0.4

242 66 2
                                    

instagram: esmanur.palaa

İzi geçse acısı kalır

20.12.2019

Ağrıyan gözlerimi zar zor aralayarak yatağımdan kalktım. Yatağın ucunda duran defterlerimi baş ucumdaki komidinin üzerine bıraktıktan sonra yatağımı toparladım. Dün gece okuduğum sayfalar gözlerimin önünden geçtiğinde boğazım düğümlendi.

Güneş odayı sarasıya kadar defalarca okumuştum yazılı olan sayfaları. En son nasıl uykuya daldığımı hatırlamıyordum.

Odamdan yavaşça çıkıp tuvalete girdiğimde yüzüme defalarca su vurdum gözlerim o kadar şişmişti ki balık gibi duruyordum. Topuz olan saçlarımın yağlanmaya başladığını görmek yüzümü buruşturmam için yeterli olmuştu. 

Tuvaletten çıktığımda Atlas'ın yanına doğru ilerledim. Mutfakta olduğunu tıkırtı seslerinden anlamıştım. Üstünde hiçbir şey olmaması ve ocağın başında şarkı mırıldanması yutkunmama neden oldu.

Buğday teni ve hafif kaslı vücudunu incelememek için dirensem de başaramamıştım. Kendimi onu izlerken bulmuştum ve bana döndüğünde kızaran yanaklarımla gülümseyen dudaklarına bakmıştım.

"Günaydın Kibrit." Hafifçe tebessüm ederek yanına ilerledim. "Günaydın, beni neden kaldırmadın, yardım ederdim." Ocağın altını kapatıp yaptığı omleti eşit şekilde tabaklara koydu.

"Uyumaya ihtiyacın vardı. Sever misin bilmiyorum ama kahvaltılık bir şeyler hazırlamaya çalıştım." Önümüzdeki tabakları masaya bırakıp ona döndüm. "Severim, ellerine sağlık." Yüzünde memnun olduğunu gösteren bir gülümsemeyle sandalyeye oturdu.

"Kaçta çıkacaksın?" Duvarda asılı olan saate baktım çok fazla vaktim kalmamıştı. "Bir saat içinde çıkmam gerekiyor." Omletimden bir çatal aldığımda bu kadar lezzetli olmasını beklemiyordum.

"Bende okula gideceğim oradan da biraz takılabilirim bu yüzden sana yedek anahtar vereceğim." O kadar çekiniyordum ki sandalyeden her an düşebilirmişim gibi geliyordu. "Gerek yok ki ben seni beklerim parkta." 

"Dört saat bankta mı, oturacaksın?" Başımı salladığımda bana ciddi olamazsın dercesine bakıyordu. Sessiz kalarak cama baktım, baştan aşağı cam olduğu için dışardaymışım gibi hissediyordum. Hafif yağan yağmur ve kapalı havayı saatlerce camın yanında izleyebilirdim.

Dikkatimi çeken ayrıntıyla kaşlarım çatıldığında ayağa kalkarak cama doğru ilerledim. Benim parkım ve bankım diye adlandırdığım yer, evin tam olarak karşısıydı ve fazlasıyla net bir şekilde gözüküyordu. 

"Beni daha önce gördün mü?" Sorumu sorarken ona dönmüştüm ama o bana bakmayı reddetmişti. "Hayır." Keskin cevabının arkasında benden bir şey sakladığını hissedebiliyordum. Üzerine gitmedim, son kez parka bakıp kalktığım yere geri döndüm. 

"Duş alabilir miyim?" Birlikte kirli tabakları makinaya yerleştirdiğimizde vaktim iyice azalmıştı. "Tabi ki, bana sormana gerek yok. İstediğin zaman yemek yiyip, televizyon izleyip veya istediğin ne varsa yapabilirsin sadece odama izinsiz girme. Onun dışında rahat ol." Başımı salladım.

"Teşekkür ederim tekrardan. Almamı veya yapmamı istediğin bir şey var mı?" Saçlarını karıştırdı. "İstediğim bir şey yok ama gelince kahve içebiliriz." Kısa süren sohbetimiz sona erdiğinde yanından ayrılarak odaya eşyalarımı almaya gittim. 

Çalıştığım için rahat olmak istiyordum bu yüzden tayt, üzerine kalın beyaz sweatshirt ve iç çamaşırlarımı alarak hızlıca banyoya girdim. Kapıyı ardımdan kilitlediğimde tenimi suyla buluşturmak tüm kaslarımın gevşemesini sağladı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KibritHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin