1.4

111 24 166
                                    

Iyi okumalar! Bolum yaklasik 4k uzunluğunda. Haberiniz ola!

2011

"Anne yapma lütfen. Özür dilerim çok acıyor." karşısında yalvaran kızını umursamadan elindeki demir sopayı bir kez daha indirdi küçük kızın bacaklarına...

"Sevgilim, yeter bu kadar, anlamıştır zaten bir daha böyle bir şeye kalkışırsa başına neyin geleceğini " diyerek sevgilisinin arkasından sarılıp boynuna öpücük kondurdu Baran Kandemir...

7 yaşındaki Azra Asel Barutçu öfkeyle ve büyük bir nefretle baktı karşısındaki adama. Bakışları bir sürü şey anlatıyordu.

Evde tek olmalarının verdiği cesaretle kızını kaldırarak üstündekileri çıkartmaya başladı.

Bu sırada okulda öğle arasında olan Aral, kalbine giren ani acıyla yüzünü buruşturup elini kalbine koydu.

Ağrı biraz hafifleyince cebinden telefonunu çıkarıp babasını aradı.

"Alo"

"Alo baba, nerdesiniz"

"Ne yapacaksın " sesi buz gibiydi babasının, annesi sağ olsun elinden babasını da almıştı.

"Keyfim ve kahyası öyle istedi lan, bir kere ya çok değil bir kere oğlunmuşum gibi davran bana. "

"Yaptıklarını unuttun heralde, sen benim oğlum falan olamazsın. Neyse baba oğul günümü senin gibi bir piç için mahvedemem. Biz oğullarımla dışardayız. Annen ve kız kardeşinse evde"

"Bir gün, varya bir gün bu laflar için çok pişman olacaksın ama çok geç olacak Caner Barutçu" dedi tükürürcesine ve yüzüne kapattı Aral. Sandalyeye çöküp gözlerinden akan yaşları sildi.

Kız kardeşinin evde annesiyle tek olduğunu hatırlarken bir küfür savurup hızla okulun arka kapısından çıktı.

Hızlıca ezbere bildiği yollardan koşarken az kalsın ona çarpacak olan otobüsü bile umursamadı.

Kardeşleri, tek yaşama sebebiydi.

Büyük konağa gelince kapıya hızlıca vurmaya başladı.

Küçük Asel tam tecavüze uğrayacakken yetişmişti Aral Barutçu. Kendisi gibi bir küçük ruhun daha kararmasına izin vermemişti. O küçük Asel'in kahramanı olmuştu. Ve bir ömür boyu minnet duyacaktı ona....

Kapıya vurmaktan eli kanlar içerisinde kalsa da umursamadan vurmaya devam etti. Hala açılmayan kapıya bakarak içten bir küfür savurdu.

Geçmişini, çocukluğunu ve 5.yaşını düşündü Aral. Tüm sinirini bacaklarına yönlendirerek kapıya güçlü bir tekme savurdu. Kırılan kapıyı umursamadan içeriye daldı, bir yandan da bağırıyordu.

"Allah'ın belası piç kuruları. Kardeşim nerde lan? Cansu orospusu nerdesin kaltak? Piçin dölleri, yarrak kafalılar nerdesiniz "

Aral delirmişcesine bağırırken ağzından çıkanları duymuyordu. Acaba kardeşine ilk küfrünü öğrettiğini biliyor muydu?

Merdivenlerden gelen adım seslerini duyunca bakışlarını bile çevirmedi. Onları adım seslerinden tanıyordu."Kardeşimin saçının teline zarar geldiyse sana öyle bir acı yaşatırım ki Baran Kandemir ömrün boyunca unutamazsın, tabi yaşarsan " dedi ruhsuz bir sesle.

"Nasıl yapacakmışsın onu" sesi gibi yüzü de alaycıldı Baran Kandemir'in.

"Duydum ki bir oğlun ve kızın varmış be babalık , çok hızlısın da dikkat et taşında hızlı yaşadı erken öldü yazmasın neyse onları misafir etmekten onur duyarım "

Kayıp Hisler UçurumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin