebini anlamıyordu. Bu yüzden hissettiklerini umursamamaya başladı Minho. Sonucu günümüze geldi.
K

onudan sapmadan olduğumuz dakikaya mı dönsek?

Minho, havuz kenarına ulaştığında Jisung'un korumalarının çalıştığını gördü. Olduğu yerde kalıp gözleri ile Jisung'u aradı. Daha sonradan nerde olduğunu bulmuştu. Mor saçları ile Jisung'un yanına yaklaştı.

"Her geçen gün saçın daha da morlaşıyor."

"Şampuandan kaynaklıdır bebeğim."

"ÖhmÖhm. Bay Lee, nerde olduğunuzun farkındasınızdır umarım."

"Gayette farkındayım."

"Seninle uğraşmak istemiyorum. Senin için kıyafetler ayırdım. Onları giy havuz başında Minki var. Ona söyle ve çalış. Seni izliyor olucağım."

"Bay Han?"

"Efendim Bay Lee?"

"Siz beni korumanız mı yapmaya çalışıyorsunuz? Yapmak istediğiniz testin sadece korumalar için geçerli olduğunu sanıyordum."

"Ah, dediğin mantıklı aslında. Mekanını geri alana kadar neden olmasın?"

"O zaman şunu söylemek istiyorum. Ne kadar yıllarımı kumarhanemde geçirsemde bende sizin gibiyim. Teste gerek var mı cidden?"

Minho kahkaha atıp, Jisung'un masasına yaslandı. Jisung ise göz devirip susmayı tercih etti. Minho'ya çok sinir oluyordu. Ama ortak olmayı o istemişti. O yüzden pek bıcırdanmıyordu.

"Peki Bay Lee."

"Odanızda konuşmak isterim bu akşam."

"Anca rüyanda."

Jisung, Minki'nin aniden getirdiği dosyalara baktı. Bu dosyalar görevlerdeki öldürdükleri kişiler ile ilgiliydi. Önemli olduğu için bunu hızlıca bitirmeliydi.

"Çok sıkıcısın Hannie~"

"Oyun alanında değiliz. Eğlenmek istiyorsan kapı orda. Biraz kaos çıkartır gelirsin."

"Ben kaoslardan zevk almam yalnız."

"O zaman benim sorunum değil. Rahat bırak dosya inceliyorum."

Minho, Jisung'un elinden dosyaları çekti. Daha sonra kendisi yazıları okumaya başladı.

"Oha lan...otopsi raporuna kadar var. Adam öldüyse ne diye inceliyorsun?"

"Tanıdıklarını bulursam...daha fazla eğlenirim diye."

"Sen işini biliyorsun."

"İşin yoksa dolaş. Gerçekten uğraşmak istemiyorum senle."

"Ben bi' eski yerime gideyim."

"Salaksın. Yakalanıcaksın gene."

"Umrum dışı."

Jisung, hafifçe kıkırdayarak Minho'nun masaya bıraktığı dosyaları eline aldı. Ardından Minho'nun gidişini izledi. Bir gün tamamen gidişini görmek istemiyordu.

AĞĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞA dün atıcaktım normalde ama yarısını yazmıştım. O yüzden bugünde yazdım. Nedense kötüymüş gibi geliyor. Okuyan zaten hatırlıyorsam 1-2 kişi... Neyse silmiceğim hikayeyi, umut kesmek yok.

Trust My Fire || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin