2

644 63 52
                                    

—

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ben sana dosyaları göndereceğim, gönderdiklerim yarına kadar tamamlansın ve masamda olsun."

Lee Minho, bir yandan telefonun diğer ucundaki çalışanla konuşurken bir yandan da bilgisayarındaki taslağa bir şeyler ekliyordu. Kaşları ciddiyetle çatılmış, çenesi her iş yaptığında olduğu gibi kasılmış ve kemiklerinin daha da belirgin olmasına yol açmıştı. Sıkıntısından ilk iki düğmesini açtığı gömleği ve dirseğine kadar kıvırdığı kollarıyla odanın diğer ucunda kendisini izleyen kedisi için oldukça güzel bir görüntü sunuyordu.

Lee Jisung, tam olarak Minho'yu iyice görebileceği koltukta bacakları yaslanma yerine, kafasıysa aşağı gelecek şekilde ters durmuş; sahibini izliyordu kıstığı gözleriyle. Şu an ortalığı birbirine katmayıp usluca koltukta oturmasının tek nedeni, sabah yaptıkları anlaşmaydı. Anlaşmaya göre Minho, Jisung'u hibritler için olan gündüz bakım evine bırakmak yerine şirkete yanında götürecek ve Jisung sessizce Minho'nun işini bitirmesini bekleyecekti. Tabii ki de çocuğu eğlendirmek için bir sürü şey vardı ofiste; telefon, tablet, oyuncaklar... Fakat Jisung tam bir kedi edasıyla gözlerini kısarak kendisiyle bir kere bile ilgilenmemiş olan sahibini izlemeyi seçmişti.

"Evet, iyi günler." dedi Minho ve derin bir iç çekerek telefonunu yana koydu. Bakışları tekrardan bilgisayarını bulurken kendisini sinsice izleyen kedisine bir kez bile bakmadı fakat orada olduğunun farkındaydı. Yine de sessizce durduğu için bir şey demeyecekti, şimdilik.

Fakat Jisung birkaç dakika daha dayanabilmişti sadece, en sonunda sıkılıp ofladı ve kendini sanki sıvı bir maddeymişçesine koltuktan aşağı bırakarak yere yuvarlandı. Minho canının yanmadığına emin olmak için ona yandan bir bakış atarken gülmemek için zor duruyordu. Kedisi şu an oldukça şirindi. Sabah kendisinin zoruyla giydiği mavi şort-tulumu, içindeki beyaz kısa kollu tişörtü ve beyaz spor ayakkabılarıyla oldukça sevilesi duruyordu. İşlerini bitirdiği an onu sevmeyi aklına not etti ve bilgisayarına döndü.

Minho bilgisayarındaki taslağıyla ilgilenedursun, Jisung alttan sinsi bir şekilde sürünerek masanın altına gelmiş ve kıstığı gözleriyle hedefini sabitlemişti.

İçinden üçe kadar saydı ve hızlıca Minho'nun kucağına attı kendini. Genç adam birden masasının altından çıkan kedisiyle panikleyerek tekerlekli sandalyesini geriye sürdü ve refleks olarak çocuğun düşmemesi için bir kolunu Jisung'un kalçasına koydu.

Gözleri şaşkın ve inanamaz bir ifadeyle kucağındaki kedisine odaklanırken, Jisung kollarını fırsattan istifade diyerek Minho'nun boynuna dolamış bir şekilde gülümsüyordu.

"Anlaşmamız vardı," dedi Minho kaşlarını kaldırarak. Fakat bu yalnızca Jisung'un omuz silkmesine neden olmuştu. "Sıkıldım."

limerence, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin