0.5

307 35 39
                                    

Asal

Ayparçam.

Gitmişti.

Bırakmıştı

Yalnız bırakmıştı beni bu siktiğimin dünyasında.

Mutlu ol demişti nasıl mutlu olacaktım ki ben onsuz, can yarımsız.

16 saattir yanımda değildi,bir zamanlar sıcaklığında uyuduğum bedeni çoktan soğumuştu.

Onun canını öz abisi almıştı var mıydı ötesi.

Yoktu.

Son bir kez üzerindeki beyazların üstünden alnını öptüm ,sıkıca sarıldım belki sıcaklığını tekrar hissedebilirim diye, derince önceden bergamot kokan kokusunu çektim içime kokusu bile kalmamıştı kardeşimin onu da çalmışlardı ondan her şeyini çaldıkları gibi.

Beyazdan nefret ederdi can yarım neden beyaz giydirmişlerdi. Söz vermişti bana beyazı sadece evlendiğinde giyecekti. Ki evlenmesine de izin vermeyecektim.

Sözlerini tutardı her zaman şimdi neden tutmuyordu?

Kaybetmişliği kabullenmemle yavaşça cansız bedenini sonsuzluğu sonsuza kadar paylaşacağı yere koydum, gözümden düşen kalbimin acılarıyla veda ettim can yarıma, aylarca aynı rahmi paylaştığım ikizime, hayat arkadaşıma, kan kardeşime...

Babamın uzattığı tahtaları alarak yavaşça yerleştirdim. Tahtaları tutan elim titrerken sıkıca gözlerimi yumdum. Şimdi olmazdı, bedenim kasıldı. Benliğim onlara ihtiyaç duyuyordu

Güçlü ol kardeşin için...

Dayan ayparçan için...

Aklına getir masumluğunu, güzel yüzünü.... Sakinleş...

Aklıma anılarımız dolarken kasılan bedenim yavaşça gevşemeye başladı.

Bedenim tamamen gevşediğinde Asil'in tutmam için uzattığı elini tutarak can yarımdan ayrıldım yaşamım ile ölümüm arasındaki kovalamacanın son bulacağı ölümün sinsice hileler yapıp yaşamı alt edeceği ana kadar, sonsuzlukta buluşup sonsuza kadar beraber olacağımız ana kadar...

Deniz harelerimi etrafta dolaştırdım burda olmamam, olmamamız gerekiyordu. Güzel yüzü kıyafetlerimde iğne ile tutturulmuş bir kağıt parçasında değil yanımda olmalıydı , üstüne toprak atmamam, onun beyazların içinde olmaması lazımdı.

Ben yatardım onun yerine o soğuk yerde o yatmasındı.

Gözlerim mezarlıktakilerde gezerken sonunda Aral şerefsizinin üzerinde durmasıyla göğün içine hapsolduğu gözlerim avını bulan bir avcı misali ışıldadı, yüzüm tehlikeli bir sırıtmaya ev sahipliği yaptığında ayaklarım benden bağımsız bir şekilde Aral'a gidiyordu.

Ben kontrol etmiyordum ama istemediğim de söylenemezdi.

Ayaklarım sonunda istediği yere varınca vücudumu adını bilmediğim bir his kapladı.

Sinir krizi diye fısıldadı beynim, kardeşinin intikamı diye fısıldadı kalbim.

Kalbime inandım.

Papatyam bu herif yüzünden benden kopmuştu değil mi? , bu herif almıştı onu benden? , Papatyamı bu herif mi soldurmuştu, yapraklarını bu herif mi koparmıştı acımadan?, ciğeri beş para etmez bir piç olan Bora için hem de, o haysiyetini siktiğim için mi kıymıştı ona?

Öfkeyle yumruğumu Aral'ın suratına geçirirken dağılmış suratı umrumda bile değildi. Arel abim temiz çalışmıştı elleri dert görmesindi az da ben dağıtsam fena olmazdı

Kayıp Hisler UçurumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin