Medyaya bardaki jirose diyebilir miyiz? Asırı iyiler
***
Jimin Taehyung'un arkasından gülümserken ,neden öyle kaçtığını gayet anlamıştı, Jin dizini pat patladı ve arkasından gitmesine dair işaret verdi. Son derece kararsız bir şekilde öylece bakarken gitmenin daha mantıklı olacağına karar kıldı ve bir bahane uydurarak ayrıldı oradan.
Birkaç dakika etrafta gezinmenin sonucunda yangın merdivenlerinin orada dizlerine yaslanık halde bulmuştu. Ne yapacağını bilemez halde hala kızarık sevimli çocuğa dalmış bulmuştu kendini, göz göze gelene kadar. Taehyung karşısında sevdiği çocuğu görmesiyle dumura uğramış ve alelacele kalkmış arkasına dönmüştü ki Jimin onu durdurmuştu.
Kalbi fırlayacaktı sanki yerinden. Yumruk haline getirdiği ellerini sıkarken hala önüne dönmeye cesaret edemiyordu. Jimin dünkü olayda ona kızmazdı ya da üstüne gelmezdi biliyordu ama bu utanmasının önüne geçmiyordu işte.
Jimin'in eli yavaşça yumruk halindeki ellere indi ve onları açarak tuttu elini. Daha geçen gün ilişki yapmayacağım diyen kendisiydi. Kaldı ki peşinden gelmeyecekti bile. Kafasını iki yana sallayıp bu sefer omuzlarından tuttu ve kendine çevirdi nihayet. Kendine bakmayan çocuğa seslendi hafif fısıltıyla.
-Taehyung.
Neden sessiz konuşma ihtiyacı hissetmişti bilmiyordu, sanırsam zaten çekinik duran çocuğu daha da ürkütmek istemiyordu.
-Hadi bak bana.
Alttan yavru köpek gibi bakan çocuğa kanı fazlasıyla ısınmıştı aslında. Sadece dile getirmek ve ilişkiye başlamak korkutucu geliyordu gözüne.
-B-ben sadece özür dilerim. Yemin ederim seni rahatsız etmek değildi amacım. Açıkçası neden yaptım bilmiyorum bile. Evet zaten karşı koyulması zor birisin, hele sana karşı engel olamadığım hislerim büyürken... ama izinsiz de asla bir şey yapmazdım zaten de kafam o kadar uçuktu ki az önceye kadar hatırlamıyordum bile. Gerçekten özür dilerim Jimin.
Art arda nefes bile almadan sıraladığı şeyleri kesmeden dinlemişti Jimin. Rahatsız olmadığını söylemek istiyordu ama o an sadece Taehyung kadar kendisini de şaşırtan bir şey yaptı
Ve sarıldı.
Taehyung hafif geriye sendelediğinde çoktan duvarla birleşmişti. Tanrım dedi içinden ölmek için çok gencim.
Şaşkınlığı biraz kenara bırakıp sansını değerlendirdi ve Jimin'i biraz daha kendine çekip sıkıca sarıldı, kafasını omzuna yasladı ve boynundan yayılan o eşsiz kokuda nefeslendi.
İkiside ne olacağını, Ne yapacaklarını bilmediği bir yola atmıştı. En azından öyle sanıyorlardı.
***
Akşama doğru Lisa kafasını dağıtmak istemiş ve siyah şort, crop, şapka ve converse giyerek evden çıkmıştı. Gruptan ona gelmek istedikleri birkaç mesaj almıştı fakat reddederek bunu yarına bırakmıştı. Akşama kadar düşünmesinin sonucunda gerektiğinden fazla abarttığına karar vermiş ve arkadaşlarına anlatmayı kendince kabullenmişti.Bu aralar kabullendiği çok fazla şey vardı.
Önündeki taşı sürükleye sürükleye eski bir parkın önüne geldiğini fark ettiğinde elindeki poşeti banka bırakarak oturmuştu hemen. Kimsenin olmaması ve hafif ürkütücü bir havanın olması hoşuna gitmişti. Tabii arada etrafına bakmadan da yapamıyordu.
Kısa süre sonra tekrar aklına Chae düştüğünde küçük bir heyecanlanma yaşadı. Bu zamana kadar sadece içten içe beslediği nefretin hoşlantı olduğunun utanç verici bir şey olmadığını çok geç olmadan fark etmişti. Fakat bundan sonra ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Yüzüne nasıl bakacaktı ki? Resmen onu düşünerek kendini tatmin etmişti. Dudaklarını düşünceleriyle birlikte hafif ısırdığında kendine hakim oldu bu sefer. Boş parkı biraz daha izleyerek yanına getirdiği çikolatalı sütünü açtı. Her ne kadar bira ya da soju ile kafa dağıtmak birinci tercihi olacak olsada sokakta tek başınayken böyle bir duruma düşmek istemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloggers
Fanfiction-chaelisa x minv texting- Duygularından kaçmak ya da onu nefret sanmak bir kurtuluş muydu?