7 ✯ senden hoşlanıyorum leya

646 40 54
                                    

"senden hoşlanıyorum leya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"senden hoşlanıyorum leya."

Gözlerimi kırpıştırarak kafamı kaldırdığımda hala dersin devam ettiğini gördüm. Hala Berat'ın yanında oturuyordum, bu yüzden kafamı diğer tarafa çevirdim.

Yüzü bana doğru dönük sıraya yatmış Çağan'ı görmemle taş kesilmiştim. Nefesimi tuttuğumu bile fark etmeden ona bakıyordum.

Bende usulca kafamı sıraya yasladım ve onu izlemeye başladım. Yüzü o kadar kusursuzdu ki, ona bakarken kendimden geçiyordum. Parti yüzünden geç yattığım için uykusuzluğa dayanamadan bende uyuya kalmıştım.

Berat'tan kaçtım ve tek başıma kantine gidip tost alarak mutlu mutlu sınıfa yürüdüm.

Sınıfa girmemle ağzımdaki tostun genizime kaçması bir olmuştu.

Çağan, Berat'ın yakasını yakalamış sarsıyordu. Tuana ve Alisa şaşkınca bana bakarken, Arda ve Yağız'da Çağan'ı tutmaya çalışıyordu.

Çağan, tam benim oturduğum yerde durduğu için durumu yumuşatmak adına yanlarına gittim. "Benim karnım çok aç ve yemeğimi yemek istiyorum. Yerimde kalabalık etmeseniz?" Dediğimde Çağan'ın bakışları yumuşadı ve sıradan çıktı.

Tostumu iştahla yerken, aklıma gelen şey ile tekrar boğulmanın eşiğinden dönmüştüm. Bana yazan kişi Çağan ile görüşeceğini söylemişti ve bugün Çağan ile kavga eden kişi Berat'tı.

Bana yazan kişi Berat mıydı yani?

Ama bu kişi beni Berat'tan uzak tutmaya çalışıyordu.

Taktik falan mıydı bu?

Zilin çalmasıyla Berat gülümseyerek yanıma oturdu. "Berat. Sana bir şey sormalıyım."

"İstediğini sorabilirsin."

"Bana yazan birisi var ve ben bu kişinin sen olduğundan şüpheleniyorum. Sen misin lütfen açık konuş." Dediğimde Çağan içtiği suyu Deniz'in suratına püskürttü.

"Çağan banyomu daha yeni yapmıştım. Niye yıkadın ki şimdi beni?"

"Pardon." Dedi Çağan öksürerek. Berat bana dönerek, "Hayır Leya ben sana yazmadım, istersen telefonumu kontrol edebilirsin." dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım. "Sana güveniyorum."

Çağan, ağzından 'Hah' sesi çıkardı alayla. Arda ise kafasına attığı tokatla "Yeter artık Çağan." dedi kaşlarını çatarak.

Hocanın gelmesiyle sınavlar yaklaştığı için dersi dinlemeye karar vermiştim.

Hocanın tahtaya yazdığı şeyleri okurken omzuma çarpan silgiyle gelen yöne baktığımda sırıtan bir Çağan vardı. "Silgim düştü, versene."

Dudaklarımı dişleyerek tekrar dersten atılmamak için silgiyi yerden alıp ona verdim. On saniye geçmeden koluma çarpan silgi ile tekrar nefesimi üfledim. "Silgim bugün çok hareketli. Kusura bakmazsın artık."

Silgiyi tekrar alıp ona verdim.

Bu sefer sekiz saniye sonra tekrar bir silgi atmıştı. Yemin ederim ki içimden o süreyi saymıştım.

"Çok yaramaz bir silgim var. Leya teyzeden özür dile ufaklık."

Yerden aldığım silgiyi sinirle suratına fırlattığımda, "Ah!" diye bağırdı. Gözünü tutarken bütün sınıf Çağan'a bakıyordu. "Çağan bir problem mi var?" Diye sordu hoca.

"Hocam gözüme uç girdi."

Hoca derin bir nefes alarak umursamadan derse devam etti. Zaferle Çağan'a döndüğümde bir gözünü tutarak, sırıtmış bir şekilde bana bakıyordu.

Zilin çalmasıyla yine dersten hiçbir halt anlamadan çıkıp daha boş beleş bir ders olan beden dersi için giyinme odasına gidiyordum.

Üzerimi değiştirdikten sonra erkeklerin giyinme odasının önünden geçerken duyduğum ses ile olduğum yerde durarak konuşmalarını bekledim.

"Anlaşmamıza uymadın değil mi Çağan?"

"Berat kes şunu, çocuk değiliz artık."

"Bu ihlalin bir bedeli olacak Çağan."

"Elinden geleni ardına koyma."

Buraya doğru gelen Yağız, "Selam Leya." dediğinde kendimi toparlayarak ona karşılık verdim ve hemen spor salonuna gidip tribünlerin olduğu bölgeye geçtim.

Ne anlaşması, ne ihlali?

Aralarında ne olduğunu fazlasıyla merak ediyordum.

Onların bu derece çekişmesine neden olan şey neydi?

Ben bunları düşünürken bana seslenen Deniz'i fark etmemiştim. "Leyaa! Topluca voleybol oynuyoruz gelsene."

Başımı sallayarak oluşturdukları çemberin arasına katıldım. Bir süre oynadıktan sonra Zeynep'in sürekli herkesin önündeki toplara atlaması sıkıcı olmaya başlamıştı. Top elime bile değmemişti, Yağız sinirlenip olduğu yere oturmuştu, Alisa tırnaklarına bakıyordu.

En sonunda Tuana topu tutarak, "Herkes atacağı kişinin ismini söylesin, başkaları atlamasın." dediğinde herkes oyuna döndü.

"Arda." Diyerek topu Arda'ya atmıştı. Ardından Arda Deniz'e, Deniz ise Alperen'e atmıştı. Alperen, Berat dediğinde Berat topu kavrayarak "Leya." diye bağırdığında kendimi hazırlamıştım.

"Senden hoşlanıyorum." Diyerek attığı topu şoktan dolayı kafama yiyip yere yapışmıştım.

ও

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

umarim begenmissinizdir,
yeni bolum en kisa sure icinde gelir.

20 temmuz gibi tatile cikacagim ve o sure zarfinda genellikle geceleri yazarim diye dusunuyorum.
ayrica yeni hikaye yazmak istiyorum ama bu hikayeyi bos birakamam.
o yuzden bulacagim bir caresini.

opuyorum hepinizii 💛

look at me babe, leyçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin