4 ✯ şimdi dansa gidiyorum

643 43 30
                                    

"şimdi dansa gidiyorum, sende buyur gel

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"şimdi dansa gidiyorum, sende buyur gel."

Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissediyordum. Vücudum utançtan alev alev yanıyordu. Hafif bir baş dönmesi ile hemen bahçe alanından çıkıp bir kaldırıma oturdum. Gerçekten kendimi iğrenç hissetmiştim. Gerizekalı gibi benden hoşlandığını ve başkasından hoşlandığımı düşündüğü için üzüldüğünü sanmıştım.

Ama o sadece her kızın ondan hoşlanmasından zevk alan bir ilgi bağımlısıydı.

Onun gözünde küçük duruma düştüğüm için, fazlasıyla utanıyordum. Göz yaşlarım yüzümden süzülmeye başlayınca aklıma bin bir türlü senaryo geliyordu.

Arkadaşlarına söyleyip okulda adımı çıkararak benimle dalga geçmeleri bu senaryoların en kötüsüydü.

Babamı arayıp çağırmak amacıyla telefonu elime almamla birisi omzuma dokundu.

Berat.

Ona karşı Çağan'ı savunduğum için fazlasıyla mahcuptum. Ona olan utancımın artışıyla daha da çok ağlamaya başlamıştım. Beni kaldırımdan kaldırıp sarıldığında bende ona sarıldım. "Özür dilerim."

"Hayır, hayır. Problem yok, ağlama lütfen." Sarılırken bahçenin yarım açılmış olan kapısından arkadaşlarıyla gülüşen, gamzeleri ortaya çıkmış Çağan ile göz göze gelmiştim. Kaşlarının çatılması ve gülüşünün solması ile gamzeleri de kaybolmuştu. Sadece bana korkunç bir şekilde odaklanmış, suç işliyormuşum gibi bakıyordu. Berat ile ayrıldığımızda arkadan gelen Zeynep'e baktım. "Hemen makyajını düzeltiyoruz ve partiye geri dönüyorsun Leya."

Usulca başımı salladım. Zeynep yüzüme bir şeyler yaptıktan sonra telefonumdan makyajıma baktım. İstediğim gibi sade yapmıştı. Berat, Zeynep ile beni kollarının altına aldı ve birlikte tekrar bahçeye girip bir masaya geçtik. Ardından telefonuma mesaj gelmesiyle bildirimleri açtım.

luminous:
uyan leya
uyan
canın yanacak
bilmiyorsun
hiçbir şey bilmiyorsun

leya:
anlat o zaman
bileyim

luminous:
sadece bana güvenmeni istiyorum

leya:
tanımadığım birine güvenmem mantıklı mı sence

zaten okula geleli bir ay olmadan her yerden kazık yedim
adını sanını bilmediğim bir hesaba mı güveneceğim

luminous:
haklısın
biliyorum ama
yazıyor..

leya:
şuan konuşmak istemiyorum

luminous:
berat'tan uzak dur

leya:
herkes neden bana birinden uzak durmamı söylüyor
güvenebileceğim kimse yok tamam mı
birisine güvendim ve hoş şeyler olmadı

luminous:
üzgünüm leya

leya:
ne için?
✓✓

"Tuana pasta kesiyor Leya, sende gel yakınımda dur." Diyerek beni kolumdan tutup masanın ön tarafına doğru ittirdi Alisa. Sağımda Alisa, solumda ise Çağan vardı. Yan gözle bana baktığını görebiliyordum. Bu da beni fazlasıyla rahatsız etmişti. Bu ortamdan çıkma çabalarım da herkesin masanın etrafına toplanma sebebi ile boşa gitmişti.

Her yer o kadar kalabalıktı ki insanların arasından sıyrılamıyordum bile.

Sırtımdan ittirilmem ile karnım iyice masaya dayanmıştı. Bunu fark eden Çağan, "Biraz geri çekilin lan." diye bağırdığında herkes sessizlik eşliğinde geri çekildi. Çağan, nefes alabilmem için beni omuzlarımdan tutup geriye doğru çektiğinde ellerini ittirdim. Yutkunarak o da benden bir iki adım uzaklaştı.

Tuana, pastayı üfledi ve herkes sırayla hediyelerini verdi. Herkesin hediyesini açarken arkadaşlarının hediyelerini bir yerde tutup açmamıştı. Gülümseyerek bütün hediyeleri bir arada topladığım paketi ona uzattım. "Doğum günün kutlu olsun."

"Teşekkür ederim canım."

Benim hediyemi de arkadaşlarının hediyelerinin yanına koydu. "Açmayacak mısın?" Dedim kaşlarımı kaldırarak. "Bazı kişilerin hediyelerini herkesin ortasında açmıyorum."

Başımı sallayarak gülümsedim. Beni bu kadar yakın gördüğü için çok mutlu olmuştum. Tekrar Beratların yanına döndüm.

Hediye olayları da bittikten sonra müzik bir anda çalmaya başlamıştı. Ben hareketli bir şarkı çalacağını sansam da yavaş ve durgun bir şarkı çalmaya başlamıştı. Yağız, Tuana'nın yanına ilerleyerek elini uzattı. "Bu dansı ban-"

"Ya çok klişe." Tuana gülerek onu ittirdiğinde Yağız'da gülmeye başladı. "Biliyorum." Dans etmeye başladıklarında aralarındaki auranın fazla kuvvetli olduğu açıkça belli oluyordu. Birçok çift daha dans etmeye başlayınca aralarına Alisa ve Arda'da katıldı. Onlar da aşırı sevimli görünüyordu. "Leya." Diyen Berat'a döndüm. Dans teklifi edecek gibi duruyordu.

Ardından Deniz bir anda gelip, "Hadi Leya gel bizde dans edelim." dediğinde gülerek onunla dans etmeye yöneldim. Berat'a ayıp olduğunu düşünsem de boşverip eğlenmeye odaklandım.

Ne ben, ne de o dans etmeyi biliyordu. Sessiz bir şarkıda bizim kahkahalarımız yüzünden rahatsız olan insanlar dik dik baksa da Deniz o kadar eğlenceli biriydi ki, insan kimseyi umursamıyordu.

Bir kişi hariç tabii ki.

Ama garip bir şekilde bu sefer yüzünde hafif bir tebessümle bakıyordu.

Şarkı bittiğinde ona teşekkür edip tekrar bizim masaya döndüm. Telefonuma gelen bildirimle derin bir nefes vererek mesaj kutusuna tıkladım.

luminous:
bak ilkinde deniz bir şekilde savuşturdu ama
bu berat sana yine dans teklifi etmeye hazırlanıyor

leya:
ee

luminous:
sakın kabul edeyim deme

leya:
nedenmiş

luminous:
leya hayır diyorum

leya:
çok istiyorsan gelip durdur
cesaretin varsa tabii

luminous:
leya lütfen

leya:
şimdi dansa gidiyorum
sende buyur gel

luminous:
bunu sen istedin
geliyorum
✓✓

Gördüğüm mesaj ile uzun süredir teklif etmeye cesaret edemeyen Berat'a, "Hadi dans edelim." dediğimde mutlulukla kabul etti ve dans etmeye başladık. Ben etrafa bakarken sinirli bir şekilde bize doğru yürüyen Çağan ile nefesimi tutmuştum.

AKLIMA TWITTER AKIMINA BASLAMAK GELDI VE BU HICBIR CAGTU KITABINDA YOK GALIBA UMARIM YOKTUR EGER VARSA PEK ILGILENMIYORUM AMA BENCE YOK!!!

YANIII BIR SONRAKI BOLUM TWITTER SSLERI DE OLACAAK

opuyorum herkesiiii❤️‍🔥❤️‍🔥

look at me babe, leyçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin