1 yıl önce
mahkemenin bekleme salonunda ölüm sessizliği vardı. Herkesin merakla beklediği o gün gelip çatmıştı.ve kapı aralandı.içeriye çağırmakla görevli olan adam tok bir sesle
"davalı sayın Gökhan Aktaş duruşma salonunda bekleniyorsunuz"dedi.Gökhanın o an eli ayağı uyuştu. Aslında bütün plan hazırdı, her şey organize edilmişti kaç aydır bu dava için uğraşıyordu ama bu onun kaderini etkileyecek kadar önemli bir davaydı. Bunun kaçarı yoktu, her şey istediği gibi ilerlemek zorundaydı. Kafası karmakarışıktı ne yapması gerektiğini sanki tamamen unutmuş gibiydi. Düşünceli bakışları sürekli değişiyordu. Artık o kasvetli mahkeme salonuna girip bu işi kökten halletmeye kararlıydı.
Kafasındaki düşünceleri bir kenara bırakması gerekliydi. Düşünceli ifadesinin yerine daha ciddi bir ifade takınıp kendinden emin bir şekilde oturduğu yerden kalktı, kravatını yukarı doğru çekti ardından omuzlarını dikleştirip sakin ama tok adımlarla mahkeme salonuna yürümeye başladı.
Arkasında üvey kızı Aden Aktaş vardı, içini bir nebzede olsa onun varlığı rahatlatıyordu.
yanlış anlaşılmasın onu sevdiğinden dolayı değildi bu iyi hissetmesinin sebebi aksine üvey kızına zerre sevgisi yoktu. Onu sadece işinde kullanacağı bir piyon olarak görüyordu. hiçbir zaman onu kızı olarak görmedi. Ama işine çok yaradığı inkar edilemez bir gerçekti. Bütün planlarını eksiksiz ve doğru şekilde yönetme konusunda çok profesyoneldi. işte bu Gökhan'ın stresini ve korkusunu azaltmasını sağlıyordu.
İşinden dolayı nefretini bir kenara atıp ona yapmacık da olsa iyi davranmaya çalışırdı, tabi pek başarılı olduğu söylenemezdi. işin sonunda elbet kavga edecek bir şey bulur ve bütün öfkesini ondan çıkarırdı.Bazı durumlarda şiddet uyguladığı bile olurdu, ama Aden büyümeye başladıkça şiddeti çok nadir uygulamaya başlamıştı. Bunun sebebi ise Aden'in gitmesinden korkacağı için yaptığı bir şeydi. Ne olursa olsun sonuçta bütün işiyle, planlarıyla ilgileniyordu. Kim böyle birini kaybetmek ister değil mi. Aden birkaç adımla üvey babasının yanına geldi ve yürümeye devam ederken üvey babasının ona tereddütle baktığını fark etti.
Neden bu şekilde baktığını anlayan kız sessizce üvey babasının kulağına doğru "merak etme her şey istediğimiz gibi gidecek hiçbir sorun yada problem yaşamayacağız" dedi. Gökhan üvey kızının söyledikleriyle rahatladı ve ona doğru yaklaşıp "bundan eminim sana bu konuda çok güveniyorum ve işini ciddiye alarak yaptığını da biliyorum kızım hiçbir sorun yaşanmayacak" dedi. Aden üvey babasına hafifçe gülümsedi ve yürümeye devam ettiler. Onun takıldığı konu kızım sözüydü. Bu lafı nedense sadece istediği şeyleri eksiksiz yaptığında duyardı. Bir kere bile normal bir zamanda gelip kızım demezdi. Hep bir çıkarı olduğu zaman bu lafı ondan duyardı. İstemediği bir şey olsun hemen şerefsizin teki olurdu üvey babasının gözünde.
Tam düşüncelere dalarken birinin kolunu omzunda hissetti. Hafifçe irkilip soluna döndüğünde üvey babası ona bir şeyler söylüyordu ama odaklanamıyordu.
kızım kelimesi onu çok etkilemişti.
Söylediği şeyleri duymaya çalıştı ama başaramadı. Gökhan'ın sabrı artık taşmaya başlamıştı. Kendini kontrol etmeye çalışarak yüksek bir sesle "Aden kendine gel artık duruşmaya girmemiz gerek" dedi. Dora nihayet kendini toparlamayı başarmıştı. Üvey babasına dönüp "pardon dalmışım farkında bile değilim, neyse çok oyalandık hadi içeri girip şu işi bitirelim" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VERA
Teen Fictiongözlerinin önünde, babasının üvey babası tarafından öldürüldüğünü gören bir kızın intikam için yıllarca bekleyip darbeyi çok sert yapmasıyla başlayan bir serüven... Üvey babam denilecek o adam adamlarımdan birine hareket yaptı. Siyahlar içinde giyin...