2 ✯ silgimi vermeyecek misin?

677 43 17
                                    

"silgimi vermeyecek misin?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"silgimi vermeyecek misin?"

Kafamı kollarımın arasında kaldırdığımda uykulu gözlerle matematik hocasının gittiğini görmüştüm. Uykuma devam edeceğim için gülümseyerek kafamı tekrar kollarımın arasına gömmüştüm. Sıranın sallanması ile yanıma birisinin oturduğunu hissettim. İçimden 'Kesin Berat'tır.' diyerek uykumu bölmedim fakat bir kız konuştu. "Leya, selam."

Kafamı kaldırdığımda yanımda bir kısmı sol taraftan örülmüş küt saçlarıyla Tuana duruyordu.

"Selam, Tuana." Dedim onun gülümsemesine karşılık. "Nasılsın?" Dediğinde "İyiyim, sen?" diye sordum elimi çeneme dayayarak. "Bende iyiyim."

Bir şey söylemek için kıvrandığı belliydi. "Leya benim bu akşam doğum günü partim var. Genel olarak herkesi davet ettim ama senin gelmeyeceğini bildiğim için özel olarak davet etmek istedim."

"Doğru bilmişsin, gelmeyi düşünmüyordum açıkçası." Dediğimde yüzü asıldı. "O kadar davet ettim ama. Kırıyorsun beni."

Haklıydı, yaptığım kırıcı bir hareketti fakat samimi değildik. Belki arkadaş olmak istiyordur diye düşünerek kabul etmeye karar vermiştim.

"Tamam o zaman gelirim." Kocaman bir gülümseme ile, "Sana konumu atarım." dediğinde başımı salladım. Tam kalkarken parmağını bana doğru salladı. "Ve Leya. Eğer kot pantolonla gelirsen seni kendi dolabımdan giydirir, makyajını da kendim yaparım. O yüzden güzelce hazırlanıyorsun." Gülerek, "Tamam, tamam." dediğimde o da gülerek uzaklaştı.

Beni bu kadar iyi tanıması bir miktar şaşırmama sebep olmuştu. İyi bir gözlemci olduğunu düşünerek tekrar kafamı kollarımın arasına gömdüm.

Berat'ın ısrarları sonucu öğle arasında hep birlikte kantinde oturuyorduk. Ama ben yan masada oturan Çağan'dan gözlerimi alamıyordum. Sayamayacağım kadar göz göze gelsek de, ben gerizekalı gibi bakmaya devam ediyordum.

"Tuana'yı sevmiyorum, ben gitmeyeceğim." Dedi Zeynep. Berat, "Bende gitmeyeceğim." Alperen ise, "Berat ile burcu aynı, bu yüzden o kadar da kötü değil. Ben partiye giderim, eğlenceli olur. Ya sen Leyoş, gidiyor musun?"

"Ben gideceğim." Dediğimde Berat öksürmeye başladı. "Ay tost boğazında kaldı. Yukarı bak Berat, yukarı bak." Dedi sırtını pat patlayan Alperen. "Sus Alperen."

"İyi misin?" Diye sorduğumda başını salladı. Berat, "Zeynep bizde gidelim partiye. Eğleniriz." Dediğinde Zeynep başını salladı. Telefonum titrediğinde elime alarak gelen mesajı açtım.

luminous:
üst kattaki müzik odasının önüne gel

leya:
sebep

luminous:
gelmen senin yararına olacak

leya:
kim olduğunu göstereceğini düşünerek gelmeye karar verdim
bekle
✓✓

"Benim telefon da konuşmam lazım. Birazdan gelirim." Diyerek kantinden çıktım ve müzik odasının önünde beklemeye başladım. Geç kalmıştır düşüncesiyle beklerken ben geleli on dakikayı geçtiği için mesaj atmaya karar vermiştim.

leya:
kardeşim
neredesin

luminous:
kardeş deme lazım olur güzellik

leya:
komik mi
şaka mıydı yani
yalancı

luminous:
yalan söylemedim

leya:
kendini gösterecektin

luminous:
öyle bir şey söylemedim
aa zil çaldı

leya:
sayende bütün teneffüsü burada geçirdim

luminous:
istediğim de buydu zaten

leya:
ne

luminous:
onlarla oturmandan rahatsız oldum
ve seni onlardan uzaklaştırdım
lütfen onlarla muhatap olma leya

leya:
oyun oynuyorsun demek
tek başına oynamak sıkıcı olmaz mı sence?
hadi birlikte oynayalım

luminous:
ne
leya
hayır
✓✓

"Berat yanına otursam senin için sıkıntı olur mu?" Berat, Zeynep'in çantasını Alperen'in sırasına fırlattığında "Tabii ki yok Leya, buyur otur." dedi gülümseyerek. Bende ona gülümsedim ve hızlıca sıraya yerleştim. Yan tarafımda Çağan'ın oturması ve bakışlarını benden çekmemesi dışında hiçbir problem yoktu. Ders boyu gözünü ayırmaması sık sık yutkunmama neden olmuştu.

Ayağıma doğru bir silgi fırlayınca ona doğru baktım. O da bana bakmaya başladı. Bir süre mal mal birbirimize baktık. "Vermeyecek misin?" Dediğinde "Almayacak mısın?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Verirsen alırım." Diye cevapladığında nefesimi vererek silgiyi yerden alarak ona doğru uzattım. "Alırsan veririm." Dediğimde "Alırım." dedi ve elini uzattı.

"Leya, Çağan!"

İkimizde aniden hocaya döndüğümüzde silgi yere düştü. "Dersimde konuşma cesareti nereden geliyor?" Dedi bağırarak. Kafamı eğdiğimde Çağan iç çekerek bana baktı ve ardından hocaya baktı.

"Çok büyük bir suç işledik hocam. Bizi dışarı atabilirsiniz."

etiketlerde bayagi yukselmisizz!!
ilginiz icin cok tesekkurler, daha hizli bolum atmak icin cabaliyorum.
yeni hikayelerde hazirliyorum.
hikaye bolumlerini renklendirmek icin buna uygun editler hazirliyorum.
hepsini yetistirip toparlayacagim yakin zamanda.

herkesi cok seviyorum ❤️‍🔥❤️‍🔥

look at me babe, leyçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin