1

668 65 25
                                    

—

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İstemiyorum!"

Koca evin içini, hatta bahçedeki korumaların kulağını bile dolduran bir sesle bağırdı Lee Jisung. Yarım saattir zorla oturtulduğu kucakta çırpınıyor, ellerine doğru yaklaşan hibritlere özel tırnak makasından kaçmaya çalışıyordu.

Evet, tırnakları gerçekten de uzamıştı ve daha bugün sabah Minho'yu istemeden de olsa çizmişti. Ve bir şeyleri tuttuğunda canını acıttığı da doğruydu, fakat bu tırnak kesme işleminden nefret ediyordu! Minho ise onun bağırışlarını umursamadan işine devam etmeye çalışıyordu. Minho'dan da nefret ediyordu!

"Jisung, sabit dur!" diyen Minho ile daha da çırpındı Jisung. Yarım saat önce, Minho birden odasına gelip onu oyununun başından kaldırıncaya kadar ne kadar da mutluydu. Fakat şimdi bu korkunç işlemle uğraşmak zorundaydı.

Canının acıdığından değildi korkusu, ki acımıyordu da. Rahat durmamasının tek sebebi o huylandırıcı histen nefret etmesiydi fakat sahibi anlamıyordu.

"İstemiyorum, bırak beni!" diye bağırdı tekrardan, Minho'nun kulaklarını patlatacak şekilde. Bununla beraber genç adam sabır dilercesine başını kaldırmış ve kucağındaki kaçmaya çalışan çocuğu tekrardan sıkıca tutmuştu.

"Bebeğim, uzadıklarında canını acıttıklarını biliyorum. O yüzden şimdi düzgün dur ve hızlıca bitsin, tamam mı?" dedi Minho, tane tane. Jisung bununla beraber bir süre durup, sahibinin dediklerini düşünse de hızla başını iki yana sallamıştı.

"Acıtmıyorlar ki!" dediğinde yalan söylediğinin kendisi de farkındaydı. Geçen ay uzayan ve Minho'nun kesmesine izin vermediği tırnağı kırıldığı için iki saat boyunca ağlamıştı. Yine de huylu huyundan vazgeçmezdi, şu anda da olduğu gibi.

Minho derin bir iç çekti ve çocuğu koltuk altlarından kaldırıp, yüzü kendine doğru dönük olacak şekilde oturttu. Jisung hâlâ deli gibi çırpınmaya devam ederken elindeki tırnak makasını çocuğa zarar vermemek için kendine dönük olacak şekilde tuttu ve çocuğa döndü.

"Eğer bana izin vermezsen veterinere gideriz, bunu mu istiyorsun?" dediğinde Jisung anlık olarak donup kaldı. Bu görüntüyle beraber Minho gülmemek için yanak içlerini ısırmak zorunda kalmıştı, kedisinin veterinerden ne kadar korktuğunu biliyordu.

"Hayır," dedi kısık bir sesle küçük olan. Evde her ne kadar sahibine karşı tam bir zebani olsa da veterinere gittiklerinde korkusundan başını Minho'nun boynundan kaldırmıyordu bile.

"O zaman izin ver de keseyim," dedi Minho, yumuşak bir sesle. Fakat aldığı karşılık bir o kadar da sert olmuştu.

"Hayır!"

limerence, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin