0.4

40 6 0
                                    

Bir gün tamamen gidişini görmek istemiyordu.|

Minho eski mekanına gelmişti. Orda kumar oynayıp insanları yenmeyi çok özlemişti. Evet daha 2. günüydü. Fakat geri burayı almak için Jisung'un ekibinin çoktan bazı işler yaptığını biliyordu. İşte bu yüzden güveniyordu ya Jisung'a. İçinde ne kadar öfke ve sevgi duygusu karışık olsa da...
Minho, mekanındaki kumar için çok çeşit olan masalara baktı. Tek tek ellerini üstümde gezdirdi. Sanki oynuyormuş gibi yaptı. Güldü. Eğlendi. Tabi ki de birazdan polisin burayı denetlemeye gelmesini bekliyordu. Çünkü bir suçluydu. Artık para kazanmayı özlemişti.
Kendi odasına gidip polisin almaması, görmemesi gereken belgeleri aldı. Daha sonradan kimseye görünmeden mekandan çıkıp dışardan izlemeye başladı. Tahmin ettiği gibi polisler gelmişti. Uzun sürsede beklemesi...gelmişlerdi. Daha yeni görmeye geldiklerine inanamıyordu. Gülüp geçti. Oradan şuan konakladığı yere gitmek için adım attı. Ve bu adım yeterince rahat olduğu için bir polis kafasına silahı dayadı bile. Minho'nun ikinci adımı yarıda kaldı.

"Lee Minho, tutuklusunuz!"

"Daha değil."

Küçük kahkahasını sunup kaçmaya başladı. Sivri zekasına yer edinmiş karışık sokaklar içinde kısa yoldan kurtulmuş oldu. Bu taktiği Minki'den öğrenmişti. Ve artık kaçış yolu bu olucaktı.
Biraz bekledi. Gelen gidenin olmadığını fark edince ara sokaklarda rahatça yürüdü. Jisung'un gizli yerine geldi.
Burayı sadece Jisung ile Minho biliyordu. Çünkü burayı yapmasında Minho yardım etmişti. Korumaları bile daha bilmediği için elindeki dosyaları buraya saklama kararı aldı. Jisung'un çekmecelerindeki gizli bölmelerden birine dosyayı dikkatlice yerleştirdi. Daha sonradan görünmeden burdan çıkıp geldiği yöne geri döndü.

"SELAAAM! BEN GELDİMM~"

"Hoşgeldiniz Bay Lee. Sessiz olursanız seviniriz, Bay Han spada olduğu için ses istemiyor."

"Hmm, beni onun yanına götür."

"Bay Han, kimsenin yanına gelmemesini emretti."

"Umrumda mı?"

Biraz düşünürmüş gibi yaptı.

"Hayır."

Gülümseyerek korumaya bunu söyledi. Onun götürmeyeceğini anladığında kendisi gitmek için adımladı. Fakat koruma onu gene durdurdu.

"Verdiği emire uymak zorundayım Bay Lee."

"Benimde istediğime uymak zorundasın. Adın neydi senin? Yeni gelenlere benziyorsun... Seni çıkaramıyorum."

Gözünü kısarak söylediği şey ile tanımadığı korumayı iyice o haliyle süzdü. Koruma bakışlarından rahatsız olarak üzerini düzeltti.

"Eunchul, Ha Eunchul."

"Eunchul... gözümden kaybol!"

İsmini söylerken gülümsemişti fakat cümlenin devamında yüzünü salmıştı. Sırıtarak korumanın gidişini izledi. Onun altında bir şeyin yattığının farkındaydı. Bunuda bulucaktı.
Spa yerine geldiğinde gözleri ile Jisung'u aradı. Sonunda uzanmış bir bedeni görünce yanına yaklaştı.

"Bak bak kimler gelmiş? Korumalar sana gelmemeni söylemediler mi?"

"Söylediler."

Gülümseyerek Jisung'un kulağına doşru eğildi. Ve bunları fısıldadı;

"Ama ben dinlemedim."

Geri gülümseyerek dikildi ve Jisung'un gözlerinin içine baktı birkaç saniye. O saniyeler ona bir ömür gibi gelsede bu duyguya hakim oluyordu öfkesi.

"Eunchul..."

"Ha?"

"Onu sen mi aldın?"

"Eunchul mu?"

Minho gözünü sağ alt tarafa kaydırarak başını salladı sakince. Jisung ise ismi hatırlamaya çalıştı.

"Herhalde ben almışımdır. Çok fazla koruma olduğundan isimlerini ezberleyemedim."

"Hmm, tamam."

Minho derin nefes aldı. Dilini yanaklarında gezdirerek düşündü Eunchul'un kim olacağı hakkında. Sanki onu hayatında bir kere gördüğünü var sayıyordu. Bu düşüncelerden kurtulup asıl Jisung'a söylemesi gerekeni hatırladı.

"Ji..."

"Hmm?"

Jisung, gözü kapalı Minho'yu dinliyordu. Sırtında hissettiği rahatlıkla pek Minho ile uğraşmak istemiyordu.

"Dosyalar...onları gizli yere koydum."

"Tamam."

Minho başka birşey demeyeceği için spa yerinden geri çıktı. Düşündüğü tek şey Eunchul'un nerden geliyor olmasıydı.
Küçükken bilişim dersi sayesinde öğrenmek istediği az da olsa hack bilgisi ile odasındaki bilgisayarına birşeyler yazmaya başladı. Eunchul'un eski fotoğraflarını, aile bilgileri, CV'sini ve benzeri herşeyi inceledi. Belgelerde sahtelik olduğunu hemen anlamıştı. Bu yüzden bir kaç kod daha yazarak gerçek belgeleri buldu.
Zafer gülüşünü haketmişti. Önce sırıtmış daha sonra odaya kahkahasını bırakmıştı.

"Ha Eunchul...neden bu kadar yalancısın?"

Gülmesini hala durdurmadan özgeçmişi okumaya devam etti.

Fici kısa tutmak istiyorum 10-20 bölüm arası. Belki yazacak daha çok şey bulursam bu 30'a kadar bile çıkabilir. Güzel gidiyor mu, bilmiyorum.

Trust My Fire || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin